Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve Birgün Gazetesi Yazarı Hrant Dink katledilişinin 6. yılında binlerce Hrant tarafından anıldı. ‘Biz bitti demeden bu dava bitmez’ diyen binler adalet talep ederek sorumluların yargılanmasını istedi.
‘Buradayız ahparig’ diyen binlerce kişi 13.30’da Şişli Cevahir AVM önünde bir araya gelerek buradan AGOS önüne yani Hrant’ın vurulduğu yere yürüdü. Dink ailesi yürüyüşün en önündeki yerini alırken dostları da onları yalnız bırakmadı. Dink ailesine, Cumartesi Anneleri ile BDP Milletvekili ve HDK Yürütme Kurulu Üyesi Sebahat Tuncel, CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Musa Çam, KESK Genel Başkanı Lami Özgen, DİSK Genel Başkanı Erol Ekici, ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş, SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan ve ESP yöneticileri eşlik etti.
Ermenice ezgilerin çalındığı yürüyüş boyunca sık sık ‘Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeniyiz’, ‘Biz bitti demeden bu dava bitmez’ , ‘Katil devlet hesap verecek’, ‘Katilleri koruyan cinayete ortaktır’, ‘Geleneği terk et katilleri teslim et’ sloganları atıldı.
AGOS önünde toplanıldığında Amerikalı dilbilimci ve yazar Naom Chomsky, BDP Milletvekilleri Hasip Kaplan ve Sırrı Sakık ile gözaltında işkenceyle öldürülen Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak, Agos binasına girerek ailenin acısını paylaştı.
Binlerce kişi Agos Gazetesi önüne geldiğinde, Hrant Dink’in vurulduğu saatte, Hrant’ın sesi eşliğinde saygı duruşu yapıldı.
CHOMSKY: ONUN İZİNDEN GİTMEYE SÖZ VERİRSEK…
AGOS’un balkonundan muhalif yazar ve bilim insanı Noam Chomsky bir konuşma yaptı ve ‘Bu çok etkileyici ve ilham verici kalabalığı görmek çok sevindirci. Düştüğü yere gelen bu kadar insan, onun izinden gitmeye söz verdiğinde ancak başarabiliriz. Onu ancak böyle en iyi şekilde anarız’ dedi.
RAKEL DİNK: YOK ETMEK VARSA BU HİÇLİĞİN İSPATIDIR
Chomsky’ın ardından Hrant Dink’in eşi Rakel Dink AGOS’un balkonundan seslendi ve şunları söyledi:
‘Sevgili dostlar bugün altıncı yıl oldu. 6. özlem dolu ama kararlılıkla onun vurulduğu yerde, burada bulunuyoruz, buradayız. Sizinle biraz dertleşeceğim. İyilik eden yok, bir kişi bile yok. Herkes suç işliyor. Herkes, her devlet işlemeye devam ediyor. Suç ve günah altın olsa kimse takmaz. Fakat suçu işlerken maalesef düşünce de, akıl da, körleşmiş ve kapalıdır.
Kazanç, üstünlük derken kimleri yok ediyorlar, nelerden mahrum kalıyorlar. Farkında olmadan veya farkında olarak yok etmek… Yok etmek var olmaksa, var olman benim, bizim yok olmamızın üzerindense bu senin büyüklüğünün ve üstünlüğünün ispatı değil, hiçliğinin ispatıdır.
Ey, Tanrı benzerliğinde yaratılmış insanoğlu; güç ve yetki sahibi olacağım derken insanlığından da olma! Çalmaya, gasp etmeye ve öldürmeye gelenle hiçbir ortak paydamız, paydaşlığımız olmasın, sevgili kardeşler.
Canımın içini, sevgilimi, çutagımı (keman) öldürtmek, düşünme ve algı yoksunluğunun ispatı değil mi? Onursuzluk, mahcubiyet ve utanç değil mi? Tahammülsüzlüğün ispatı değil mi? Yoksa hala ‘Bunlar da ne demek’ mi diyorlar? ‘Evet, öyle diyorlar’ diye düşünüp ümitsizliğe düştüğüm zaman, Hisus (Mesih İsa) kulağıma fısıldar: ‘Ben kabirde kalsaydım, haklı olurdun meyus durmaya. Fakat kabirde kalmadım; kalmadığım gibi, bütün gerçekler de gün gibi, güneş gibi ortaya çıkacak.’ Kalk, meyus olma! Evet, meyus olmayacağız. Umutla, imanla, şevkle buradayız, birlikteyiz.
Ey Türkiye’nin güzel insanları, sevgili gençler, anneler, babalar, kardeşler!
Türkiye’nin sevgili vatandaşları!
Sağdakine de, soldakine de zarar vermeden, ötekileştirmeden, ayrımcılık ırkçılık etmeden buradayız. Adalet borcumuzu hatırlayarak buradayız. Sevgimizi hatırlayarak, umudumuzu hatırlayarak buradayız. Yataklarında sevdiklerinin elini tutarak ölme fırsatı ellerinden alınanların anısına buradayız. Acımızla onurumuzla buradayız. Doğruluk ve adalet için buradayız. Bir birimize hikayelerimizi anlatmak, anlamak içih buradayız. Hoşgeldiniz, hepiniz hoşgeldiniz. Burada olmaya devam edeceğiz. Teşekkür ederim.”
ANTALYA: