Deri-İş Sendikası Sendikalar ve Toplu İş İlişkileri Yasasına Karşı İş Bıraktı

Deri-İş sendikası, Tuzla’da Sendikalar ve Toplu İş İlişkileri Yasasına karşı kitlesel bir yürüyüş ile iş bıraktı. Deri Organize Sanayi Bölgesi içinde bine yakın işçiyle birlikte yürüyen Deri-İş sendikası, Toplu İş İlişkileri Yasasını protesto etti. Yürüyüşe Sendikal Güç Birliği Platformundan sendikalarda destek verdi.

deri-is-sendikasi-yeni-tiik-yasasina-karsi-is-birakti-16-10-2012-2

Deri-İş sendikası, Tuzla’da Sendikalar ve Toplu İş İlişkileri Yasasına karşı kitlesel bir yürüyüş ile iş bıraktı. Deri Organize Sanayi Bölgesi içinde bine yakın işçiyle birlikte yürüyen Deri-İş sendikası, Toplu İş İlişkileri Yasasını protesto etti. Yürüyüşe Sendikal Güç Birliği Platformundan sendikalarda destek verdi.

Okunan basın açıklamasında Deri-İş sendikasının zor ve önemli bir süreçten geçtiği, AKP hükümetinin meclise getirdiği ve şuan meclis gündeminde yer alan Sendikalar ve Toplu İş ilişkileri yasası ile kazanılmış hakları gasp ettiği,  sendikal örgütlülüğü tehdit ettiği ve sendikaların toplu sözleşme yetkisine el koymak istediği belirtildi. “Bu yasa tasarısı işverenlerin baskısı ile ülkemizde sendikal hareketi tasfiye etmek amacıyla hazırlanmıştır. Buna karşı çıkmalı, tasarıdaki bu kabul edilmesi mümkün olmayan maddeleri geri çektirmek için mücadele etmeliyiz. Ancak mücadele ederek bu zorlu süreci aşabilir, sendikal örgütlülüğümüzü koruyabiliriz. Ancak mücadele edersek toplu sözleşmemizi koruyabilir, toplu sözleşmeden doğan haklarımızı ve pazarlık gücümüzü sürdürebiliriz. Bu ciddi süreci yiğit deri işçileri 1980’lerdeki, 1990’lardaki mücadele ve kavga bilinciyle göğüslemeyi bilecektir” sözleriyle mücadele çağrısı yapıldı.

SENDİKAMIZIN YETKİSİNİ GASP EDEN

SENDİKAL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİMİZE SALDIRAN SENDİKALAR VE TOPLU İŞ İLİŞKİLERİ YASA TASARISINI KABUL ETMİYORUZ!

Deri-İş Sendikamızın değerli, mücadeleci üyeleri, sevgili arkadaşlar,

Sendikamız oldukça zor ve önemli bir süreçten geçmektedir. AKP hükümetinin meclise getirdiği ve şu an meclis gündeminde yer alan Sendikalar ve Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı ile işçi sınıfının kazanılmış hakları gasp edilmekte, sendikal örgütlülük tehdit edilmekte, arasında sendikamızın da yer aldığı çok sayıda sendikanın toplu sözleşme yetkisine el konulmak istenmektedir.

1980’lerde Kazlışçeşme’de, 1992’den bu yana Tuzla’da büyük bedeller ödeyerek, büyük mücadeleler yürüterek mevcut sendikal örgütlülüğümüzü oluşturduk ve sosyal ve ekonomik haklarımızı kazandık. Sermayenin ve siyasi iktidarların tüm baskı ve engellemelerine karşın kararlılıkla mücadele ederek, direniş çadırlarında haklarımızı savunarak güvenli bir gelecek için, emeğimizin karşılığını almak, evlerimize ekmek götürebilmek, çocuklarımıza iyi bir gelecek sunmak için sendikamızla bütünleştik. Bugün sendikamızda örgütlü olduğumuz için çok çeşitli sosyal haklara ve imkanlara sahibiz, bu sayede fabrikalarımızda iş sağlığı ve güvenliği ilkelerine uyulmakta ve daha güvenli koşullarda çalışmaktayız. Sendikal örgütlülüğümüzü koruduğumuz için kölece çalışma şartlarına karşı haklarımızdan yararlanabiliyor, yasaların sunduğundan daha fazla imkanlardan faydalanabiliyoruz.

