ODTÜ’YE VE ODTÜ’LÜLERE SAHİP ÇIKMAK ONURLU BİR DAVRANIŞTIR!

18 Aralık 2012 günü Çin’den fırlatılacak Göktürk-2 uydusunu canlı izlemek üzere ODTÜ yerleşkesinde bulunan TÜBİTAK’a gelen Başbakan Erdoğan, öğrencilerin protestosu ile karşılaşmış ve bunun üzerine polis öğrencilere sert biçimde müdahale etmişti. Demokratik bir hak olan gösteri düzenleme ve protesto etme hakkına dahi tahammülsüzlüğün sonucunda ise, biri ağır olmak üzere onlarca öğrenci yaralandı ve gözaltına alındı. […]

18 Aralık 2012 günü Çin’den fırlatılacak Göktürk-2 uydusunu canlı izlemek üzere ODTÜ yerleşkesinde bulunan TÜBİTAK’a gelen Başbakan Erdoğan, öğrencilerin protestosu ile karşılaşmış ve bunun üzerine polis öğrencilere sert biçimde müdahale etmişti.

Demokratik bir hak olan gösteri düzenleme ve protesto etme hakkına dahi tahammülsüzlüğün sonucunda ise, biri ağır olmak üzere onlarca öğrenci yaralandı ve gözaltına alındı. Üniversite çalışanları ve hatta çocukları gazlardan etkilendi.

ODTÜ’ye 20 zırhlı araç, 3000’e yakın polis, 105 koruma aracı ve 30 TOMA aracıyla gelerek savaş öncesi hazırlık halinde olan Başbakan Erdoğan ve bilcümle ‘dostlarının’, bu topraklarda yaşayan insanların çokça karşılaştığı ‘tiyatro oyunu’ için perde demesi de olayların hemen ardından gerçekleşti. Muhalefet etmenin suç, muhalif olanın ise terörist sayıldığı şu günlerde ‘sahne alanları’ bizler iyi biliyor ve tanıyoruz.

Köşe yazarlarından provakatif-gerici Zaman ve Akit Gazetesine ve oradan da üniversitelerin ‘seçilmiş rektörlerine’ dek uzanan bu oyunun parçası olanlar, tıpkı KCK, HOPA, NEWROZ davalarında olduğu gibi kendilerine biçilen rollerini başarıyla sergilediler.

Ancak bu direniş, her türden demokratik eylemi ve hak arayışını ‘terör etkinliği’ olarak etiketleyen ve kendine durumdan vazife çıkaran anlayışı bir kez daha açığa çıkarmış ve tarihin yargılanacaklar sayfasına kara bir not olarak düşürmüştür.

İşçilerin geleceği meclis duvarları arasında tartışılırken sözünü iletmek isteyen emekçilere, üniversitesine, bilime, akademiye ve geleceğine sahip çıkan öğrencilere, görülmeyeni görülen kılan gazetecilere, anadili yasaklanan bir ülkede inadına ‘ez lı vırım’ diyen Kürtlere karşı toplumun muhalif tüm kesimleriyle hesaplaşma derdinde olan AKP iktidarının bu tavrı bugün ODTÜ’den yükselen ve Viyana üniversitelerine kadar yankılanan sesleri bastıramayacak ve susturamayacaktır.

Emek.org.tr okurları olarak, gençliğin haklı isyanını gölgelemek adına elinden geleni ardına koymayan, başta bilim adına üniversitelerin ilerici işlevini yok eden ve üniversiteleri sermayeye peşkeş çeken ‘kimi rektörler’ olmak üzere, düşman hukuku sergileyenleri kınıyor ve insanlık değerlerine sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Üniversitelerin anti-emperyalist ve mücadeleci damarının kesildiğini düşünenlere en iyi yanıtı tüm üniversitelerde ODTÜ’yü selamlayanlar ve ODTÜ’lüler vermiştir.

Gerici, faşist tavır ve politikalar sürdükçe, direniş ‘farz olma’ meşruiyetini sürdürecektir.

Tüm bu yaşananların yolunda Emek.org.tr okurları olarak bizler de

“BİLİMİ SATAN EMPERYALİST SAVAŞ ÇIĞIRTKANI TAYYİP ODTÜ’DEN DEFOL”

diyen ODTÜ’leri selamlıyor ve sahipleniyor, tüm emek dostlarını ODTÜ’nün yaktığı demokratik direniş ateşini büyütmeye çağırıyoruz. 

Emek.org.tr  Okurları

28.12.2012  İSTANBUL

loggo

İlgini çekebilecek diğer içerikler