DİSK, KESK, TMMOB VE TTB’nin çağrısıyla bir çok siyasi parti ve demokratik kitle örgütü, Tünel’de buluşup Taksim Meydanı’na yürüdü. Açlık grevlerinin son bulması için taleplerin kabul edilmesi gerektiğinin belirtildiği eylemde polisin provakasyona dönük tavrı dikkat çekti.
Yürüyüş Taksim Tünel’de saat 15:00’da başladı. ‘Ölüm değil, çözüm istiyoruz, anadil bölmez tecrit öldürür’ dövizleri taşıyan binlerce kişi Taksim Meydanı’na kadar yürüdü. Yol boyunca sık sık ‘Biji berxwedana zindanan’ , ‘Tecridi kaldırın ölümleri durdurun’, ’Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek’ sloganlarının atıldığı yürüyüş, ıslıklar ve zılgıtlar eşliğinde Taksim Meydanı’na gelindiğinde oturma eylemine dönüştü.
Anadilde eğitim, anadilde savunma ve tecridin kaldırılması için yürüdüklerini belirten eylemciler kritik bir sürece gelindiğini ve taleplerin kabul edilmesi gerektiğini vurguladı. Tarih boyunca cezaevlerinde direnenlere selam yollayarak hep bir ağızdan ‘Biz yaşamı uğruna ölecek kadar seviyoruz’ dediler.
İlk olarak Barış Anneleri adına Döndü Ergün ‘Biz analar olarak onların yanındayız. Anadilde savunma, anadilde eğitim ve tecridin kaldırılması talebi kabul edilsin. Onlar, biz yaşamı uğruna ölecek kadar seviyoruz dediler. Fakat faşizm ölümü onlara layık görüyor.’ dedi.
Ardından Barış ve Demokrasi Partisi Milletvekili Pervin Buldan söz aldı. Cezaevlerinde 61 gündür direnenlerin taleplerinin anadilde eğitim, anadilde savunma ve tecridin kaldırılması olduğunu belirten Buldan ‘Bugün burada 61 gündür zindanlarda direnen yoldaşlarımız için, onların tabutlarının cezaevlerinden çıkmaması için bir araya geldik. Seslerine ses, nefeslerine nefes olmaya çalıştık. Onları selamlıyoruz ve onların ölümüne izin vermeyeceğiz. 61 gündür cezaevlerinde direnen yoldaşlarımız Türkiye’de yaşanan haksızlıklara, hukuksuzluklara karşı kursaklarından bir lokma ekmek geçirmediler. Bir gün sahura kalkmadan oruç tutamayan AKP milletvekillerine karşı 61 gündür bedenlerini ölüme yatırdılar.’ dedi.
Uzun süren yürüyüş boyunca müdahale etmeyen polis, Buldan’ın konuşması sırasında eylemin yasadışı olduğunu ve dağılması gerektiğini söyleyen konuşmalar yaptı. Tüm görüşmelere rağmen eylemi sonlandırmaya dönük tavrına devam eden polis TOMA’ları ve çevik kuvvet ekipleriyle eylemin yapıldığı yeri arkadan ve önden kuşattı. Polisin bu tavrına yuhalamalar ve sloganlarla cevap verildi.
DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve katılımcılar adına basın açıklamasını KESK Dönem Sözcüsü Mustafa Turgut okudu. Cezaevlerinde açlık grevlerinde bulunan yüzlerce tutuklu ve hükümlünün içinde, yeterli besin desteği ve sağlık hizmeti almayanların ciddi ve geri dönüşümsüz sağlık sorunları ile karşı karşıya olduklarını ve cezaevlerinde bir cezaevi hekimi bulunmadığından bu görev aile hekimlerine devredildiğini, bu durumun tedavinin devamlılığını bozduğunu söyledi. Ayrıca gelen doktor raporları ve hükümlü başvurularında tutukluların doktor kontrolünü kabul etmediklerini ve TTB gibi bağımsız kuruluşlar tarafından bu hizmetin verilmesi istediklerini söyleyen Turgut, ‘İnsanların sakat kalmaması, ölümlerin yaşanmaması için Adalet Bakanlığı’nın başta tabip odaları olmak üzere insan hakları savunucularının açlık grevi yapılan cezaevlerini ziyaret etmesine izin vermesi gerekmektedir. Sağlıklı içme suyu, tuz, şeker ve yaşamsal önemi olan B1 vitamininin mutlaka temin etmeli ve isteyen grevcilere ulaştırılmalıdır’ dedi.
Açlık grevlerinde riskli günlere girildiği ve ölüm haberlerinin gelmesinin an meselesi olduğu, bu kritik aşamada bile AKP iktidarının sorunu siyasi bir manevra alanı olarak kullandığını belirten Turgut sözlerine şöyle devam etti: ‘ Özgürlük ve demokrasi alanını toplumsal yaşamın her alanında giderek daraltan AKP hükümeti, Kürt sorununda izlediği otoriter, baskıcı ve tekleştirici yöntemlerle ve sürdürdüğü anti demokratik devlet anlayışı ile bugüne kadar yeterince ölüme, acıya ve gözyaşına neden olmuştur. Bugün taleplerini ifade etmek için açlık grevine başvuran mahpuslara karşı içinde bulunduğu duyarsızlık, aymazlık hali ise geçmişten hiçbir ders almadığını, sorunu çözmek yerine derinleştirme anlayışından vazgeçmediğini göstermektedir. Açlık grevlerinin bugün diyalog yöntemi ile çözülmesi, bugüne dek AKP hükümetinin askeri ve siyasal operasyonlarla derinleştirdiği Kürt sorununda da çözüme doğru atılacak önemli bir adım olacaktır’ dedi.
Emek.org.tr