Sevgili arkadaşlarım, yiğit deri işçileri,

Örgütlülüğümüz bugün tehdit altındadır. AKP Hükümeti sermayenin, patronların istemleri doğrultusunda mevcut sınırlı haklarımızı yok etmek istemektedir. Tüm işçi sınıfını kölece şartlarda çalışmaya zorlamak istemektedir. Yüksek işsizliği tehdit olarak göstererek kıdem tazminatımızı elimizden almak, düşük ücretlerle çok uzun saatler çalışmamızı talep etmektedir. Bir bakalım etrafımıza, sendikasız işçiler hangi şartlarda çalışmaktalar? İş cinayetlerinde her yıl yüzlerce işçi arkadaşımız hayatını kaybetmektedir. Sendikasız işçiler sigortasız, kayıtdışı çalışmaya zorlanmaktadır. 12-14 saat çalıştırılmakta, karşılığında asgari ücret dahi vermek istememekteler. Sendikasız işçileri rahatlıkla, keyiflerine göre işten çıkarmakta, tazminat ödememekte, sağlıksız, güvenliksiz koşullarda çalıştırmaktadırlar.

Ülke genelinde oldukça yaygın olan bu kölece çalışma dayatmasına karşı tek güvencemiz örgütlülüğümüzdür. Bizler sendikalı olduğumuz için patronlarla pazarlık yapabiliyor, hak talep edebiliyor, daha yüksek ücretler alabiliyor, sosyal haklardan, ikramiyelerden yararlanabiliyor, fazla mesai ücretlerimizi, tazminatlarımızı alabiliyoruz. Sendikalı olduğumuz için, birlikte hareket ettiğimiz için bizleri işten rahatlıkla çıkaramıyorlar. Bizim güvencemiz sendikamızdır, birliğimizdir, dayanışma içinde olmamızdır, yasal ve evrensel haklarımızın bilincinde olmamızdır.

İşte bu nedenle bizleri sendikasız bırakmak, örgütlülüğümüzü-birliğimizi dağıtmak istiyorlar. Bunun için yıllardır baskı yaptılar, biz evimize ekmek götürmek, çocuklarımıza iyi bir gelecek sunmak, anayasal haklarımızdan yararlanmak isterken karşımıza polisi, jandarmayı çıkardılar. Bizleri birbirimize düşürmeye çalıştılar. Ancak başarılı olamadılar. Şimdi ise mecliste kabul edilen yasayla toplu sözleşme yapma yetkimiz elimizden alınmak istenmektedir.

Sevgili arkadaşlarım,

Meclis gündemindeki yasa neler getirmektedir? 12 Eylül darbecilerinin hazırladığı yasadan daha kötü şartları AKP hükümeti bizlere dayatmaktadır. 4 ay önce havacılık işkoluna grev yasağı getiren AKP hükümeti şimdi tüm mücadeleci, muhalif sendikaları yasa marifetiyle susturmak ve tamamen kendisine yandaş, sermayenin sözünden çıkmayan sendikalara hayatta kalma şansı vermektedir. İşçi sınıfına dayatılan kölece çalışma şartlarını, meclis gündemindeki ulusal istihdam stratejisini dayatmak için önce buna karşı çıkacak gerçek sendikaları tasfiye etmek istemektedirler. Bizler bu tasfiye projesine izin vermeyeceğiz.

