Soma cinayetinin yargılanması için uluslararası konferans notları

World Federatıon Of Trade Unions  Genel Sekreteri George Mavrikos, konferans açılış konuşması yaptı. Konuşmasında, “Soma katliamının bir suç olduğunu” belirterek “Bu konferansın amacı uluslar arası kınama, bu olayın gerçek nedenlerinin ortaya çıkarılması ve suçluların cezalandırılmasına katkıda bulunmaktır. Soma’daki katliam unutulmasın! Üstü kapatılmasın! Bir daha yaşanmasın!” dedi. Genel sekreter G.Mavrikos, Soma katliamının siyasal ve çalışma yaşamı […]

World Federatıon Of Trade Unions  Genel Sekreteri George Mavrikos, konferans açılış konuşması yaptı. Konuşmasında, “Soma katliamının bir suç olduğunu” belirterek “Bu konferansın amacı uluslar arası kınama, bu olayın gerçek nedenlerinin ortaya çıkarılması ve suçluların cezalandırılmasına katkıda bulunmaktır. Soma’daki katliam unutulmasın! Üstü kapatılmasın! Bir daha yaşanmasın!” dedi.

Genel sekreter G.Mavrikos, Soma katliamının siyasal ve çalışma yaşamı kültürü açısından çarpıtılmasını dile getirirken AKP hükümetini ve başbakanı da şu sözlerle eleştirdi.

“Bütün dünya işçileri bilsin ki, Başbakan Erdoğan ve hükümetinin dediği gibi, bu katliam işin fıtratında” yoktur ya da “Allahın yazgısı” değildir aksine insan yaşamına kasteden özelleştirme mantığının kesinleşmiş suçudur”.

Genel sekreter, dünyada her yıl yaklaşık olarak 321.000 işçinin yaşamını yitirdiği ve yine her yıl 317 milyon ölümsüz kazanın yaşandığına dikkat çekerek, bunun esas nedenin ise sermayenin azami kar hırsı olduğunu belirtti.

İşçi haklarına karşı gerçekleştirilen kapitalist saldırılara, artan işten atılmalara, az işçi ile daha fazla çalışma gerçekleştirilmesine, emeklilik yaşının artışına, üretim maliyetlerinin düşürülerek iş yoğunluğunun sürekli artırılması ve kazalara yol açmasının kabul edilmeyeceğini ifade eden Mavrikos, uluslararası mücadeleci sendikal hareketin birlikte bu saldırılara karşı mücadele içinde olması gerektiğini de sözlerine ekledi.

“Şirketlerin karları için kardeşlerimizin kanları akmasın. Yeter artık!

“Şirketlerin karları için kardeşlerimizin kanları akmasın. Yeter artık! Buraya kadar” diyen Mavrikos, Soma  suçlularının cezalandırılmasını, işçi sağlığı ve iş güvenliğine ait önlemlerin alınmasını, işyerlerinde demokrasinin işlemesini ve katliama maruz kalan işçi ailelerine destek verilmesini ve bu amaçları gerçekleştirmek üzere uluslar arası Özel Üyeler heyeti kurulmasını önerdiklerini belirterek konuşmasına son verdi.

Türkiye Barolar Birliği’ni temsilen konuşan Avukat Abdi Pesok; Hükümeti, Soma madencilik şirketini, sarı sendikaları Soma katliamının sorumlusu olarak gördüğünü açıkladı. Vasıfsız sendikaları ve onları seçerek işbaşına getiren bilinçsiz işçileri de eleştirdi.

Taşeron sisteminin esnek çalışma türlerinin bizim gibi ülkelere uygun olmadığını, ancak emperyalist sermayenin çıkarlarına uygun sistemler olduğuna dikkat çekerek, emeğin kaygısını duyan sendikalara ve sendikacılara önemli görevler düştüğünü ve buna önem verilmesini önerdi.

…    …   …

Maden İşçileri  destek ve dayanışma istedi.

Maden işçisi “Devlet, sarı sendika ve taşeron bizi öldürdü”.

Soma‘dan gelen iki işçi konferansa katılarak yaşadıkları katliamı, eleştirilerini ve taleplerini dile getirdi.

Soma maden işçisi Ercan Çetin Yılmaz hükümeti eleştirerek başbakanın işverenden ve sarı sendikadan yana tavır aldığını açıkladı.

