Şengal Êzîdî Kurucu Meclisi’nin en genç üyesi Mirad, bölgedeki bazı Arapların çetelere öncülük ettiğini açıkladı. Kurulan Meclisin Êzîdî toplumu içindeki birlik ve dayanışma sorununu bir çözüme kavuşturacağını dile getiren Mirad, “Artık başımızı kaldırabileceğiz” diyerek, gençleri Mecliste yer almaya çağırdı.
Şengal Êzîdî Kurucu Meclisi’nin 18 yaşındaki en genç üyesi Yusra Îbrahîm Mirad, Koço köyünde yaşayan Menkaî aşiretinden ve canlı kurtulmayı başaran az sayıdaki Êzîdîden bir genç kız.
DAİŞ çetelerinin Şengal Êzîdîlerine saldırması ile yaşanan insanlık dramında kilit nokta kabul edilen Koço köyündeki katliamda tüm yakınlarını kaybeden Meclis üyesi Mirad, bölgedeki bazı Arapların çetelere öncülük ettiğini açıkladı
MİSÊRTA AŞİRETİNİN DAİŞ’LE İŞBİRLİĞİ
Koço köyünün aşireti Menkaîlerin hayatta kalan son birkaç üyesinden biri olan Yusra Îbrahîm Mirad, eski Til Qeseb köyünden. Çete öncülerinin bölgenin Arap aşiretleri olduğunu söyleyen Mirad, “Koço’da bulunan tüm aşiret üyeleri DAİŞ çeteleri tarafından kaçırıldı. Bu felaketi kimin başımıza musallat ettiğini de iyi biliyoruz. Misêrta aşireti olmasaydı Suudi Arabistan’dan gelen DAİŞ çeteleri nereden bilecekti Êzîdîlerin genç kızları ve gelinlerinin olduğunu? Bu çetelere öncülük eden de, Ali Casım Bergodi. Bu şahıs Koço halkını yakından tanıyordu, onların yanına gidip geliyordu. Zaten DAİŞ çetelerine öncülük ederek Koço halkına bu felaketi yaşatanlar da Misêrta aşiretidir” diye konuştu.
Mirad, Şengal Dağına ulaşmak için 9 günlük bir yolculuk yaptıklarını ama Koçoluların bu şansının olmadığını anlattı. Koço köyünün o çevrede Arap köylerinin ortasında kaldığını belirten Mirad, “Koço’da bulunanlar kaçmadılar, zaten tek onlar o çevrede kalmıştı. Hepsi de Arapların arasındaydılar. Onların etrafını kuşatıp kolayca yakaladılar. Onlara Müslüman olmayı dayattılar ama kabul etmediler. Bu yüzden katledilip, kadınları köle pazarında satıldı” dedi.
‘ARTIK BAŞIMIZI KALDIRABİLECEĞİZ’
Mensubu olduğu toplumdan neredeyse hiç kimsenin kurtulamadığına dikkat çeken Mirad, “Bizim ailemizden kimse onların eline geçmedi ama kendimize ‘kurtulduk’ diyemiyoruz. Kurtulduk ama kurtulamadık! Hep insanlarımızı düşünüyoruz” diye ekledi.
Kurulan Meclisin Êzîdî toplumu içindeki birlik ve dayanışma sorununu bir çözüme kavuşturacağını dile getiren Mirad, “Başta Êzîdîlerin tekrar dayanışma içerisine girerek ittifaklarını kuvvetlendirdiklerini görmek bana büyük bir mutluluk veriyor. Artık başımızı kaldırabileceğiz, Êzîdî dini için sesleneceğiz, çağrımız da tüm Êzîdî halkının bu Meclise katılmaları olacak” dedi.
Yaşanan 73 fermanın en şiddetlisine dikkat çeken Mirad, yeni katliamların yaşanmamasının, ‘kendi kendini yönetmek’ ile mümkün olduğunu, Êzîdî Meclisinin rolünün de bu olduğunu söyledi.
‘GENÇLER MECLİSTE YER ALMALI’
Mirad, geleneksel Êzîdî toplumsal yapısının dışına çıkılarak, her iki cinsin de temsiliyetinin olduğu Meclisin toplumsal sorunların çözümündeki önemine vurgu yaparak, şöyle konuştu: “Meclisin kadın ve erkeklerden oluşması çok olumludur. Bu katliamda kadınların hukuku çok ayak altına alındı, kayboldu. Bunun için de tabii çoğunluğun Êzîdî kadınlarından olması daha iyi olurdu. Gerçek hayatta kadınla erkeğin bir farkı olmasa da biz Êzîdîlerin arasında kadınların görünür bir kıymeti yok. Gerçeği söylemek gerekirse; herkesin bir işi var ama kadının işi herkesten daha çoktur. Bu durum terstir. Bir ittifakımız olsaydı, bu durumları konuşacak bir merci olsaydı, bizim toplumumuz da buna bir çözüm getirirdi. Êzîdî gençleri bu Mecliste yer almalıdırlar, kapımız her Êzîdîye açıktır. Bence genel çoğunluk gençlerden oluşmalıdır. Son olarak da, Êzîdîlerin bir ittifakı olmalı ki, düşmana karşı durabilsinler.”
Kaynak: ANF