Kobanê Davası’nda karar…

“Kumpas davası” olarak da nitelenen davada çıkan ağır ceza kararları, barış ve demokratik çözüm çabalarının değil, Kürt sorunu ve ulusal demokratik haklar konusunda; baskı ve şiddet döneminin sürdürüleceğinin işareti oldu.

Kobanê Davası’nda karar açıklandı. Toplumsal gerginliği artıran; demokrasi-hukuk, barış içinde güven ilişkileriyle birlikte yaşama açılarından da umutsuzluk yayan ve daha önemlisi Kürt sorunu konusunda barış değil, şiddet ve baskıdan yana bir kararla karşılaşıldı.

HDP Eş başkanlarına ağır hapis cezası kararı açıklandı.

“Kumpas davası” olarak da nitelenen davada çıkan ağır ceza kararları, barış ve demokratik çözüm çabalarının değil; Kürt sorunu konusunda baskı ve şiddet döneminin sürdürüleceğinin işareti oldu. Birçok devrimci demokrat ve sosyalist çevre ile Kürt siyasi çevreleri karar karşısında, yılgınlık değil mücadele ve kararlılık tutumları sergiledi.

Karar sonrasında birçok şehirde ilan edilen gösteri ve şehirlere kitlesel giriş çıkış yasakları, yakın gelecekte toplumsal baskıların artırılacağının da ilk sinyalleri oldu.

Kobanê Davası’nda hakkında 22 yıl 6 ay ağır hapis cezası verilen Alp Altınörs’ün, karar karşısında şu sözleri dikkat çekti:

“Son sözüme geçiyorum. Sözdür, söylenmiştir, tarihin önündedir, çağrıdır yapılmıştır, toplumun belleğindedir…Sözümüzden dönmeyiz. Sözümüz özgürlük ve sosyalizm içindir.”

Eren Keskin: Bu intikamcı bir karardır

Kobanê Davası’nda verilen kararları değerlendiren İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, davayı ve kararları hukuka aykırı olduğunu söyleyerek “Bu intikamcı bir karardır” dedi. Dün karar sonrasında Mezopotamya Ajansına konuşan Eren Keskin Kobani davası ile ilgili olarak “intikamcı karar” nitelemesini yaptı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında olduğu 18’i tutuklu 108 siyasetçi hakkında açılan davanın karar duruşması dün görüldü. DAİŞ’in Kobanê’ye dönük saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014 tarihlerinde gelişen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek açılan davada siyaetçilere ceza yağdı.

‘DÜŞMAN HUKUKU’

İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, kararı “düşman hukuku uygulaması” olarak değerlendirdi. Keskin, cumhuriyet tarihi boyunca devletin Kürt politikasının değişmediğine işaret ederek, “Bu tam bir İstiklal Mahkemesi uygulaması. Ben geçen hafta cezaevinde Gültan Kışanak ile konuştuğumda şöyle söylemişti; ‘İddianame daha bize gelmeden MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın elindeydi.’ MHP’nin istediği her şeyi AKP’ye yaptırmasının bir sonucudur bu kararlar. Bizzat ben Semih Yalçın ve zihniyeti tarafından yazıldığını düşünüyorum” diye konuştu.

İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin:

‘HEM ULUSLARARASI  HEM DE İÇ HUKUKA AYKIRI’

Keskin, konuşmalar ve yazılar üzerinden böylesi cezalar verilemeyeceğini vurguladı. Keskin, “Bu, uluslararası hukuka da Türkiye’nin kendi iç hukukuna da aykırıdır. Bu intikamcı bir karardır. İntikamcı bir şekilde karar verilmiştir. En yüksek cezaların da yönetici konumundaki Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’a verilmiş olması da bunun en açık göstergesidir” diye belirtti.

Kararlarla “Kürt siyasetinin politik anlamda katledilmek istediğini” belirten Keskin, “Bunu başaramayacaklar. Bu savaş politikalarında ısrarın sonucudur. ‘Biz sivil siyaset istemiyoruz, savaşmak istiyoruz’ diyorlar. Bu kararın bence en kısa özeti budur. Aysel Tuğluk bugün beraat etti. Aysel Tuğluk, 10 yıllık süreci hiçbir şekilde hatırlamıyor. Annesine yapılan kötülük nedeniyle Aysel Tuğluk artık cümle bile kuramıyor” ifadelerini kullandı.

‘MÜCADELE BİTMEDİ’

Keskin sözlerini şöyle sürdürerek taleplerde de bulundu:

“Hepimiz cezaevine girdik ve çıktık. Hepimiz adliyelerde arkadaşlarımızı bekledik ama bu mücadele bitmedi. Bunu devletin kendisi de çok iyi biliyor. Hiçbir zaman bitmedi. Yıllar önce Leyla Zana, Ahmet Türk, Sırrı Sakık, Orhan Doğan da uzun seneler cezaevinde yattı. Bu karar devletin değişmezliğinin bir sonucudur. Devlet ‘ben değişmeyeceğim, ben Kürt sorununu çözmeyeceğim, istediğinizi yapın ben aynı politikalarda ısrarcıyım’ diyor. Biz de ısrarcıyız; insan hakları savunucuları olarak uluslararası güçlerin de Türkiye’yi uluslararası sözleşmelere uymalarını çağırmalarını bekliyoruz.”

(Kaynak: mezopotamyaajansi.net/)

 

Emek.org.tr