Özelleştirmenin ve taşeron sisteminin bu katliama yol açtığını ve maden denetimlerinin sahte olduğunu açıklayan Ercan Yılmaz, madenlerde denetimin özel kurumlar tarafından adaletli biçimde yapılması gerektiğini de vurguladı.

Sendikal seçimlerin baskı altında ve kimi seçtiklerini bilmeden sendika seçimleri oyununa alet edildiklerini de belirten maden işçisi, sarı sendika istemediklerini ve bu konuda destek istediklerini belirtti.

11 yıllık maden işçisi olduğunu belirten Tahir Çetin isimli maden işçisi ise yaptığı konuşmada “ Devlet, sarı sendika ve taşeron bizi öldürdü. İşçiler birlik ve beraberlik içinde olsaydık bunlar olmazdı” dedi. “Dünya işçilerine ve Türkiye işçilerine çağrımdır diye seslenerek sözlerini sürdüren maden işçisi Tahir Çetin, “Bizi ne devlet, ne sarı sendika ne taşeron korur. Biz sağ partilerden ve sarı sendikalardan kurtulmak için birlik olmalıyız.” Sözleriyle de sendikal birliğe dikkat çekti.

Ayrıca işverenin yakın zamanda yaptığı bir toplantıda, çalışılmayan 4 günlük sürede şirketin 56 trilyon zararı olduğunu ve bir an evvel madende çalışmanın başlaması gerektiğini söylediğini ve bunun da, kısa sürede işverene ne kadar kazandırdıklarının önemli bir göstergesi olduğunu belirtti.

İşçilerin konuşmaları, “Kahrolsun sarı sendikacılık”, “inadına sendika inadına DİSK!”, “Soma işçisi yalnız değildir! “Soma’nın hesabı sorulacak” sloganlarıyla sık sık kesilerek birlik ve dayanışma tavırları sergilendi.

….  …  …

Konferans katılımcıları konuşmalarından:

Metal ve Maden işçileri federasyonu Genel Sekreteri Jose Sausa, “310 işçimizi kaybettik, Soma AŞ bunun sorumlusudur.” diyerek başladığı sözlerini, “ Metal ve maden işçileri federasyonunun baş sağlığı mesajını iletiyorum. Ölenler unutulmadı, unutulmayacak” diyerek sürdürdü.

“ biz bu politik düzeni değiştirebiliriz.

Danimarka İmalat İşçileri Sendikasından Emil Olsen “ Dünyanın her yerinde şirketler işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda geri adımlar atıyor, kısıntılar yapıyor. Hükümetler, şirketleri destekleyerek ahlaksızlık yapıyor” sözleriyle iş güvenliği konusuna dikkat çekti.

Emil Olsen, işçi sınıfının kapitalist düzeni değiştirebileceğinden söz ederek “biz bu politik düzeni değiştirebiliriz. Suçluları yargılayabiliriz. Demokratik düzeni sağlayabiliriz.” Dedi.

“İşçi sınıfının zaferi, tüm toplumda adalet ve eşitlik demektir” diyen Olsen “eyleme geçmeliyiz” diye  “Biz 150 yıl önceki işçi mücadelesine ve liderlerine kulak vermeliyiz. Dünyanın bütün işçileri birleşin!” sözlerini bitirdi.

… …   …

Filistinli sendikacı Mohammed,  Vahşi kapitalizmin karşısında olduklarını ifade ederek “Hükümetler, şirketler, denetim görevlileri, Soma madencilik şirketi bu katliamın sorumlusudur” dedi ve “Bizler Filistinli işçiler,Soma işçisinin yanındayız. Bu çirkin katliamın sorumlularının cezalandırılması için Türkiyeli sendikaları destekliyoruz.” Diyerek dayanışma içerisinde olacaklarını açıkladı.

“Sınıf uzlaşması sözüne kanmadan, sınıf kavgasını yükseltmeliyiz!

Kıbrıs Dev-İş sendikasından Mehmet Seyis “ Sermayenin meğin kazanılmış haklarını geri aldığı ve saldırdığı dönemdeyiz “ sözleriyle sınıf mücadelesi tarihselliğine değinerek işçi sınıfıyla sermaye arasındaki dengesiz kavgaya dikkat çekti.

