AKP Hükümeti, işçi ve emekçilere yönelik saldırıları artırarak sürdürüyor. Cari açık, dış borç, ithalat ve ihracat açığı, ekonomideki durgunluk işçi ve emekçilerin sırtına bindiriliyor. Özelleştirmeler, TOKİ talanı, 2B Yasası, kamu alanlarının gaspı, elektriğe, suya, ulaşıma, telefona gelen zamlar emekçiler için hayatı çekilmez kılıyor. Savaş bütçesi yapan hükümet, sömürü ve baskıyı daha da artırıyor.
Mart ayı içinde adına ‘iş kazası’ denilen cinayetlerde ölen işçi sayısı 55 olarak kayıtlara geçti. Yine Mart ayında ülkemizde her birinin değeri 500 bin lirayı bulan 3 Ferrari, 40 Porsche otomobil satılmış. Artan dolar milyarderleriyle övünülürken, madenlerde, tersanelerde, şantiyelerde, sitelerde iş cinayetlerine kurban giden işçi aileleri seslerini duyuracak muhatap bulamıyor. İşçi aileleri açlık ve sefaletle yüz yüze bırakılıyorlar. Patronların tırnağına taş değmemesi için tüm koşulları yaratan AKP Hükümeti, işçi ve emekçilerin kazanılmış haklarını gasp etmeye devam ediyor.
İşsizlik, düşük ücretle çalıştırma, sendikasız, sigortasız, esnek çalıştırma uygulamaları devam ediyor. Tarım alanındaki kuralsız çalışmayı değiştirmek için adım atılmıyor. Mersin Limanı’nda çalışan MIP işçilerine yönelik saldırı dinmek bilmiyor. Tuzla’daki İSMAKO işçileri, Deri-İş Sendikası’na üye oldukları için işten atıldı. Direniş devam ediyor. Sendikalara ve işçilere yönelik saldırılar, baskınlar, gözaltı ve tutuklamalar devam ediyor. KESK ve bağlı sendikalara yönelik baskın ve tutuklamalardan sonra, Genel-İş ve Liman-İş Sendikaları da kapıları kırılarak basılan yerler oldu. Sanayi sitelerinde asgari ücretin altında ve 12-14 saat çalışan işçiler, en ufak hak arayışında kapı dışarı ediliyor. Suriye’ye yönelik savaş planları ve savaş koşullarından dolayı Türkiye’ye gelen ya da getirilen yoksullar, kayıt dışı olarak, ağır ve sağlıksız işlerde köle gibi çalıştırılıyor.
Ancak işçi ve emekçiler boyun eğmiyor. 27 Şubat’ta KESK’e bağlı BES ve Türk Büro-Sen üyesi emekçilerin grev kararı, alandaki tüm kamu emekçilerinin iş bırakmasıyla karşılık buldu. Arkasından farklı sendikalara üye PTT emekçileri birleşerek 27 Mart’ta 1 günlük etkili bir greve gitti. 16 Nisan’da demiryolu emekçileri greve gidecek. 17 Nisan’da sağlık emekçileri, saldırılara karşı; iş ve can güvenliği için, sağlığın sermayeye peş keş çekilmesine karşı alanlara çıkacak. Tüm halkımızı, işçi sınıfı ve emekçileri bu grev ve mücadelelere destek olmaya çağırıyoruz.
6-7 Nisan’da Viranşehir’de yapılan Mezopotamya Mevsimlik Tarım İşçileri Kurultayı’nda dile getirilen sorunları duyan yok. Newroz’da barış ve demokratik çözüm için alanlara çıkan işçi ve emekçiler, şimdi sömürüye karşı örgütlenmenin hazırlıklarını tartışıyor. Trabzon Belediyesi’nde taşeron işçisi olarak çalışan Mustafa Canbakkal, işten çıkarılmasına tepki olarak kendini yaktı. Taşeron işçilerinin yaşadığı kölelik koşulları devam ediyor. BMC işçileri aylardır ödenmemiş ücretlerini almak için direniş sürdürüyor. THY işçileri, Denizli DEBA işçileri, Tuzla’da PMR işçileri Petrol-İş’e üye oldukları için işten atılıyor. HEY Tekstil işçileri hala haklarına kavuşmuş değil. İzmir Pakmaya işçileri sendikalaşma mücadelesini sürdürüyor. Tekstil işçileri de örgütlenme ve hak arayışlarını sürdürüyor. Newroz’un yarattığı barış ve demokratik çözüm ruhu 1 Mayıs’a taşınıyor. İşçiler ve emekçiler, emek, barış ve demokrasi taleplerini hep bir ağızdan haykırmak için hazırlık yapıyor.
İşten atılan işçilerin geri alınması için direnişe geçen işçilerin sesi daha da yükseliyor. İşçilerin TÜMTİS ve Liman-İş’e üye olmalarının önü alınamıyor. Metal işkolundaki toplu sözleşme mücadelesi sürüyor. Bursa’da Gebze’de, Eskişehir’de, Bolu’da, İzmir’de, Kocaeli’de Birleşik Metal-İş ve Türk Metal İşçileri, yıllardır dayatılan sıfır zam hesaplarına karşı harekete geçiyor. Birleşik Metal-İş’e üye oldukları için işten çıkarılan BOSCH ve REXROTH işçileri saldırılara karşı direniyor. Taşeronlaştırmaya karşı Zonguldak’tan sonra Trakya’da gerçekleştirilen mitingler, işçi direnişlerine ve örgütlenmelerine güç ve moral katıyor. Koç Üniversitesi’nde 161 taşeron işçisinin işten atılması üzerine başlatılan direniş kazanıncaya kadar sürdürülüyor.
HDK, işçi sınıfı ve emekçilerin direnişlerini, hak arayışlarını desteklemeye devam edecek; emek, barış ve demokrasi taleplerinin yanında olacaktır.
HDK YÜRÜTME KURULU
