Yezidiler/Ezidiler Kimdir? – Ersoy Soydan

Yezidiler kendilerini Ezidiyan ve Ezidi olarak adlandırır, 1930’lardan sonra Yezidi terimini de kullanmaya başlamıştır. Yezidi adının, Kürtçe “ezdam (beni yaratan)” sözcüğünden türediği kabul edilir.

Yezidiler kendilerini Ezidiyan ve Ezidi olarak adlandırır, 1930’lardan sonra Yezidi terimini de kullanmaya başlamıştır. Yezidi adının, Kürtçe “ezdam (beni yaratan)” sözcüğünden türediği kabul edilir. (Tori, Kürt s.168)

Hıristiyan olmamalarına rağmen Yezidilerden de söz ediyorum. Yezidiler için bir çok tanımlama yapılmaktadır. Bunlar arasında İslam dininden sapmış bir mezhep olduğu, Zerdüştlüğün devamı dolayısıyla Kürtlerin asıl ve eski dinleri olduğu, kökeni Orta Asya’ya dayanan bir Türk inancı olduğu ve son olarak farklı dinlerin birleşmesinden oluşan bir inanç olduğu şeklinde dört farklı görüş vardır. (Ç.Ceyhan Süvari s.54)

Batman ve özellikle Beşiri’nin köylerinde Türkiye’nin en kalabalık Yezidi nüfusu yaşamaktadır. Beşiri’nin Oğuz ve İkiköprü Beldeleriyle, Onbaşı, Deveboynu, Kuşçukuru, Yolkonak, Uğurca (Karuhe), Üçkuyular, Kumgeçit (Bazivan), Uğrak ve Kurukavak (Hamduna) köyleriyle, Ekinciler ve Meydancık mezralarıyla, Batman’nın Yolveren köyü Yezidi köyleri olarak biliniyor. Avrupa’ya göç eden Yezidilerin Yolveren, Oğuz ve Üçkuyular köylerine 2004 ve 2005 yılında geri dönüş yaptıklarını ya da yaz aylarında tatillerini geçirmek için köylerine döndüklerini basında yayınlanan haberlerden öğrendim. Diğer köylerdeki son durum hakkında bilgi sahibi olmadım.

Yalnızca Yezidi olarak doğanların Yezidi olabilmesi nedeniyle “etnik din” olarakta kabul edilir. (Süvari s.96) Yezidiler Kürtçe konuşmaktadır, ancak ulusal bir kimliği olmayan dini bir cemaattir. Yezidilerin Süryanilerin güneş kültü inancını sürdürmeleri, Şeyh Adi’nin Lübnan’lı bir Arap dervişi olması ve ona ilk inananların Araplar oluşu, Yezidi Şeyhi Muaviye bin İsmail’in atalarının Asurlar olduğunu öne sürmesi, büyük bölümünün ana dilinin Kürtçe oluşu, Yezidiliğin ulusal bir kimlik olmaktan çok, sentez bir  inanç olduğunu kanıtlıyor. (Erol Sever, s.95-96) Yezidi inancında birçok din ve inancın izi görülür. Yezidilikteki   Güneş ve Aya tapınmanın putperestlikten; dualizmin Zerdüştlükten; vaftiz, takdis ayini ve şarap içmenin  Hıristiyanlıktan, sünnet, oruç ve kurbanın Müslümanlıktan Yezidi inancına geçtiği görülür. Yezidilerle Sabiiler arasında üç vakit kılınan namaz gibi ibadet gibi büyük benzerlikler bulunmaktadır. (Müslüm Yücel s.209-210)

Arap kökenli olduğu bilinen Şeyh Adiy bin Misafir Yezidiliğin kurucusu olarak kabul edilir.  (Ahmet Taşgın s. 15) Ancak Müslüman bir din adamı olduğu bilinen Şeyh Adiy’le Yezidilik arasında bağın  nasıl kurulduğu bilinmez. 1075 yılında Şam’ın Beytifar köyünde  doğduğu bilinen Şeyh Adiy Bağdat medreselerinde din eğitimi almış. 1116 yılında Musul’un 57 km kuzeyindeki Laliş Vadisinde bulunan Aziz Adday adında eski bir Nasturi Manastırına yerleşmiş. 1162 yılında ölene dek burada yaşayan Şeyh Adiy ölümünden sonrada buraya gömülmüş. Daha sonra Laliş Vadisi, Yezidiliğin en kutsal mekanı ve hac yerine dönüşmüş. Buradaki “zemzem” adı verilen suyla el ve yüzlerini yıkayan Yezidiler vaftiz olup kutsanmış sayılır. Yezidilerin dört bayramın en önemlisi olan “Ceyna Cemaiye (Toplanma Bayramı)” her yıl Ekim ayının ilk haftasında Laliş’te kutlanır, bu bayramda Laliş’te tapınağı ziyaret zorunludur. (Sabiha Banu Yalkut, s.54)
Mahmut Bilge, Yezidilerin o dönemki Başkanı Muaviye Emeviye’yi kaynak göstererek 1966 yılında Dünya genelinde 10.600.000 Yezidi’nin yaşadığını, bunun 50.000 kadarının da Türkiye’nin Midyat, Nusaybin, İdil, Derik, Viranşehir, Bismil, Beşiri, Çınar ve Batman’da yaşadığını öne sürer. (Mahmut Bilge, s.33-34)
Günümüzde Dünya genelinde 700.000 civarında Yezidi’nin yaşadığı sanılıyor. Bunlardan 300.000’i Irak’ta, 100.000’i Rusya’da, 60.000’i Gürcüstan’da, 50.000’i Almanya’da, 40000’i Ermenistan’da, 10.000’i Suriye’de yaşıyor, geri kalanı da Dünyanın çeşitli ülkelerine dağılmış durumdaymış.