“Daha refah bir dünya vadedenler, insanlığı acılara boğdular. Zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul kıldılar.Bu vaade inanan işçiler teknelerde ve konteynırlarda öldüler” diyen M.Sey is , “uzlaşı diye bir şey yok. Yaşadıklarımızı kader diye sundular Soma kader mi? Gökdelenlerle azametlerini gösterenlerin madenlerde ölüm sunmaları kader mi?” diyerek sözünü “ onlar sosyalizm korkusuyla vermek zorunda olduklarını şimdi geri alıyorlar” diyerek saldırının tarihsel ve sınıfsallığına da dikkat çekti.

“Sınıf uzlaşması sözüne kanmadan, sınıf kavgasını yükseltmeliyiz! Türkiye işçi sınıfının başı sağolsun! Diyerek sözlerini bitirdi.

Unutmak yok affetmek yok!

İtalya Taban sendikası (USB ) sözcüsü P Leonardi. “ İtalya Taban sendikası USB adına, işçiler adına Soma’da çok büyük kayıp yaşayan sizlere başsağlığı mesajı getirdim. 17 Mayıs günü Soma’da sermaye tarafından öldürülen 301 işçiyi 10.000 lerce İtalyan işçi mitingiyle saygıyla andık.” Dedi.

Leonardi konuşmasını “Kazalar iş verenlerce yapılmış cinayetlerdir, önlemler alınmadığı için işlenmiştir. Sınıf sendikacılığını da bu yolla engelliyorlar” ve  “Unutmak yok affetmek yok!” sözleriyle konuşmasını bitirdi.

Kolombiya’da sendikal hareket özgür değil

Kolombiya Ulusal Metal İşçileri Komitesi temsilcisi Aurora Gonzales “İşçiler vahşi kapitalizmin ve hükümetlerine artık kurban olmamalıdır” diyerek, Kolombiya’da çalışma koşullarının kötü olduğunu, sürekli baskı ve suikastlerin yaşandığını rakkamlarla anlattı.

Yılından bugüne kadar Kolombiya’da 900 işçi ve sendikacının öldürüldüğünü açıklayan A.Gonzales,sendikalaşmanın geriletildiğini de sözlerine ekliyor. Tutuklamalara ve baskılara rağmen halk örgütlenmelerinin ve mücadelesinin sürdüğünü söyleyen Gonzales’in sözleri “İşkenceler, sürgünler, ölümler bizleri yıldıramaz” “yaşasın sınıf dayanışması” sloganlarıyla salondakiler tarafından desteklendi.

….   …   …

Tüm Kıbrıs İşçi Federasyonu (POE) Kıbrıs Türk bürosu’ndan RESA GÖÇKÜN yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Değerli Yoldaşlar

Tüm Sendikalar Federasyonu (PEO) adına hepinizi saygıyla selamlarken, Dünya İşçi Sınıfı ile Türkiye İşçi sınıfına dayanışmalarımızı iletme fırsatı veren, DSF’ye ve Nakliyat-İş sendikasına da en içten duygularımla teşekkür etmek istiyorum.

Bizler Türkiye işçi sınıfı ile sadece bölgemizde değil ayni zamanda uluslararası barış ve güvenliğin sağlanması açısından ortak kaygılarmızın ve ortak vizyonumuz olduğuna inanıyoruz.

Değerli yoldaşlar, bugünkü toplantı, tüm dünyada işçilerin, küresel kapitalist krizin ciddi sonuçlarıyla karşı karşıya olduğu kritik bir zamanda gerçekleşmektedir.

Bugünlerde geldiğimiz uluslararası durum o kadar kötüye gitmiştir ki özelde çalışan insanlarımıza ve genelde tüm insanlığa nerdeyse yaşamı zul  haline  getirilmiştir.

ABD ve AB’nin iktidardaki muhafazakar güçleri tarafından empoze edilmeye çalışılan sözde yeni dünya düzeni, Uluslararası Hukuk temelinde değil, siyasi, ekonomik ve askeri güçlerin  aracılığıyla yapılan dayatmalardır.

