6 Şubat deprem yıkımını ve sorumluları unutmayız!

6 Şubat 2023 depremleri yıkımından sonra acılar çekmeye ve yoksunluklar içinde yaşamaya devam ediyoruz. Siyasal iktidar oy vermezseniz hizmet de yok diyor. İnsanlık değil, iktidar hırsı ve rant önemli artık! Kapitalizmden de iktidar hırsından da insanlıktan uzaklaşanlardan da kurtulma zamanıdır!

“Burada hiçbir şey normal değil! UNUTMUYORUZ, AFFETMİYORUZ”

Hatay Depremzede Derneği, depremin birinci yıldönümünde, çözülmeyen sorunları hazırladığı raporla açıkladı.

Türk Tabipleri Birliği de, 6 Şubat’ın yıldönümünde deprem bölgesinde araştırmalarını sürdürüyor. Rapor 6 şubatta açıklanacak.

Türk Tabipleri Birliği hekimleri, Gaziantep gözlemine ilişkin: “Enkazlardan kimyasal madde yayılıyor. İnsanlarımız beslenemiyor, barınma yok, rant hırsı insanlarımızı zehirliyor” uyarısı yaptı.

Hatay Depremzede Derneği Başkanı Ekrem Deveci ise yaptığı açıklamalarda sorunların devam ettiğini belirterek hazırladıkları 80 sayfalık rapor ile yaşanan sorunları dile getirdi.

‘VERİLEN SÖZLER TUTULMADI’

Ekrem Deveci, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı konuşmada itiraf ettiğini belirterek ve şunları söyledi:

“Cumhurbaşkanı Erdoğan gelmiş Hatay’da ‘Merkezi yönetim ile yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay’a geldi mi?’ diyor. Bunu Hatay halkı ibretle dinliyor ve bir kez daha anladık ki Hatay iktidarın üvey evladı, Hataylılar olarak dayanışma içinde olmamız şart. Geçtiğimiz yıl depremden sonra Cumhurbaşkanı ve ilgili bakanlıkların Hatay halkına verdikleri bir söz vardı. Bir yıl içerisinde Hataylılara kalıcı konutlar verilecek denildi ancak bu söz şu an yerine getirilmiş değil. Hatay’da 250 bin, 300 bin yıkılan binadan bahsediyoruz ve şu anda 6 bin civarında teslim edilecek konuttan bahsediliyor. 35 – 40 bin civarında ihalesi yapılıp, inşaatı başlayacak konuttan bahsediliyor. Geriye kalan 200 – 250 bin konut ne zaman yapılacak, ne zaman bitecek, ne zaman hak sahiplerine teslim edilecek, bu konuda çok ciddi bir muamma var. Konteynır kentler geçici barınma merkezi olarak görünüyor ama insanların endişesi geçici barınma merkezlerinin kalıcı barınma merkezine dönüşmesi. Barınma başlı başına bir sorun.”

Deprem öncesinde Hatay, deprem yönetmeliği ve imar affı, depremin ilk on günü, sağlık, eğitim, hukuk, ekonomi, alt yapı, ulaşım, ekolojik yıkım, rant, talan, zeytinliklerin durumu, insan hakları ihlalleri, demografik yapı raporda yer aldı. Ayrıca raporda kadınlar, çocuklar, gençler, engelliler, ampute yurttaşlar, yaşlılar, kayıplar konusunda çarpıcı tespitler yer aldı.

Raporda çözüm bekleyen sorunlar şöyle sıralandı:

-Çocukların ve gençlerin yaşamış olduğu psikolojik yıkımlarının yanı sıra eğitime dair yaşadıkları derin eşitsizlik de sürüyor. Deprem bölgesinde eğitimde belirttiğimiz sorunların hızlıca çözülmesi gerekmektedir.

-Anayasal bir hak olan sağlığa erişim hakkına erişemeyenler olarak tam teşekküllü hastane talebimizde ısrarcıyız. Hali hazırda var olan yönetmelikler, mevzuatlar ya da kanunlar deprem koşullarına göre revize edilerek halkın ihtiyaçları karşılanmalıdır. Mahallelerde nüfusu gözetilmeksizin Aile Sağlık Merkezlerinin oluşturulması gerekmektedir.

-Zemin sıvılaşmasının yoğun olduğu, altından fay hattının geçtiği Amik Ovası’na tüm uyarılara rağmen hastanenin, havaalanının, stadyumun yapılmasında ve bu yapılarla birlikte barınma amacıyla inşa edilen yapıların artmasında, kentin o bölgeye doğru yönelmesinde depremle birlikte yaşamını yitiren insanların sorumlularının bu yaşanılanlardan sonra özeleştiri vermemesini, istifa etmemesini Hatay halkı olarak unutmuyoruz, affetmiyoruz.

