65+ yaşa uygulanan yasaklara son!

İstanbul Emekli Sendikaları Eylem Birliği Koordinasyonu, dün Kadıköy’de 65+ yaşlı sorunları için eylem yaptı. İstanbul Emekli Sendikaları Eylem Birliği Koordinasyonu; DİSK Emekli Sen, Emekliler Dayanışma Sendikası, Tüm Emekliler Sendikası’nın İstanbul’daki şube ve temsilciliklerinden katılan emeklilerden oluşuyor. Koordinasyon ilk eylemiyle de çok sayıda televizyon ve yazılı basında ve sosyal medyada yer alırken, kamuoyunda süren tartışmaları da […]

İstanbul Emekli Sendikaları Eylem Birliği Koordinasyonu, dün Kadıköy’de 65+ yaşlı sorunları için eylem yaptı.

İstanbul Emekli Sendikaları Eylem Birliği Koordinasyonu; DİSK Emekli Sen, Emekliler Dayanışma Sendikası, Tüm Emekliler Sendikası’nın İstanbul’daki şube ve temsilciliklerinden katılan emeklilerden oluşuyor.

Koordinasyon ilk eylemiyle de çok sayıda televizyon ve yazılı basında ve sosyal medyada yer alırken, kamuoyunda süren tartışmaları da etkiledi.

Toplu ulaşım hakkı engellenen 65 taş üstü yurttaşa eziyet…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

65+ yaş üstü insanlara toplu ulaşım araçlarını kullanmayı da yasaklayan Corona politikalarını eleştiren koordinasyon, emeklilerin çok yönlü mağdur edildiğini ve “65+ üstü insanlarımızın doğaya ve topluma emekleri geçmiştir. İnsan onuruna yakışır bir yaşamı en çok da onlar hakkediyor!” diye seslendi.

“Pandemide artık ödenemez hale gelen emeklilerin temel gider faturalarını SGK üstlensin!” talebini öne süren Koordinasyon, TTB nin salgına karşı alınması gereken toplumsal önlem önerileri de desteklediğini açıkladı.

Toplumsal bütünlük kapsamında “tam kapanma” yöntemini öneren Koordinasyon “Korona insanlığın bitişi değildir, salgına karşı korunma ve onun zararlarını asgariye çekmek mümkündür. 65 yaş üstü insanlarımızın korona salgınında korunması, adil ilişkiler içinde ve eşit haklarla saygınlık içinde yaşaması sağlanmalıdır.” talebinde bulundu. Açıklamada:

“65 yaş üstü insanlarımıza, bütünlüklü toplumsal önlemler olmaksızın travmalar yaratan izolasyon uygulamak insanlık ve bilim dışıdır. Yasaklar ve yoksunluklar, insan yapısında özellikle 65 yaş üstünde psikolojik yıpranmalar, tükenmişlikler ve tahribatlar getirmiştir. Pek çok yurttaşımız hareketsiz kalma nedeniyle hem beden hem ruh sağlığı yaşamış, hem de gündelik işlerini yapabilmekten ve yakınları ile zaman geçirebilmekten alıkonulmuştur.

“65 yaş üstü insanların korunması konusunda sergilenen hatalar ve başarısızlık inatla sürdürülüyor. Korona insanlığın bitişi değildir, salgına karşı korunma ve onun zararlarını asgariye çekmek mümkündür.

“65 yaş üstü insanlarımızın korona salgınında korunması, adil ilişkilerle ve eşit haklarla saygınlık içinde yaşaması sağlanmalıdır. 65 yaş üstü insanlarımızın doğaya ve topluma emekleri geçmiştir. İnsan onuruna yakışır yaşam onlarında hakkıdır.” Konusuna dikkat çekti.

Sorunların çözümünde emekli örgütlerinin muhatap alınmasını, emekli sendikalarının devlet kurumlarıyla toplu sözleşme yapmaları gerektiğini ve buna hazır olduklarını da vurgulayan koordinasyon, emeklilere örgütlenme çağrısı yaptı.

Basın açıklamasında şair Ataol Behramoğlu, video konferansla katılarak 65 üstü yaş insanlara yönelik yasak ve baskıların kaldırılmasını istedi. Uygulamalar için ise savcılıklara suç duyurusunda bulunarak olayın vahim boyutuna dikkat çekti. Basının ve farklı demokratik kitle örgütlerinin partilerin sembolik de olsa destek verdiği eyleme, SYKP, EHP, HDK emek meclisi, HDP milletvekili Züleyha Gülüm, Turizm ve Eğlence Hizmet İşçileri Sendikası, DKDER temsilcileri destek verdi.

Eylemde okunan basın açıklaması metni aşağıdadır.

Basına ve Kamuoyuna,

65 yaş üstü insanlar Korona salgınında Dünyada ve ülkemizde en çok zarar gören kesim oldu. İnsanlık birikimi ve kapitalizm onlara koruyucu bir kalkan yaratamadı. Onlar Covid19 salgını tehlikelerine karşı korunmuyor, hastalanıyor ve yaşamlarını yitiriyor.

