BDSP: İşçilerin birliği, halkların kardeşliği için 1 Mayıs’a!

İşçiler, emekçiler! İşçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor.  1 Mayıs’ta dünyanın dört bir yanında milyonlarca sınıf kardeşimizle birlikte eylem alanlarına çıkacağız. Tek yürek, tek yumruk olup kanımızı emen sömürücülerin karşısına dikileceğiz. Bu 1 Mayıs’ta da çıkarları birbirine temelden karşıt iki dünya, işçi sınıfı ve emekçiler dünyası ile sömürücü asalaklar dünyası, […]

bdsp-1-mayisİşçiler, emekçiler!

İşçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. 

1 Mayıs’ta dünyanın dört bir yanında milyonlarca sınıf kardeşimizle birlikte eylem alanlarına çıkacağız. Tek yürek, tek yumruk olup kanımızı emen sömürücülerin karşısına dikileceğiz.

Bu 1 Mayıs’ta da çıkarları birbirine temelden karşıt iki dünya, işçi sınıfı ve emekçiler dünyası ile sömürücü asalaklar dünyası, bir kez daha karşı karşıya gelecek. Bütün 1 Mayıs alanlarında mücadelenin ortak dili konuşulacak, mücadele bayrakları yükseltilecek.

Kardeşler!

Bu 1 Mayıs’ta bayraklarımızda “İşçilerin birliği halkların kardeşliği” yazacak.

“İşçilerin birliği”! Çünkü birlik olmazsak, her geçen gün ağırlaşan baskı, sömürü ve kölelik zincirlerinden kurtulamayız. Birlik olmadığımız için asalakların sırtımıza bindirdikleri yük her geçen gün artarken, boynumuzdaki zincirler daha da kalınlaşıyor. Ücretlerimiz düşerken soframızdaki ekmek küçülüyor. “Vergi” adı altında soyuluyoruz, bizden çalınanlar asalakların kasalarına akıtılıyor. Esneklik ve taşeronluk gibi uygulamalarla hayatlarımız karartılıyor.

1 Mayıs alanlarında bu dizginsiz ve kuralsız sömürü düzenine “dur” demeliyiz. İnsanca yaşamaya yeterli ücret, insanca çalışma koşulları istemeliyiz. Kazanmak için birliğimizin gücünü ve direnme kararlılığımızı göstermeliyiz.

“İşçilerin birliği”! Çünkü sadece son on yılda 10 bini aşkın işçi daha fazla kâr uğruna kapitalist asalaklara kurban edildi. 1 Mayıs alanlarında, iş cinayetlerine kurban verdiğimiz binlerce sınıf kardeşimize sahip çıkmalı, kapitalizmin çarklarının kanımız ve canımızla dönmesine “artık yeter!” demeliyiz.

“İşçilerin birliği”! Çünkü sermaye sınıfının temsilcisi AKP hükümeti, elimizi kolumuzu bağlamak için yasalar çıkarıyor. Toplusözleşme ve grev hakkımızı tırpanlıyor, hak arama mücadelemizin önüne engeller koyuyor. Yetmiyor, sendikalarımıza baskınlar yapıyor. Faşist baskı ve yasaklarla mücadelemizi boğmaya çalışıyor. Yasakları parçalamak, hak ve özgürlüklerimize sahip çıkmak için 1 Mayıs’ta eylem alanlarına çıkmalıyız.

Emekçi kardeşler!

“Halkların kardeşliği” diyoruz. Çünkü bu düzenin efendileri, daha fazla sömürü ve yağma uğruna ulusal ve mezhepsel farklılıkları kullanarak bizi birbirimize düşman etmek istiyorlar. Milliyetçiliği körükleyip ayrımcılık yaparak işçi ve emekçileri bölüp parçalamaya çalışıyorlar. Böylece kaybeden biz, kazanan ise emperyalistler ile işbirlikçileri oluyor.

İşte bu oyunu bozmak, birliğimizi sağlamak için “halkların kardeşliği” diyoruz. Halkların kardeşliği için her türlü ulusal baskı ve eşitsizliğe karşı çıkıyoruz. Başta Kürt emekçi kardeşlerimiz olmak üzere tüm ezilen milliyetlere eşitlik ve özgürlük istiyoruz.

Ama “çözüm” adı altında önümüze konulan karanlık planları da reddediyoruz. Çünkü bu planları yapan emperyalistler ile işbirlikçilerinin amacı, ne ezilen kardeş halklara eşitlik ve özgürlük vermek ne de barışı sağlamaktır. Onlar, daha fazla yağma ve egemenlik peşindedirler. Kırıntılarla ve sözde “barış” masallarıyla bizleri aldatıp kirli emellerine ulaşmak istiyorlar. Bu amaçla bir yandan barıştan söz edip diğer taraftan ABD-İsrail eksenine sımsıkı bağlanıyor, sınırları Patriotlar’la donatıp füze kalkanları kuruyor, kardeş halkları tehdit ediyorlar.

İşte bunun için 1 Mayıs’ta, halkların eşit, özgür ve kardeşçe yaşadığı bir dünya için ellerimizi birleştirmeliyiz. Suriye şahsında Ortadoğu halklarına yönelik emperyalist saldırganlığa ve AKP iktidarının bu yıkıcı savaştaki suç ortaklığına karşı mücadele bayrağını yükseltmeliyiz.

İşçiler, emekçiler!

Bizleri iliklerimize kadar sömürüp hayatımızı karartan, şovenizmle gözümüzü bağlayıp savaş makinalarıyla dünyayı yakıp yıkmaya hazırlanan bu emperyalist-kapitalist düzene mahkum değiliz. Devrimci mücadele yolunu tuttuğumuzda, birleşip örgütlenerek ayağa kalktığımızda, sömürücü asalakların boyunduruğundan kurtulabiliriz. Kapitalizmi yıkıp sosyalizmi kurabilir, emeğimizin ürünlerine ve tüm toplumsal zenginliklere sahip olabiliriz. Böylelikle açlığın, yoksulluğun, sefaletin, savaşların kökünü kurutabilir, halkların kardeşçe yaşadığı bir dünyayı kurabiliriz.

İşte bunun için 1 Mayıs’ta devrim ve sosyalizmin bayrağı altında birleşmeliyiz! 

Yaşasın 1 Mayıs!

Yaşasın proletarya enternasyonalizmi!

Yaşasın devrim ve sosyalizm!

İlgini çekebilecek diğer içerikler