TAŞ. İŞ. DER 1. TAŞERON İŞÇİ ÇALIŞTAYI NOTLARI (1.GÜN)

22.12.2012 günü, Taşeron İşçileri Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği (TAŞ. İŞ. DER) “İş kanunu 2. İş maddesinin değişmesi, taşeron çalıştırmanın yasallaştırılmaması için ortak mücadele yöntemleri” konulu İşçi Çalıştayı’nın ilk gün oturumunu gerçekleştirdi

Taşeron İşçileri Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği (TAŞ. İŞ. DER) nin Düzenlediği
1.TAŞERON İŞÇİ ÇALIŞTAYI (1.GÜN)  NOTLARI
tasisder-calistay

22.12.2012 günü, Taşeron İşçileri Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği (TAŞ. İŞ. DER) “İş kanunu 2. İş maddesinin değişmesi, taşeron çalıştırmanın yasallaştırılmaması için ortak mücadele yöntemleri” konulu İşçi Çalıştayı’nın ilk gün oturumunu gerçekleştirdi.

Taşeron işçi derneklerinin sorunlarının görüşüldüğü ve kuruldukları günden bugüne, kazanımların ve tecrübelerin paylaşıldığı birinci oturumda; TAŞ. İŞ. DER’in kuruluşu ve mücadele süreci anlatıldı. TAŞ. İŞ. DER Genel Başkan Yardımcısı Güneş Cengiz’in yaptığı konuşmasında şu notlar dikkat çekti:

“2010 yılının Mart ayında kurulduk. İşçilerin bir araya gelerek neler başarabileceğini gösterdik. 2008 yılında Dev Sağlık-İş sendikasının başvurusuyla iş müfettişleri çağrıldı. İş müfettişleri, ‘taşeron çalışanların kadrolu yani asıl işveren İstanbul Üniversitesi’nin çalışanları olduğunu belirten bir rapor hazırladı. Fakat taşeron şirket, işçilerin İstanbul Üniversitesi’nin değil kendisinin işçilerini olduğunu söyleyerek dava açtı. Dava 1,5 yıl içerisinde sonuçlanarak; mahkeme lehimize, yani işçilerin İstanbul Üniversitesi çalışanı olduğuna dair bir karar verdi.”

“Yemek paralarımız kesildi. Bu süreçte her bölüm kendi içerisinde dilekçe toplarken sayımızın1500 civarında olduğunu öğrendik. Ve rektörlüğe dilekçe sunarak haklarımızı istedik.  İlk aldığımız hak, yıllık izinlerimiz oldu. Ardından geçmişte kullanamadığımız yıllık izinleri aldık. Bir taraftan örgütlenirken, diğer taraftan kazanımlar elde ettik.”

“Bir süre sonra “Kadro istiyoruz” temel talebiyle yürüyüşler yaptık. İstanbul Üniversitesi yönetimi, yürüyüş eylemlerini gördükçe haklarımızı vermeye başladı. Taşeron şirket hem bizim üzerimizden, hem de verdiği hizmet üzerinden para kazanmak istedi. Bu süreçte 10 garson arkadaşımız işten atıldı. Direnişle birlikte, yürütülen mücadele sonucu mahkemeyi kazandık. Üç arkadaşımız mücadeleyi kazanarak işbaşı yaptı.”

“İstanbul Üniversitesi’nde davaların artması sonucu, iş müfettişleri geldi. ‘Taşeron sistemi devam ediyor’ gerekçesiyle; İstanbul Üniversitesine ve taşeron şirkete yüklü bir miktarda para cezası kesildi.”

“Bize “sizler bizim işçimiz değilsiniz, taşeron şirketin işçisisiniz” diye bir ibraname sundu. Biz bunu topluca imzalamadık ve daha önce imzalayan arkadaşlarında imzalarının iptal edilmesini sağladık.”

“Fatih SGK Müdürlüğü, bizi taşeron firmadan alarak İstanbul Üniversitesi çalışanı olarak naklimizi yaptı. Ve elimizde İstanbul Üniversitesinin işçisi olduğumuzu kanıtlayan elimizde bir belge var ve uygulanmasını bekliyoruz.”

“Bu süreç içerisinde kreş kullanamıyorken, kreş hakkımızı kazandık. Çalışma saatlerimizi düzelttik. Temizlikte çalışan arkadaşlarımızın maaşları düzenli verilmiyordu, düzenli verilmesini sağladık.”

TAŞ. İŞ. DER Genel Başkanı Cemal Bilgin: “Kararların Uygulanmasını İstiyoruz”

1998’den beri İstanbul Üniversitesi’nde taşeron şirkette Hasta Bakıcı olarak çalışan ve halen TAŞ. İŞ. DER. Genel Başkanlığını sürdüren Cemal Bilgin ile İstanbul Üniversitesi’ndeki taşeron işçilerinin durumunu ve yaşadıkları süreçleri sorduk.

Mahkeme kararıyla, taşeron firmanın değil, İstanbul üniversitesi işçileri olduğunuz onaylandı. Yargı kararı sonrasında Rektörlük uygulaması nasıl oldu?