Ülkemizde yaşlılarımıza daha farklı davranıldı diyemiyoruz. Bizde salgının sorumlusu yaşlılar gibi toplumsal algı yaratıldı. İnsanlık dışı davranışlarla aşağılandılar, yaşamları kısıtlanarak toplumsal ilişkilerde izolasyon uygulandı. Anayasada ve değişik yasalarda yer alan yurttaşlık hakları, beslenme ve salgından korunma gibi yasal ve meşru hakları hiçe sayıldı. Güçlü örgütsel yapıları olmadığı için de hak ve hukukları savunulamadı, korunamadı.

Bir yıldan beri engellenmeyen salgın ve yoksunluklar, ölümler; insanlığın çaresizliği ve utancı olarak halen devam ediyor.

Ülkemizde yaklaşık yedi buçuk milyon kişi 65 yaşın üstündedir. İstanbul’da bir milyonu aşan yaşlı nüfusumuz var. Salgının ilk vurduğu yoksulluk içindeki işte bu korunamayan yaşlılarımız oldu. Hacca giden yaşlı topluluklarından kaç insanın öldüğünü dahi bilmiyoruz. Yaşlıların toplumdan izolasyonu, uygulanan yasaklar ve dayatılan yoksunluklara yol açan politikalar ve sonuçlar gösteriyor ki, COVİD19 hastalığı hem yoksul ve emekçi hem de emekli-yaşlı hastalığı yapılmıştır.

65 yaş üstü insanların korunması konusunda sergilenen başarısızlık inatla sürdürülüyor. Salgın başladığından beri “COVİD19 yaşlı hastalığıdır” algısı özellikle körüklendi. Hastalığı yaşa bağlı değerlendirme, bilimsel olmayan ve bedeli ne olursa olsun “sürü bağışıklığı” tercihini yapan, insanı korumayı maliyet hesabı içinde gören kapitalist zihniyet etkili olmaktadır. Salgın sürecinde, ne pahasına olursa olsun üretim devam ettirilecek, meta ve sermaye dolaşımı temel alınacaktı. Dolayısıyla işçi sınıfının sokakta ve iş yerlerinde olması, yaşlıların da evde oturması istendi. Daha sonraları tutarsızlık fark edilince, 65 yaş üstü esnaf ve çalışanlara izin belgeleri verildi. Yeter ki üretsinler mantığı yani… İnsanın, sağlık ve yaşam hakkının, kapitalizmde çok da önemli olmadığını bir kez daha gördük. Ancak satılabiliyor ise insan sağlığı ve sağlık hizmetleri değerlidir.

TTB ve pek çok sağlık meslek örgütlerinin, emek örgütlerinin ve bilim insanlarımızın iki haftalık toplumsal izolasyon temelinde “tam kapanma gereklidir” çığlıkları inatla duyulmadı. Devlet, iktidar ve sermaye cephesi, inatla insanı koruma odaklı toplumsal önlemler almaktan kaçınmayı sürdürüyor. Onlar için tek önemli olan üretim, pazarlama, para kazanmaktır. Salgını önlemeyen, ölümleri durduramayan sözde tedbirler alınıyor. Kaçıncı dalganın yaşandığını, kaç kişinin hastalığa yakalandığı ve hangi hasarlarla yaşamaya devam ettiği, dahası ölülerimizin gerçek sayısını bilemiyoruz.

Değerli basın emekçileri ve emek kamuoyu,

65 yaş üstü insanlarımıza, toplumsal koruma olmaksızın travmalar yaratan izolasyona yönelmek, insanlık ve bilim dışı bir uygulamadır. 65 yaş üstü insanlara ev hapsini dayatmak, artık zulüm halindedir. Yasaklar ve yoksunlukları dayatma, insan yapısında özellikle 65 yaş üstünde psikolojik yıpranmalar- tükenmişlikler ve tahribatlar getirmiştir. Pek çok yurttaşımız hareketsiz kalma nedeniyle hem beden ve ruh sağlığı sorunları yaşamaya başlamış, hem de gündelik işlerini yapabilmekten ve yakınları/arkadaşları ile zaman geçirebilmekten alıkonmuştur. İzolasyonun kas-iskelet sistemi ve dolaşım sistemi rahatsızlıklarını artırdığı, tedavilerin ertelenmesiyle kronik hastalıkların körüklendiği açıklanmaktadır.

65 yaş üzeri yurttaşlarımıza yönelik özel kısıtlamalar kaldırılmalıdır.

Sağlık meslek örgütü TTB nin bir tespitini ve önerisini burada paylaşmak istiyoruz. “COVID-19’a karşı alınan tedbirlerin, yaşlıların katılımıyla hazırlanması, yaşlıların kendilerine özgü ihtiyaçlarını kapsaması, mümkün olan en yüksek fiziki ve zihinsel sağlık ölçütlerine ulaşma hakkını güvenceye alması, hayat kurtaracak tedavilere ulaşımlarını sağlaması ve başkalarıyla eşit temelde toplumsal ve ekonomik refahlarını koruması gerektiği” yaklaşımına dikkat çekiyor TTB…

Biz Emekli Sendikaları Eylem Birliği Koordinasyonu olarak bu tespitlere katılıyor, öneriyi sahipleniyoruz.