Toplumun kapitalist küreselleşmesi, Dünya Bankası, IMF ve Dünya İşçi Organizasyonu gibi Neo Liberal kurumlar tarafından önerilen projelerin yürürlüğe sokulmasından kaynaklanmaktadır. Bu Neo-liberal kurumlar ayrıca zengin ile yoksul ülkeler arasındaki uçurumu derinleştirmekte, sömürüye ve yoksullaştırmaya öncülük etmektedirler. Aynı zamanda bu kurumların müdahaleleri insanlar arasında bölünmeyi ve yobazlığı yaydığı ortaya çıkmıştır.

Kendi öngörülerine göre kendi kendini düzenleyen sözde serbest piyasa adına, dayatmalarla empoze edilmeye çalışılan kapitalizmin Neo-liberal Gelişim modeli dünya ekonomisini derin bir küresel ekonomik krize itmiştir. Bu krizi bahane edilerek emekçilerin uzun mücadeleler sonucu  elde ettikleri kazanımlara vahşice saldırılar yapılmaktadır.

Bu kriz ne durup durduğu yerden ne de yanlışlıkla ortaya çıkmıştır. Bu kriz şüphesiz insanlar arasında eşitsizliği ve sömürüyü arttıran Kapitalizmin ve işbirlikçileri tarafından uygulanan neo-liberal modelin krizidir. Bu krizin neticesinde, dünya genelinde binlerce çalışan insan işsiz kalmış, mallarının satılmasına, emeklilik ve sigorta yatırımlarının imha edilmesine iş kazalarının artmasına  neden olmuştur. Neredeyse tüm ülkelerde bu politikaların ürünlerini görebilmekteyiz.

Burada Somaya bir parantez açmak istiyorum:

Somada olanlar iş kazası olarak tanımlanamaz, olan açıkça bir katliamdır!”

Sözlerini işçi sınıfının dünya ölçeğinde birlik ve beraberliğine vurgu yaparak sürdüren R.Göçkün, şu sözleriyle çağrı yaparak konuşmasını sonlandırdı: “Çalışanlar açısından bugünkü zor koşullarda emekçilerin dayanışması ve ortak eylemi neoliberal saldırıya karşı koyma çabasında büyük önem taşımaktadır.”

… …   …

Konferans sonuçlarından:

Konferans sonuç bildirgesi olarak kabul edilen yaklaşımlar kararlarının yazılı açıklaması sonraya bırakıldı Ulusal ve uluslar arası emek kamuoyuna deklere edilecek olan kararların bazıları kısaca şöyledir:

– Soma’yı unutmayacağız.

– Konfarens, TC hükümetini v e Soma AŞ yi bu katliam için kınamaktadır.

– Bu bir iş cinayetidir.Esas nedeni özel mülkiyet hırsları ve patronların aç gözlülüğüdür,

– Kapitalist üretim bunun nedenidir.

– Başbakan RçT Erdoğan’ın sözlerini reddediyor ve kınıyoruz.

– Katliamın nedenlerini teşhir için dünya kamuoyuna çalışacağız.

– Sorumlular yargılansın.

– İşçileri ailelerin ihtiyaçlarının karşılanmasını istiyoruz.

– Soma’da polis baskı ve saldırılarını kınıyoruz.

– Taşeron çalışma yasaklansın

– Sarı sendikacılığa karşı mücadele yükseltimelidir.

– Bu amaçlara uygun uluslar arası bir çalışma komitesi kurulacaktır.

… …. ….

Zafer, dünya işçi sınıfının ve halklarının olacaktır!

DİSK Nakliyat-İş sendikası Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlukonferans bitiş konuşmasında, konferans çalışmalarını değerlendirdi.

Sendikalarının ilk uluslar arası deneyimi olduğunu belirten başkan, katılımlardan ve çalışmalardan dolayı memnuniyet duyduklarını ifade etti. Kapitalist sömürü ve baskıya karşı sendikal mücadele yükseltilmelidir” diyen başkan “mücadelenin DSF çatısı altında verilmesi gerektiğini “de sözlerine ekledi.

Katılımcılara ve basına teşekkürlerini dile getiren genel başkan Ali Rıza Küçükosmanoğlu konferansı “Zafer bizimdir! Zafer, dünya işçi sınıfının ve halklarının olacaktır” sözleriyle sonlandırdı. 19.06.2014 İstanbul

Emek.org,tr

 

İlgini çekebilecek diğer içerikler