Cemal BİLGİN – “Müfettiş raporlarımız vardı, mahkeme kararımız da vardı. Ama bir yaptırımımız yoktu. İstanbul Üniversitesi bize ‘Siz bizim değil, taşeron işverenin işçisisiniz’ diye bir ibraname sundu. Bizde bunun tam tersi olduğunu, taşeron şirketin değil İstanbul Üniversitesi’nin, yani asıl işverenin işçisi olduğumuzu söyledik.  Asıl işverenin işçisi olduğumuzu ispatlayan da Fatih SGK müdürlüğüdür. Bizim taşeron firmadan TC’lerimizi alıp, İstanbul Üniversitesi’ne naklimizi yaptı. Yani artık bizim taşeron işçisi değil, İstanbul Üniversitesi’nin işçisi olduğumuzu kanıtlayan bir belgemiz oldu. Ve 30, 40 günden beri uygulanmasını bekliyoruz. İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü Hukuk Profesörü bize diyor ki ‘yasa da bizde, hâkim de bizde, savcı da bizde hükümet de bizde.”

Taşeron şirket şu an devam ediyor mu?

Cemal Bilgin – ”Taşeron şirket hileli ve muvazaalı olduğu halde devam ediyor.”

Haklarınız ne oldu?

Cemal BİLGİN – “TAŞ. İŞ. DER sayesinde verilmeyen izinlerimizi ve geçmiş dönemdeki izinlerimizi aldık. Fakat taşeron işçilerine haksızlık yapılmaya devam ediliyor.  Taşeron firma ile rektörlük bir toplantı yapıyor ve taşeron firma diyor ki ‘Artık sözleşmelerde işçilere imza attırmakla yükümlü değilim. Bunlar bizim elemanımız değil, sizin elemanınız’. Aslında birinci hileyi İstanbul Üniversitesi yapıyor. Çünkü taşeron firma iş müfettişleri dâhil dosya tutarak İ.Ü rektörlüğüne sunuyor fakat 4 dönemdir sözleşmeye imza atmıyor.”

Bundan sonraki süreçte ne olabilir?

Cemal Bilgin – “Şuanda Fatih SGK’da ki memurlar ve müfettişler, bu tescillerin uygulanmak zorunda olduğunu söylüyor. Burada şöyle bir durum var. Eğer İ.Ü hakkınızı vermezse (ben taşeron işçiyim 1 milyar alıyorum, memurlar 2 milyar alıyor) Maaşlarımızdaki bir milyar farkı her ay olmak üzere bize ödemek zorunda olduğunu belirtiyor. Onun için sizin kadronuzu sağlamak zorunda. İstanbul Üniversitesi de, AKP’de köşeye sıkıştı. Çünkü raporlar var, mahkeme kararları var. Biz fiili mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.”

Çalıştayda Tez Koop-İş Sendikası Eski Genel Sekreteri Faruk Üstün bir konuşma yaptı. Faruk Üstün, konuşmasında özetle şu noktalara dikkat çekti:

“Kamu’ da çalışanların hedeflerini ortaklaştırarak mücadele vermesi gerekiyor. Hedef ortaklaşmadığı süreçte ise dağılıp gidiyor. Geçici statü ile çalışan işçilere kadro verilirken diğer çalışan kesime kadro verilmedi. Hedef parçalanınca, işçiler arasında dayanışmada parçalanıyor.

“Yıllık iznini kullanamayan Türkiye’de binlerce işçi var. Herhangi bir hak talebi yok. Bugün taşeron işçilerin yapması gereken bulundukları alanda sendikalara üye olmasıdır.

“12 Eylül’ü sözde yargıladığını iddia edenler, bugün 12 Eylül mantığıyla hareket ediyor. Barajın sıfırlanması taşeron sorununu ortadan kaldırır. Çapa bu yüzden önemli bir atılım oldu.

“Taşeron olayı mafya olayının ta kendisidir. Devlet kendi parasıyla mafya yani taşeron besliyor. Sendikaların ise bunlara karşı üye sayısını çoğaltması gerekiyor.

“Barajın ortadan kaldırılması gerekiyor. Sendikaların özgürleştirilmesi, iş güvenliğinin sağlanması ve ortak bir şekilde çözüm. İşte ancak bunlarla kamu da taşerona son verilebilir.”

Birleşik Taşımacılık Sendikasına üye İşçilerin temsilcisi, Tüm Radyoloji İşçileri Derneği, Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Temsilcisi ve birçok kurum temsilcisi söz alarak konuşmalarını yaptılar. CHP İstanbul Milletvekilinin yaptığı konuşma sırasında işçiler, CHP’yi ve CHP yönetimindeki belediyeleri konu ederek:

-“CHP Neden taşeron sistemi konusunda bir şey yapmıyor?”,

-“Neden CHP’li Belediyelerde taşeron işçiler çalıştırılıyor?” ve

-“Neden CHP’li Belediyelerde taşeron işçiler işten atılıyor?”

vb. sorularıyla eleştirerek tartıştılar.

“ 1.Taşeron İşçi Çalıştayı” Birinci Günün ikinci bölümünde, İş kanununun 2.  Maddesinin içeriğinin değiştirilmesiyle yaşanacak olumsuzluklar ve bu değişikliklere karşı mücadele yöntemleri tartışılarak son buldu.    22.12.2012    İstanbul

Emek.org.tr

tasisder-calistay

 

tasisder-calistay

İlgini çekebilecek diğer içerikler