Filistin

İsrail ordusunun susturamadığı şarkı

İsrail’in Gazze katliamına devam ettiği günlerde, Kıvanç Eliaçık hüzünlü ve bir yanıyla da sevindirici bir haber yazdı. Filistin halkının geçmiş mücadelesinin kültürel katliam boyutunu da aktaran yazı, şarkıcı Zeinab Shaath’ın şarkısı ‘Filistin’in feryadı’ hikayesini ve İsrail yıkımının kültürel alandaki boyutunu da anlatıyor.

Kıvanç Eliaçık’a teşekkür ederek yazısını izleyicilerimizle paylaşmak istedik.

İsrail ordusunun susturamadığı şarkı

İsrail ordusu tarafından yok edildiği sanılan The Urgent Call of Palestine albümü tekrar yayımlandı.

İsrail, 1982’de Lübnan’a saldırdığında Beyrut’ta bulunan Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) merkezini de yıktı. Binayı bombalamadan önce içinde film, kitap ve el yazmalarının bulunduğu çok sayıda arşiv belgesini tahliye etti. Çalınanlar arasında “The Urgent Call of Palestine” (Filistin’in Acil Çağrısı/Filistin’in Feryadı) isimli şarkı için çekilmiş bir videoklip de vardı. 1972’de çekilen siyah beyaz filmde şarkıyı 18 yaşındaki Zeinab Shaath söylüyordu:

“Filistin’in feryadını duymuyor musunuz? / Filistin, eziyet çekmiş, işkence görmüş, yaralanmış ve hırpalanmış / Ve tüm oğulları ve kızları dağılmış.”

“Can’t you hear the urgent call of Palestine? / Palestine, tormented, tortured, bruised and battered, and all her sons and daughters scattered.”

Zeynep, boynunda kefiyesi ve gitarıyla, zeytin ağaçları arasında Filistin Feryadı’nı İngilizce söylüyordu.

Yayınladığı dönemde radyolarda istek rekorları kıran ve Filistin davasını Batı ülkelerine anlatan şarkının İsrail tarafından yok edildiği düşünülüyordu – ta ki İsrail ordusunun arşivlerinde araştırma yapan sanatçı-küratör Rona Sela tarafından bulunup ABD’de yayınlanana kadar.

FİLİSTİN’İN BAEZ’İ 

Zeynep Shaath, babasının çalışmak için göç ettiği Mısır’da 1954 yılında doğmuştu ve ailenin Filistin dışında doğan tek ve en küçük çocuğuydu. Filistin’deki evlerinin anahtarı gurbetteki evlerinin kapısının yanında asılıydı. Shaath ailesi taşındıktan hemen sonra Nakba başladı. 750 bin Filistinli göçe zorlandı.

Zeynep’in babası Filistin’den gelen mültecilere yardım kampanyalarında çalıştı. Evde sürekli Filistin hakkında konuşuldu. Zeynep ulusal kurtuluş mücadelesine katılma hayaliyle büyüdü.

“Buradayız ama kalbimiz halkımızla birlikte. Filistin’de olmamayı biz seçmedik. Her zaman özlem içindeyiz. Her zaman mücadelenin içindeyiz. Bu bir yere ait olma mücadelesi.”

Zeynep’in müziğe ilgisi vardı. Piyano çalıyordu. ABD’de okuyan ablası ona Joan Baez ve Bob Dylan plaklarıyla birlikte bir gitar hediye etti. “Bu şarkılar evimizdeki siyasi sohbetlerle müzik arasındaki ortak noktaydı.” Zeynep o şarkılar sayesinde Vietnam Savaşı’na karşı verilen mücadeleyle ve Filistin Davası’nı birleştirdi.

Lalita Panjabi’nin bir şiirini okuduktan 24 saat sonra basit akorlarla ve mırıldanarak “Filistin’in Feryadı”nı besteledi. Şarkı bir protesto marşına dönüştü. Radyolarda istek rekorları kırdı. FKÖ kültür sanat sorumlusu olan Ressam İsmail Shammut, Filistin Davası’nı batıya anlatmak için aradıkları sesi bulduğunu düşündü.

KURTULUŞA KADAR 

FKÖ’nün desteğiyle 4 şarkılık bir albüm kaydettiler. Albümde Mahmud Derviş’in Kimlik Kartı şiirinden bestelenen I am an Arab (Ben Bir Arabım), Resist (Diren) Take Me Back to Palestine (Beni Filistin’e Geri Götür) şarkıları da yer alıyordu.

Zeynep kısa süre içinde kendisini turnede buldu. Artık Yasser Arafat, Angela Davis gibi isimlerin yanında şarkı söylüyordu. Ortadoğu şehirlerinin yanı sıra Berlin, Moskova ve Tiflis’e gitti. 1973’te Berlin’de 10. Dünya Gençlik ve Öğrenci Festivali’nde sahne aldı.

Zeynep Shaath sonraki yıllarda ABD’ye taşındı. Eczacılık okudu, evlendi. Albüm kayıtlarının baskında yok olduğunu düşünüyordu. Ama 2017’de sanatçı-küratör Rona Sela hem albümü buldu hem de üzerindeki gizlilik kararını kaldırttı. Albüm Majazz Project tarafından tekrar yayınlandı.

