Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve İstanbul Tabip Odası, Sağlık Bakanlığı tarafından gezi parkı direnişinde yaralananları tedavi eden hekimlere soruşturma açılmasını Gezi Parkı merdivenlerinde yaptığı açıklamayla protesto etti.
Basın açıklamasına beyaz önlükleri, stetoskopları ve baretleriyle katılan hekimler “Gezi Parkı yaşamdır, hekimler yaşamı savunuyor” yazılı bir pankartla Sağlık Bakanlığı’na cevap verdi.
Günlerdir süren direnişe orantısız şiddet uygulayan AKP iktidarının ve polislerin saldırılarına karşı eylemcilere gönüllü sağlık hizmeti sunan hekimlere soruşturma açılmasını protesto eden hekimler “Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da insani duyarlılığımızla ve yaşam hakkını savunan bir mesleğin mensupları olarak mesleğimizin gereğini yapmayı sürdüreceğiz” dedi.
Sağlık Bakanlığı’nın ‘izin’ almadı söylemine karşı “Hekimler, insanlığa hizmet etmek için ‘izin’ almaz, ‘emir’ beklemez diyen hekimler Sağlık Bakanlığı’na Cenevre Bildirgesi Mesleki Bağlılık Yemini’ni(1948) hatırlatarak ““Kendi yaşamımızı insanlığın hizmetine adayacağımıza bütün varlığımızla yemin ettik, Hastalarımızın sağlığı en önde gelecek, Bize verilmiş sırları, hastalarımızın ölümünden sonra bile saklayacağız, Meslektaşlarımız kardeşlerimiz olacak, Din, ulus, ırk, parti politikaları ya da toplumsal durumla ilgili değerlendirmelerin görevimizle hastalarımızın arasına girmesine izin vermeyeceğiz, Bunlara bütün varlığımızla, özgür olarak onurumuz üzerine AND İÇTİK” dedi.
“ZALİMİN ZULMÜ VARSA, MAZLUMUN DA ÖRGÜTLÜ DOKTORLARI VAR”
TTB Merkez Konsey Üyesi Dr. Osman Öztürk basın açıklamasını okumadan önce Hükümetin ve Bakanlığın Gezi Parkı direnişçilerine ve doktorlara yönelik tavrını eleştirerek ““Zalimin zulmü varsa AKP’si, gaz bombası, TOMA’sı varsa, mazlumun da örgütlü doktorları var” dedi
18 gündür Gezi Parkı ve çevresinde yaşanan olaylara kimsenin hele ki sağlık çalışanlarının kayıtsız kalması mümkün değildir diyen Dr. Hüseyin Demirdizen “Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da insani duyarlılığımızla ve yaşam hakkını savunan bir mesleğin mensupları olarak mesleğimizin gereğini yapmayı sürdüreceğiz” dedi.”
TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan ise “Hekimler olarak olaylar başladığı ilk günden itibaren buradaydık; hekimler olarak bizler de hastalara müdahale etmeye çalışırken yoğun gaza ve polis şiddetine maruz kaldık. İlk günden itibaren burada olmamızın nedeni, tıp fakültesinden mezun olduğumuzda ettiğimiz yemindir. Bu yemin doğrultusunda, bu yeminin gereği olarak buradaydık, burada olmayı sürdüreceğiz” diye konuştu.
İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Taner Gören de yaptığı konuşmada şunları dile getirdi: “Olaylar ilk başladığında buradaydım, gaza maruz kaldım, yaralanan insanlara bire bir tanık oldum. Acil müdahale zorunluluğu vardı. Özellikle solunum zorluğu çeken yüzlerce hasta vardı. Eğer bu insanlara acilen müdahale etmeseydik ölü sayısı daha da fazla olabilirdi. Bütün sağlık çalışanlarına ve Gezi Parkı’nı savunan İstanbullulara teşekkür ediyorum.”
‘HİÇBİR HEKİMİN VE HİÇBİR HASTAMIZIN İSMİNİ BAKANLIĞA BİLDİRMEYECEĞİZ’
Sağlık Bakanlığı 13 Haziran 2013 tarihinde “Acil” kodlu olarak İstanbul Tabip Odası’na gönderdiği yazıyla Taksim Gezi Parkı direnişçilerine hizmet veren “gönüllü revirler” hakkında inceleme/soruşturma açıldığını bildirmiş, bu revirlerde görev alan hekimlerin isimlerini ve revirlerde tedavi edilen hastaların listesinin ‘ivedilikle’ Bakanlığa iletilmesini istemişti.
Okunan basın açıklamasında Sağlık Bakanlığı’nın ‘ivedilikle’ istemine ‘ivedilikle’ yanıt veren hekimler “1- On sekiz gündür şiddete, vahşete, zulme, faşizme karşı direnen bütün yurttaşlarımız bizim ONURUMUZDUR.
2- On sekiz gündür direnirken yaralanan, acı-ızdırap çeken, ağrılar içinde kıvranan, acil müdahaleleri tarafımızdan yapılan bütün hastalarımızın bilgileri bizim TEMİNATIMIZ ALTINDADIR.
3- On sekiz gündür gece demeden, gündüz demeden, gaz bombalarından, tazyikli sulardan, TOMA’lardan korkmadan yaralı direnişçilerin yardımına koşan bütün meslektaşlarımız bizim ONURUMUZDUR.
Sağlık Bakanlığı Başdenetçisi ve kendisini üzerimize görevlendirenler bilsinler ki;
TEK BİR HASTAMIZIN, TEK BİR MESLEKTAŞIMIZIN İSMİNİ DAHİ SAĞLIK BAKANLIĞI’NA VERMEYECEĞİZ! “dedi.
Basın metninin okunmasının ardından söz alan İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Ali Çerkezoğlu “İstanbul, Ankara, İzmir, Antakya’da ve birçok ilde direnişler sürüyor, insanlar direniyor. Bizler sağlık çalışanları olarak bu insanların yanında olmaya devam edeceğiz. Mesleki ve insani duyarlılıkla insanların yardımına koşan hekimler ve Tabip Odası hakkında soruşturma başlatan Sağlık Bakanlığı bu olağanüstü süreçte acil revirleri kurmalı, bu olağanüstü sürece uygun tedbirler almalıydı. Bakanlığın hakkımızda açtığı soruşturmayı tanımıyoruz. Sağlık Bakanı’nı öncelikle halkımıza şikayet ediyoruz ve Bakanlık hakkında suç duyurusunda bulunacağımızı ilan ediyoruz. Hiçbir hekimin ve hiçbir hastamızın ismini Bakanlığa bildirmeyeceğiz” dedi.
Emek.org.tr