Ekim ayının ilk günleri. DAİŞ çeteleri güneyde Halep yolu üzerinde bulunan Seyran Lokantasına kadar gelmiş, doğuda ise kente varmadan evvelki son köyü, Helincê köyünü alarak Kaniya Kurda’ya dayanmış. Tüm dünya ve bölge güçleri DAİŞ’in kent merkezine ulaşacağını ve böylece kenti kısa sürede düşüreceğini hesaplıyor. Ancak direnenlerin de bir sözü ve hesabı var.
”ELİMİZDE TEK BİR EV KALSA, YİNE DE KOBANÊ DÜŞMEZ”
DAİŞ çeteleri Kaniya Kurda’ya dayandığında kentte bulunan gazeteciler, kentte kalmayı seçen siviller ve hatta kimi yerel savunma üyelerinde bile “Acaba artık DAİŞ kenti düşürebilir mi” kuşkusu oluşuyor. O günlerde sadece bir gazeteci merakı ile değil, özgürlük talebi olan bir Kürt olmanın da telaşıyla YPG/YPJ komutanlarını arıyorum. DAİŞ çetelerinin artık sınırlarına dayandığı Kaniya Kurda’da bulunan YPJ Komutanı Meryem Kobanê’ye “DAİŞ artık kente dayandı, Kobanê düşebilir mi” diye soruyorum. Meryem Kobanê, hemen cevap vermiyor. Bir süre dalıyor, sonra şu cevabı veriyor: ”Kobanê’nin tek bir evi bile elimizde kalsa biz yine o evden başlar, tüm Kobanê’yi özgürleştiririz ve düşmesine asla müsaade etmeyiz. DAİŞ çeteleri Kobanê’ye Kaniya Kurda’dan girecek. Artık kente gireceklerini söyleyebiliriz. Ancak bu kent DAİŞ’in cehennemi olacak ve biz bunu da tüm dünyaya kente girdikleri Kaniya Kurda’dan ilan edeceğiz.”
DESTAN KENTE TAŞINIYOR
Bu sözlerden birkaç gün sonra DAİŞ çeteleri Kobanê’ye Kaniya Kurda’dan giriyor ve Kobanê direniş destanı kent merkezine taşınıyor. DAİŞ çeteleri ilk günlerde kentte ilerliyor, YPG/YPJ savaşçıları her dakika, her saat kentin bir başka noktasında direniş destanı yazıyor, fedaice direniyor. Aylarca devam eden direniş boyunca onlarca kahramanlık öyküsü ortaya çıkıyor. DAİŞ çetelerinin kente girmesine engel olmak için ”DAİŞ’in gözü Kobanê’ye değmemeli” diyerek Dolê Tepesinde bedenini tanklara siper eden YPG Komutanı Êrîş ve YPJ Komutanı Zozan’ın kahramanlığı kent merkezinde komutan Diyar Bagok’un yaralı halde DAİŞ’e bir buçuk gün boyunca asayiş binasında geçit vermeyen kahramanlığı ile devam ediyordu.
”RÜYALARINDA GÖRÜRLER”
Bu günlerde sergilenen direniş ve savunma savaşı her geçen gün daha fazla inanç ve kararlılıkla yürütülüyor. YPG/YPJ güçleri gösterdikleri direniş ile ”Kobanê bu kadar çete gücüne karşı direnemez” diye hesap edenleri şaşırtmaya başlıyordu. ”Düştü düşecek” diyenler için de YPJ Komutanı Meysa Ebdo’nun şu sözleri vuku buluyordu: ”Kobanê’nin düştüğünü ancak rüyalarında görürler!”
Direnişin ilk üç ayını tüm insanlık ailesinin gönlünde taht kuran muhteşem bir savunma direnişi ile geçiren YPG/YPJ savaşçıları ve komutanları için artık sıra Kaniya Kurda’da Kobanê’nin DAİŞ’in cehennemi olduğunu ilan edecekleri sürecin startını vermeye geldi. Start, Kobanê Kurtuluş Hamlesi adı altında Aralık ayı başında verildi.
HAMLE ZAMANI
Artık Kobanê’de hamle süreci başlamıştı, YPG/YPJ savaşçıları uzun bir süreden sonra savunma pozisyonundan çıkmış, hamle sürecine girmişti. Bu, büyük bir moral ve coşkuya yol açtı. YPG/YPJ savaşçıları bu moral ve coşku ile kısa sürede kentin büyük bölümünü çetelerden temizledi ve en son Kobanê şehitlerinin hayali olan Miştenur Tepesine ulaşarak şehit Givara, Cudi, Dicle ve nicelerinin hayalini gerçekleştirdi. Mişenur’un ardından ikinci büyük hamle güney cephesi operasyonu oldu. Bu operasyonla cephe çetelerden tümden temizlendi.