Şimdi 65 yaş üstündeki insanlar haklı olarak soruyor: “Bizlere yasak koyarak salgın önlendi mi?” Hayır! Çünkü izlenen salgınla mücadele politikalarında hatalarda ısrar ediliyor. İnsanlar salgın ortamında kitlesel ve yakın temaslar içerisinde çalışmak zorunda bırakıldı. Devlet, sosyal devlet olma sorumluluğunu yerine getirmelidir. İşçi sınıfını, küçük esnafları, yaşlılarımızı temel geçim geliriyle destekleyerek, tam kapanma tedbirine başvurmalıdır. Devlet ve sosyal güvenlik kurumları, bütçelerin önemli kısmını halk sağlığı hizmetine vermelidir. Sermayeye teşvike değil!

Kısıtlama uygulamalarını, tüm toplumsal yaşama yaygınlaştırmaktan başka çare yoktur.

65 yaş üstüne toplu taşıma yasağı: Ya taksi ya yürüyüş ya da ceza!

İstanbul’da dolmuş, otobüs, metro, metrobüs ve marmaray gibi toplu taşıma araçları dolup taşarken, iktidarın “önlemlere dikkat edelim” çağrısı çok traji-komik bir durumdur. Bu aklımızla alay etmektir. İşleri nedeniyle otobüse binmeye çalışan yaşlılar aşağılanıyor, onların ikinci sınıf insan muamelesiyle karşılaştığını görüyor ve artık buna dayanamıyoruz.

65 yaşı üstü bir yurttaşımız diyor ki: ” hastaneye gitmem lazım ancak çevremde bir hastane yok. Toplu taşıma kullanmak zorundayım ancak bize ulaşım yasağı getirdiler. İhtiyaçlarımı gidermek için ya taksi tutacağım ya en az 1 km yol yürüyeceğim ya da yasağı deleceğim. Yasağı deldiğim zaman ceza kesilecek korkusu yaşayacağım. Bizlere pandemi gerekçe gösterilerek dayatılan yaşam biçimi insan hak ve özgürlüklerine aykırıdır.”

İstanbul’da yaşayan ve sayıları bir milyonu aşan 65 yaş üstü insanlara, insan hakları kapsamında saygılı ve adaletli davranılmalıdır!

Korona ve yoksulluk birlikte vuruyor!

13 milyonu aşan emeklilerin gelirlerinde sürekli düşüklük sağlanması yönteminin bilinçli tercih edildiğini biliyoruz. 65 yaş üstü yüzbinlerce insan açlık sınırı altındaki gelirleriyle yoksulluk ve sefalet içindedir. Artan hayat pahalılığı bunaltmıştır ve dayanılır olmaktan çıkmıştır. Temel tüketim mallarına yapılan sürekli zamlar karşısında satın alma gücü sürekli değer kaybetmektedir. Bir insan hakkı olan beslenme hakkından yeterince yararlanamıyoruz. Pandemi ortamında açlık ve yoksulluk, günlük yaşamımızın ayrılmaz parçası olmuştur. Isınma, elektrik, su, doğal gaz gibi temel ihtiyaçların faturaları ödenemez, gıda ve beslenme ihtiyaçlarımız karşılanamaz boyuttadır.

Pandemide artık ödenemez hale gelen emeklilerin temel gider faturalarını SGK üstlensin!

13 milyon emekli ve yaşlı maaşlarından vergi alınmasın!

Sermaye güçleri mevcut siyasal iktidar desteği ile servetlerine servetler kattı. Milyoner sayısı bizim ve tüm emekçilerin sırtına basarak çoğaltıldı. Zenginlerden servet vergisi alınarak bütçe ihtiyaçları bu gelirle karşılanmalıdır.

Buradan emeklilerin yaşlıların gelirlerine zam yapılması ve bazı sosyal hakların iyileştirilmesiyle birlikte, kalıcı bir çözüm yöntemi talebimizi dile getiriyoruz. Devlet, SGK ve sermaye temsilcileriyle emekli sendikaları temsilcileri toplu sözleşme masasına oturarak sorunlara kapsamlı çözümler getirilmelidir. Biz muhataplarımızla toplu sözleşme masasında olmak istiyoruz.

Korona insanlığın bitişi değildir, salgına karşı korunma ve onun zararlarını asgariye çekmek mümkündür. 65 yaş üstü insanlarımızın korona salgınında korunması, adil ilişkiler içinde ve eşit haklarla saygınlık içinde yaşaması sağlanmalıdır.

Bu insanlarımızın doğaya ve topluma emekleri geçmiştir. İnsan onuruna yakışır bir yaşamı en çok da onlar hakkediyor!

19 Şubat 2021 /İstanbul Emekli Sendikaları Eylem Birliği Koordinasyonu”

Emek.org.tr

 

İlgini çekebilecek diğer içerikler