Şişecam’da 7 gündür süren grevin ardından Bakanlar Kurulu’nun grev ertelemesi kararının üzerine Kristal-İş Sendikası’nın bu karara nasıl yaklaşacağı, fiili bir grev mi yürütecek, yoksa yasaya uyarak işçileri iş başı mı yaptıracağı bekleniyordu. İşçiler dün geceden itibaren işbaşı yaptılar. Böylece bir grev daha iktidarın müdahalesi ve sendikanın direnişçi bir mücadele vermemesi nedeniyle yok oldu.
İşverenlerin sıkıştığı oranda yardımına koşan egemenler ve AKP hükümeti başta THY, Çaykur olmak üzere birçok grev ve direnişe müdahale etti. Buradan yola çıkarak işçilerin mücadelesinin sadece ekonomik bir çerçeve içerisinde salt işverenlere karşı değil, aynı zamanda siyasal iktidara ve mevcut kapitalist düzene karşı etmesi üzerinden yükselmesi gerektiği de gün yüzüne çıkmış oldu.
Grev kararına, işverenlere verilen yüzlerce taviz sonucunda, artık bıçağın kemiğe dayandığı bir süreçte işverenlere karşı “grev” silahını bir “zorunluluk” olarak gören sendikalar, zar zor aldıkları grev kararını bir yasa müdahalesiyle uygulayamaz durumdalar.
Hava-İş Sendikası’na bir gecede bir grev yasağı getirilmiş, buna karşılık sendika ve işçilerin “grev hakkına sahip çıkan” tavrı nedeniyle grev yasağı geri çekilmek zorunda kalmış, işçiler ise fiili bir grev uygulamış, uçakların kalkmamasına neden olmuştu. Fiili grevin bir kazanım getirdiği, THY grevinde onaylanmıştı.
Sonuç itibariyle 5 bin 800 işçinin mücadele ettiği, greve çıktığı ve örgütlendiği bir grev AKP iktidarı tarafından dağıtıldı. Sendika ise bu ertelemeye bir iki sokak eylemliliği ve hukuksal mücadele vereceğini belirterek işçileri işbaşı yaptırdı.
AKP hükümeti, sınıfsal bir tavır alarak işverenden yana bir tutum sergilemiştir. Sendika da işçi sınıfından yana tavır alarak direnişi hakkını vermelidir.
Kristal-İş Genel Başkanı Bilal Çetintaş’ın şu cümlesiyle bitiriyor, sendikanın durumunu paylaşıyoruz: “İşçilerimiz zorunlu olarak 16.00’da iş başı yapacaklar. Ama dediğim gibi biz hem yasal mücadelemizi hem de demokratik tepkilerimizi koymaya devam edeceğiz.
Emek.org.tr