SOYSUZLAR ÇETESİ DOĞU CEPHESİNE SIKIŞIYOR
Artık herkesin dikkati doğu cephesine döndü, sıra DAİŞ çetelerine son ölümcül darbeyi vurmaya geldi. Zira DAİŞ çeteleri artık yalnızca doğu cephesinde barınabiliyordu. 22 Ocak günü yine sadece bir gazeteci merakı ile değil, Kobanê’nin artık adım adım özgürlüğe yürüdüğüne tanıklık etmenin heyecanı ile Meryem Kobanê’ye Ekim ayı başında söylediklerini hatırlatıyorum.
Meryem Kobanê ”O günlerde, herkes ‘kent düşecek” dediği günlerde verdiğimiz sözü tutmaya az kaldı. Kobanê’nin DAİŞ’in cehennemi olduğunu yakında Kaniya Kurda’da ilan edeceğiz” diyor. Bu sözlerden hemen bir gün sonra 23 Ocak günü doğu cephesini DAİŞ çetelerinden temizleme operasyonu başlıyor. Operasyon kapsamlı ancak kademeli bir şekilde yürütülüyor. Artık kentte barınamayacağını anlayan soysuzlar çetesi DAİŞ, kentin doğusunda yoğun mayınlama yapmış.
SON DARBE İÇİN TÜM HAZIRLIKLAR TAMAMLANIYOR
Operasyonun ikinci gününde doğu cephesine gidiyoruz. Doğu cephe komutanları Mazlum Kobanê, ”Dört sokak sonra özgürlüğü müjdeleyeceğiz” diyor. Öyle de oluyor. Operasyonun üçüncü gününde DAİŞ çetelerine son ölümcül darbeyi indirmek için hazırlıklar tamamlanıyor. Kentin özgürlük ilanı, Kobanê kanton ilanının yıl dönümü olan 27 Ocak gününe yetiştirilecek.
OPERASYONUN GERİSİNDE KALACAK OLAN SAVAŞÇILAR SİTEMLİ
Sabah saatlerinde büyük bir heyecan ve coşku var. Herkes Kobanê’nin özgürlüğünün ilan edileceği operasyonun bir parçası olmak istiyor. Savaşçılar bu konuda birbirileri ile yarışıyor. Bazıları geri hatlarda bırakılacakları için kızgın. Ama yine de arkadaşlarını uğurlarken bunu belli etmemeye çalışıyorlar. Bu anlar da gerçek ve gerçek üstü arasında gidip gelen sahneler yaşanıyor. Doğu Cephesi Komutanı Selahattin Halep, bir anda tüm savaşçıları etrafına topluyor. Ne yapmaları gerektiğini anlatıyor, özgürlüğün anlamından bahsediyor. Beden dili, retoriği, İskoçya’nın özgürlüğü için savaşanları anlatan ‘Cesur Yürek” filminde William Wallace’un direnişçilere son muharebeden önce konuşma yaptığı sahneyi hatırlatıyor. Herkes pür dikkat komutanın verdiği taktik ve uyarıları dinliyor. Yaşamı ve özgürlüğü için ölümü alt edenler, unutulmayacak direniş destanının yolcuları, bu yolculuğu zafer ile taçlandıracak son adımlar için harekete geçiyor.
OPERASYON BAŞLIYOR
Kaniya Kurda operasyonu başlıyor. Gazetecilerin geride kalmaları isteniyor, ileriye gidişimize izin verilmiyor. Geride üç YPJ savaşçısı ile birlikte bekliyoruz. Savaşçılardan Avesta, defalarca operasyonlarda yer almış, yaralanmış. Bu operasyonda geride bekliyor. Konuşmak istiyoruz, ancak ”Konuşması gerekenler operasyonu yürüten arkadaşlar. Operasyondan sonra onlarla konuşun” diyor. Avesta, telsizden operasyonu takip etmeye çalışıyor. Çok heyecanlı. Bu sırada birkaç YPG savaşçısı da geliyor. Onlar da geride bekletilmelerine hayıflanıyor. Bir ara komutanlarına telsizden ”Biz de geliyoruz. Neden bizi burada tutuyorsunuz” diyorlar. Ancak komutan kesin bir dille reddediyor.