AKP hükümeti büyük bir yüzsüzlükle bu yasayı demokratik bir yasaymış gibi sunmaktadır. Halkımız yeni yasanın getirdiklerinden habersizdir. Örneğin yeni yasayla işkolu barajı % 10’dan ilk yıl için % 1’e, ikinci yıl için % 2’ye, üçüncü yıl içinse % 3’e düşürülmekte ve bundan sonra % 3 olması istenmektedir. Ancak aynı zamanda işkolların birleştirerek işçi sayısını arttırmakta ve gerçek baraj yükselmektedir.

Sevgili arkadaşlarım,

Ülkemizde 90 bin kayıtlı deri işçisi vardır. Deri sektörü birleşmeseydi sendikamızın % 1 ile de % 2 ile de, % 3 ile de sorunu yoktur. Ancak hükümet deri ile tekstil sektörünü birleştirmektedir. Bu halde toplam işçi sayısı 900 bin olmaktadır. Hükümet de Ocak ayına kadar 9 bin üye istemektedir. Sendikamız bu oranın altındadır. Bugüne kadar tekstil işçilerini sendikalı yapmamıza izin vermeyen yasa şimdi bize yeterli bir süre vermeden tekstil işçilerinin sayısı üzerinden yüzde 1 istemektedir. Biz de diyoruz ki, madem tekstil işçileriyle bizleri birleştiriyorsun, makul bir süre ver, tekstil işçilerini de örgütleyelim, barajı aşalım.

Yasa tasarısı 30’dan az işçinin çalıştığı işyerlerinde şayet sendikalı işçi işten çıkarılırsa mahkemede haklarını talep etmesine artık müsaade etmiyor, sendikal baskı tazminatı ve 4 aylık maaşı, toplamda işçilerin aldığı en az 12 maaş tutarındaki tazminatı kaldırıyor. Böylece ülkemizde işyerlerinin büyük çoğunluğunda sendikalı olmak imkansızlaşıyor. Deri sektöründe işyerlerinin büyük çoğunluğu 30 işçiden az çalışana sahiptir. Şu an örgütlü olduğumuz birçok işyerinde 30’dan az işçi vardır. 30’dan fazla çalıştıranlar için de firmayı alt şirketlere bölmek oldukça kolaydır. Bu da büyük bir tehdittir.

Yasa tasarısı sendika üyeliği için noter şartını bir yıl daha sürdürmektedir. Ardından ise hiçbir güvenliği olmayan e-devlet şifresiyle üyeliği mümkün kılmaktadır.

Yasa tasarısı sendika kurmak için işkolunda çalışma şartını kaldırarak yasadışı kurulan yandaş sendikaları kurtarmak istemekte, grev yasaklarını sürdürmekte, grev çadırı kurulmasını yasaklamaktadır.  

Sevgili arkadaşlarım,

Bu yasa tasarısı işverenlerin baskısı ile ülkemizde sendikal hareketi tasfiye etmek amacıyla hazırlanmıştır. Buna karşı çıkmalı, tasarıdaki bu kabul edilmesi mümkün olmayan maddeleri geri çektirmek için mücadele etmeliyiz. Ancak mücadele ederek bu zorlu süreci aşabilir, sendikal örgütlülüğümüzü koruyabiliriz. Ancak mücadele edersek toplu sözleşmemizi koruyabilir, toplu sözleşmeden doğan haklarımızı ve pazarlık gücümüzü sürdürebiliriz. Bu ciddi süreci yiğit deri işçileri 1980’lerdeki, 1990’lardaki mücadele ve kavga bilinciyle göğüslemeyi bilecektir.

T. Deri-İş Sendikası

Emek.org.tr

deri-is-sendikasi-yeni-tiik-yasasina-karsi-is-birakti-16-10-2012-3

deri-is-sendikasi-yeni-tiik-yasasina-karsi-is-birakti-16-10-2012-4

deri-is-sendikasi-yeni-tiik-yasasina-karsi-is-birakti-16-10-2012-5

İlgini çekebilecek diğer içerikler