İstanbul-Hadımköy’de bulunan Greif (Sünjüt) çuval fabrikasında işgal eylemi 41.gününde devam ediyor.
Greif direnişçilerinden bir grup işçinin birkaç gündür İstanbul-Şirinevler’de bulunan DİSK Tekstil sendikası Genel Merkezindeki işgal eylemleri de devam ediyor. Burada DİSK yönetiminden sendikacılarla da bir araya gelen işçiler, taleplerini dile getirdiler. Bu görüşmeden sonra durum değerlendirmesi yapan işçiler sendika binasındaki işgal eylemlerine son verdi.
… … …
Kısa süre önce işverenin çağrısıyla, çevik kuvvet ve TOMA’nın desteğinde fabrika dışından ve başka iş yerlerinden toplanan işçiler fabrikaya doğru yönelmişti. Greif fabrikasında işgal eylemini sürdüren işçilerin tavizsiz duruşu nedeniyle işçiler ve polis kuvveti geri çekilmişti. Bu kuşatma ve tehdit esnasında fabrikada bulunan muhabirimizin, DİSK Tekstil Esenyurt Bölge Sorumlusu Engin Yılgın ile yaptığı kısa röportajı aktarıyoruz.
– Öncelikle burada 33 gündür işgal ve direniş devam ediyor. Neden başladınız, süreç nasıl gelişti?
Engin Yılgın: İşverenle toplu iş sözleşmesinde işverenle anlaşamadığımız için taleplerimizin karşılanması için işçi arkadaşlarımız fabrikada bir işgal gerçekleştirdiler. Üretimden gelen güçlerini kullandılar. Ve fabrikamızda 33 gündür gece gündüz bekleyerek bir mücadele yürütüyoruz. Süreç içerisinde işverenin bizim taleplerimize yönelik teklifleri oldu. Yalnız bu teklifler taleplerimizi karşılar nitelikte olmadığı için direniş sürüyor.
33 gün içerisinde işveren birçok kirli bilgi yayarak, direnişteki işçi arkadaşlarımızın telefonlarına mesajlar göndererek, evlerine noter aracılığıyla tebligatlar göndererek direnişimizi karalamaya çalıştı. Örgütlülüğümüzü dağıtmaya yönelik birçok oyun oynadı. Ama bunu başaramadı. Buradaki örgütlülük taleplerin karşılanması doğrultusunda kararlılıkla sürüyor.
Ayrıca başka bir süreç var. İşveren, direnişte olmayan, sendika üyesi olmayan işçileri bir araya getirerek, buradaki işçilerle karşı karşıya getirmeye çalıştı. Fakat bunda da başarılı olamadı. Arkadaşlarımız kararlı bir duruş göstererek, bu oyunun da yaşanmasına izin vermedi. Ve bunun üzerine milletvekili Süleyman Çelebi araya girerek işveren ile bir toplantı daha gerçekleştirmemizi sağladı. Görüşmemizde işveren buradaki talepleri karşılamak yerine taleplerimizden geri ve kırıntı talepleri kabul etmemizi istiyor. Özellikle taşeronda çalışan arkadaşlarımızın bir bölümünü kadroya almamakta diretiyor. İşçilerin ücretlerini iyileştirecek zam oranlarını vermekten kaçınıyor. Bu nedenle bugünde bir anlaşma gerçekleşemedi. Mücadelemiz kararlılıkla sürecek.
– Talepleriniz ve şu an ki durum nedir?
Yani bizim işverene sunduğumuz talepler kesinlikle sendikamız üyesi olan tüm taşeron ve konfeksiyonda çalışan arkadaşlarımızın kadroya alınması ve tüm sendikal haklardan yararlanmasıdır. Bunun yanında diğer talep ise biz tam 4 maaş ikramiye istiyoruz. İşveren ise 18 ay 3, sonraki 18 ay ise 4 olarak üç yıllık toplu iş sözleşmesi olarak planlıyor. Biz ise 4 aylık ikramiyede kararlıyız. Ücret zammında biz %15 istiyoruz, onlar %9 verebileceğini söylüyor ilk 6 ay için. İkinci 6 ay için %7, Diğer 6 aylarda da %1 veriyor, %1 artı enflasyon diyor. Biz bunu kabul etmiyoruz ve diğer aylarda %5 + enflasyon istiyoruz.
İşverenin ilk günden beri taleplerimize karşı söylediği ve tespit ettiği şuydu. Bizi razı etmeye çalışıyor, kabul etmezseniz fabrika kapanır diyorlar. Bizlerde şunu diyoruz, Fabrikanın kapanmamasının karşılığı bizlerin kölece çalıştırılması, insanca yaşayacak ücretler almamamız olmamalı. Bizler sonuç olarak fabrikanın kapanmasını istemiyoruz ama insanca yaşayacak ücret ve insanca çalışma koşullarına sahip olmamız gerekiyor. Bu nedenle istediğimiz ücretlerin ve sosyal hakların kabul edilmesini istiyoruz.
– Son söz yerine
Burası merdiven altı bir çalışan bir atölye değil, sınıfsal bir şirket. Kendi sektöründe önde gelen şirketlerden biridir Greif… Buradaki işçilerin taleplerini karşılayamayacak kadar zayıf bir şirket değil. İşverenin aslında burada kabul edemediği örgütlülük, irade ve kararlılıktır. Bizlerde sonuç olarak bu mücadelenin, özellikle taşeron köleliğine karşı olan bu onurlu mücadelenin artık geri dönüşü olmayacağını, yani diz çökerek yaşamaktansa ayakta ölmeyi yeğleriz deyip bu mücadeleyi sürdüreceğiz.
Emek.org.tr