TELSİZDEN GELEN SLOGAN SESİ
Operasyonun ilerleyen saatlerinde telsizden sesler yükselmeye başlıyor. ”Biji Serok Apo” ”Biji berxwedana Kobanê!” Bir savaşçı sevinçle ayağa fırlıyor; “Arkadaşlar Kaniya Kurda’yı aldı!”
Biz de hareketleniyoruz, Avesta, komutana ulaşıyor ancak ”henüz değil” cevabı geliyor. Biraz daha bekliyoruz. Kaniya Kurda, alınırsa Kobanê’nin özgürlüğü ilan edilecek. Savaşçılar heyecandan yerinde duramıyor. Dile kolay, dört ayı aşkın süre, her türlü silah tekniği, takviye üstünlüğü, sayısal uçurum ve insanlık dışı yöntemlere karşı, az sayıda cephane, yetersiz gıda, giyim ve bazen günlerce uykusuz kalarak, dondurucu soğuklarda parmaklarını bir an olsun tetikten düşürmeden, teslim olmamak için ikirciksiz şekilde ölümün üzerine yürüyerek, ama bir an olsun özgür yaşamda ısrar’ etmekten vazgeçmeden, adeta fizik kurallarını yerle bir eden direniş yürüttüler.
CUDİ’NİN ERBANESİ İLERLEMEYİ ANLATIYOR
‘İlk olarak önderliğin posterini asacağız Kaniya Kurda Tepesine” diyor, kadın savaşçılardan biri. O bunları söylerken telsizden bu defa YPG svaşçısı Cudi’nin erbanesi ve çatışmaların ortasında söylediği şarkılar yankılanıyor. Bu biraz daha ilerlediklerine dair bir işaret olarak değerlendiriliyor.
YPJ SAVAŞÇISININ SÖYLEDİĞİ MARŞ ZAFERİ MÜJDELİYOR
Bir süre sonra bu kez telsizdeki bir YPJ savaşçısının sesinden ”Biji Rojava” adlı marşın ‘Keç û Xortên Kûrdistan, Şer Dikin Ji bo Niştiman” sözleri yükseliyor. Bundan sonra artık komutana haber verilme gereği duyulmadan YPJ/YPG savaşçıları öne doğru gidiyor. Biz de onlarla birlikte gidiyoruz. Kaniya Kurda bölgesine ulaşıyoruz. Kontrollü bir yolculuk oluyor ancak noktaya vardığımızda az önce sona eren çatışmaların ardından çekilen özgürlük halayı ile karşılaşıyoruz. Kaniya Kurda Tepesinin hemen karşısında yer alan caddede halaya tutuşan savaşçılar Kaniya Kurda’yı DAİŞ çetelerinden temizleyerek Kobanê’yi özgürleştirmenin derin mutluluğunu yaşıyor. Şarkılar söyleniyor, sloganlar atılıyor.
DERİN MUTLULUK, DERİN HÜZÜN
Tüm savaşçılar birbirine sarılıyor. Yüzlerinden tarifsiz bir mutluluğun ifadesi okunuyor. Ama bakışlara yansıyan derin bir hüzün de hemen fark ediliyor. Kobanê’de şehit düşenlerin acısı belki de en çok özgürlüğün ilan edildiği gün hissedildi. Kobanê, en mutlu gününde, en çok da bu kavgada kahramanca düşen şehitlerini hissetti. Ve mutluluğuna derin bir hüzün de eşlik etti.
YPG BAYRAĞI KANİYA KURDA’DA DALGALANIYOR
YPG/YPJ savaşçıları dev bir YPG bayrağını Kaniya Kurda Tepesine dikmek için yol almaya başlarken bizler de onlara eşlik ediyoruz. Tepeye vardığımızda savaşçıların “Biji Serok Apo”, “Biji berxwedana Kobanê” sloganları ortalığı inletiyor. Dev bayrak Kaniya Kurda Tepesine dikiliyor. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın posterleri ise önceki savaşçı grubu tarafından zaten Tepeye asılmıştı.
‘Kobanê’nin DAİŞ’in cehennemi olduğunu tüm dünyaya, Kobanê’ye giriş yaptığı Kaniya Kurda’dan ilan edeceğiz” diyen Meryem Kobanê’nin bu sözleri amansız direnişin 134. gününde gerçeğe dönüşüyor. Kobanê direnişi, zamanı ”Kobanê’den önce ve sonra ” diye ikiye ayırdı. Tarih Kobanê’de kesintiye uğradı ve yeniden yazıldı. Ya da Stefan Zweig, yaşasaydı şunu mutlaka söylerdi: ”Kobanê insanlık tarihinde yıldızın parladığı andır!”
Kaynak: ANF