“Filistin’in kendilerinden önce ‘topraksız bir halk için, halksız bir toprak’ olduğunu iddia ediyorlar. Bunun için kültürümüzü ve sanatımızı unutturmak, yasaklamak ve yok etmek istiyorlar.”

Filistin’in Feryadı, 2024’te tekrar yayımlandı. Gazze’de yaşanmakta olan vahşet aradan geçen yarım yüzyılda hiçbir şeyin değişmediğini ve şarkının hala güncel olduğunu gösteriyor. “Kurtuluşun bayrağı Kudüs’te dalgalanana kadar…”

Albümü dinlemek için: Zeinab Shaath – The Urgent Call of Palestine 

Zeynep Shaath, The Urgent Call of Palestine’ın hikâyesini anlatıyor

(Kaynak Birgün gazetesi, Yazan: Kıvanç Eliaçık 14.05.2024)

Emek.org.tr

 

Mahkeme yaşamsal öneme sahip olan; Gazze’de ateşkes sağlanması ve İsrail’in geri çekilerek saldırıların durdurulması yönünde karar alınamadı.

Birleşmiş Milletler Adalet Divanı, Gazze-Filistin soykırım davası kararını açıklandı. Soykırım kararı çıkmadı, ancak soykırım riskine dikkat çekti.

Mahkeme savaşın önlenmesi ve operasyonların sona ermesi ve İsrail’in geri çekilerek ateşkes ile suç işlemesinin önlenmesi temelindeki Güney Afrika talebine yönelik karar almadı.

Adalet divanı, Güney Afrika hükümetinin soykırım katliamlarına yönelik iddialarının bir kısmını kabul edilebilir buldu. İsrail’in uluslararası sözleşmeleri ihlal ettiğini, yardım engellenmesi ve hastalıklara yol açtığı, Gazze halkının katliam riskiyle karşı karşıya kaldığı, bunun engellenmesi gerektiğini belirledi.

Güvenlik konseyine de bildirimde bulunma kararı alınarak Gazze’de yaşananların önlenmesini dolaylı da olsa talep ederek “Filistin halkı korunması gereken halk “olduğunu belirtmektedir.

Kararda; Filistinlileri yaşamsal maddelere erişimleri engellenmiştir ve bu olanaktan yoksun oldukları ifade edilmiştir. Doğumlar sağlıklı yapılamadığı tespiti yapılarak, Mahkeme acil bir durum yaşandığına dikkat çekmiştir. İsrail’in beyanını de değerlendiren mahkeme, İsrail yanıtlarını göz önüne alarak sorunların değerlendirileceği sözüne dikkat çekmiştir.

Mahkeme, Güney Afrika devleti tarafından ileri sürülen taleplerin bir kısım ihtiyati tedbirleri de kabul etmiştir. Ve mahkemenin de öne süreceği talepler olabilir kararına varmıştır.

Mahkeme uluslararası Soykırım sözleşmesine dayanarak, İsrail’in Filistinlilere yönelik öldürme ve yaşam tehdidi oluşturma tavrını eleştirmiştir.

İsrail soykırım riskine karşı önlemler almalı ve insani yardımın yerlerine ulaştırılmasını sağlaması gerektiği kararına vardı.

İsrail’den bir ay sonra rapor istendi. Ve ihtiyati tedbirlerin alınması gerektiğini karar altına almıştır.

Karara rağmen İsrail’in soykırım tavrı engellenmemiş, İsrail’in katliamları durdurma kararı alınmamıştır.

Emek.org.tr

 

 

 

 

İsrail  insanlık dışı saldırılarıyla katliama devam ediyor! Katil İsrail devletinin Gazze’deki El Ehli Baptist Hastanesine yaptığı bombardımanda yüzlerce insan yaşamını kaybetti!

Gazze’ye yönelik sürdürdüğü katliam saldırılarına dün akşam saatlerinde bir yenisini daha ekledi.

İsrail’in kısa bir süre önce hava saldırısında Gazze’deki El Ehli Baptist Hastanesinde yaralı ve hastalar, hastanede kalmakta olan binlerce insandan en az 800 insanın yaşamını yitirdiği açıklandı.

Filistin Yönetiminin Gazze’deki Medya Ofisi Başkanı Salam Marouf saldırıyı ve kayıpları doğrulayarak İsrail’in savaş suçu işlediğini belirtti, saldırı sonrasında “Şifa Tıp Kompleksi’ne onlarca ölü ve yaralı getirildiğini” açıkladı.

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), İsrail’in Gazze’deki el-Ehli Baptist Hastanesini bombalamasını “katliam” olarak niteledi ve bunun “kabul edilemez” olduğunu bildirdi.

MSF, X sosyal medya platformundan yaptığı açıklamada, İsrail’in Gazze’de hastaları tedavi eden ve yerinden edilmiş Gazzelilere ev sahipliği yapan hastaneyi bombalaması karşısında dehşete düştüklerini belirterek, “Bu bir katliamdır. Kesinlikle kabul edilemez.” ifadesi kullanıldı.

Açıklamada, hiçbir şeyin bir hastaneye, oradaki çok sayıda hastaya, sağlık çalışanına ve oraya sığınanlara yönelik bu şok edici saldırıyı haklı çıkaramayacağının altı çizilerek, “Hastaneler hedef değildir. Bu kanın durması gerekiyor. Artık yeter.” ifadeleri kullanıldı

Katliamla birlikte birçok ülkede israil’e karşı gösteriler başladı.

emek.org.tr