1965 yılı Nüfus sayımına göre Mardin’de 6450, Siirt’te 2039, Urfa’da 1172, Diyarbakır’da 961 kişi diğer dinler hanesinde kaydedilmiştir. (Fuat Dündar, s.222-223) Bunlar büyük olasılıkla Yezidi olmalıdır. Yezidilerin nüfus cüzdanlarındaki din hanesi boş bırakılır, çünkü devlet makamlarınca Yezidilik din olarak görülmez. ABD Dışişleri Bakanlığının 2005 yılı raporuna göre ise Türkiye’de 5000 Yezidi yaşıyordu. (Ruşen Çakır;)

Yezidilerin şeytana taptığına inanması, birlikte yaşadıkları yerlerde Müslüman halkın onlara önyargılı davranılmasına, baskı yapılmasına ya da dışlanmalarına  neden olmuştur. Günlük yaşamda Yezidilerin karşılaştığı sorunlar ve kimi zaman gördükleri baskılar pek dile getirilmez. Örneğin, 22 Şubat 2005 günü İHA tarafından yayınlanan bir habere göre Yusuf Tağay adında bir Yezidi’nin sahibi olduğu  Batman’ın İkiköprü Beldesi’ndeki Uğurca Un Fabrikası ekonomik kriz nedeniyle kapanmış. Bir yıldır üretim yapamayan fabrika Yezidilerin yöredeki tek yatırımıymış. Aynı habere göre Yezidi Büyüklerinden İbrahim Bulut, fabrikanın bu duruma gelmesinden bölgedeki bazı grupların sorumlu olduğunu öne sürmüş. Çünkü fabrikanın sahibi Yezidi olduğu için ürettiği mallar helal olmadığı gerekçesiyle Müslümanlarca satın alınmıyormuş. Fabrika geçtiğimiz yıl Batmanlı işadamlarınca kiralanarak tekrar faaliyete geçirildi.

Son 20-30 yıl içinde Türkiyeli Yezidilerin büyük bölümü başta Almanya olmak üzere Belçika ve Fransa gibi ülkelere göç etmiştir.Şevket Beysanoğlu, Diyarbakır’ın 12 köyünde (Bahçecik dışında) Yezidilerin Müslümanlarla birlikte yaşadığını belirtir. Yezidilerin yaşadığı diğer köyler şunlardır: Davudi, Aşağı Mollaali, Başköy, Mollacabir, Seydek, Yassıca, Bozpınar, Dikenlik, Çatal, Perişan ve Sinan. (Şevket Beysanoğlu, Diyarbakır, Yezidiler, s.400)
Batman’ın Beşiri İlçesi Oğuz Beldesi (Şimiz), İkiköprü Beldesi, Onbaşı, Deveboynu (Geydük), Kuşçukuru (Kerhök), Yolkonak (Hicri), Uğurca (Karuhe), Üçkuyular (Fakiran), Kumgeçit (Bazivan), Uğrak (Tahari) köyleri, Ekinciler, Doruklu ve Meydancık Mezraları, Batman’nın Yolveren köyü, Siirt’in Kurtalan ilçesi Kurukavak (Hamduna), Urfa’nın Viranşehir ilçesi Oğlakçı, Altınbaşak, Dinçkök, Yaban, Üçgül, Büyükçavuş, Burç, Yukarı Bağköy (Kerme) ve Bozca  köyleri,  Midyat’ın Yenice (Harabyan), Oyuklu (Take), Çayırlı (Kefnaz) ve Güven (Bacin) köyleriyle, Çörekli ve Koçan mezraları,  Nusaybin’in Kaleli, Çilesiz, Balaban (Birguriye), Turgutlu, Değirmencik, Dibek (Badibe) ve Girmeli (Gıremira) köyleriyle, Selvitik, Börhök, Fıskın ve Arpalı mezraları, İdil’in Mağara (Kivah)  köyü.

2002 yılında daha önceki yıllarda göç eden Yezidilerden Beşiri’nin Oğuz Beldesine ve Deveboynu köyüne 10 aile, Batman’ın Yolveren köyüne de 15 aile kesin dönüş yapmış. Topraklarından hiçbir zaman kopmadıklarını ifade eden Yezidiler köylerini de onaracaklarını söylemişler.

Kaynak BirGün – Ersoy Soydan

İlgini çekebilecek diğer içerikler