-Deprem öncesi tüm renkliliğiyle yaşamı yeniden yaratan bu kadim memleketten sesleniyoruz; “Burada bu renkliliğin ne griye ne de siyaha dönmesine asla izin vermeyeceğiz.” Kentin yeniden inşasında atılacak tüm adımların kentin bu hassasiyeti gözetilerek atılması gerekmektedir. Rezerv alan ile endişelenen bu halk, komşusunu, mahallesini ve tarihsel hafızasını korumak istiyor.

-Deprem sonrası yaşlılar, engelli bireyler gibi ampüte bireyler ve kimsesiz kalmış çocuklar gibi vatandaşlardan oluşan devasa dezavantajlı gruplar meydana geldi. Bu vatandaşlarımızın yaşamış olduğu sorunlar görülmüyor, duyulmuyor.

-Bunca mağduriyet yaşayan bir halk, maalesef hak arama konusunda başını kaldırıp haklarıyla uğraşabilecek bir noktaya dahi gelemedi. Tüm bu muğlaklara ve hak kayıplarına rağmen sorularına yanıt alamayacağını düşünen bu yüzden dava açmaktan geri duran bir halkın çaresiz bırakılmasına izin vermeyeceğiz.

-Sanayi, ticaret, tarım, inşaat, turizm gibi alanlarda yaşanan sorunlar; daha önce kendi ekonomik döngüsüyle yaşamını sürdürmeye çalışan, yıkık bir kent sonrası ağır ekonomik sorunlarla karşı karşıya kalan bir halkın bu kentte yaşamasının önünde büyük bir engel teşkil ediyor. Kentin üretime dayalı ve kamucu bir ekonomik döngüye yeniden kavuşturulması için atılması gereken adımlar hızlıca atılmalıdır.

-Kentte yaşanan elektrik, su, internet, kanalizasyon, yol, ulaşım gibi alt yapı ve üst yapı temelli sorunlar kurumlar tarafından sahiplenilmiyor.

-Moloz döküm sahaları ile kentte yeni moloz dağlar oluşturuldu, üstelik zeytinliklerimiz hedef alınarak, ağaçlarımız, bahçelerimiz ellerimizden alınarak onlara el konularak! Hatay halkı zeytinliklerine sahip çıkarak yaşamı savunmaya devam edecek.

-Alınması gereken tüm önlemler alınmış olsaydı bu kadar bina yıkılmayacaktı, afete hazırlıklı olunsaydı ve gelen yardım ekiplerinin kente girişi engellenmemiş olsaydı bu kadar insanımız yaşamını yitirmeyecekti. Hatay halkı olarak, bundan sonra nerede olursa olsun yaşanabilecek tüm depremler için uyarıyoruz; Önlem alınsın, bir daha insanlar ölmesin, hayatlar ve geleceğimiz kararmasın!

-Evlerinden, sokaklarından, komşularından, topraklarından, memleketlerinden uzaklaşıp göç etmek zorunda kalan vatandaşlarımızın yanı sıra bu ağır koşullara dayanamayıp bu belirsizlik yumağı içinde kalanlarımız da göçe zorlanıyor.

-Eğitimin, sağlığın, ulaşımın ve daha birçok alanın nitelikli, ulaşılabilir ve ücretsiz olması; üreticilerin ekonomik anlamda desteklenmesi; istihdamın sağlanması ve işsizliğin giderilmesi; kalıcı konutların hızlıca ama güvenli bir şekilde ücretsiz teslim edilmesi, esnafların desteklenmesi, kamu çalışanlarının maaşlarında iyileştirme yapılması gibi taleplerimizin karşılanması için devletin Hatay’a özel bütçe ayırması gerekmektedir.

‘SADECE HATAY HALKI VARDI’

Depremden sonra günlerce yardım gelmediğini, Hatay halkının birbirine çare olduğunun altını çizen Ekrem Deveci yaşanan süreci şu şekilde anlattı;

“Depremin ikinci gününden itibaren dayanışma gönüllüleri ile birlikte yaşadığımız Hatay’da yardım faaliyetlerini başlattık. Raporumuzda da belirttiğimiz gibi depremde enkaz altında kalan birçok vatandaş günler boyunca kurtarılmayı beklediler, ‘Sesimi duyan var mı?’, ‘Beni kurtarın’ çığlıkları yükseliyordu ama orada arama kurtarma ekipleri de yoktu, ambulans, cenaze arabası da yoktu, sadece biz vardık, gönüllüler ve Hatay halkı vardı. Depremden sonra orada kurtulanlar birbirimize destek olmaya, birbirimizin çaresi olmaya çalıştık. Isınma, barınma, gıda, su gibi ihtiyaçlar çok ön plandaydı. Süreç ilerledikçe bu dayanışma faaliyeti Antakya’da, Defne’de, Samandağ’da, İskenderun’da, Arsuz’da yaşayan vatandaşlarla hemhal olma şansına da sahip olduk. Depremzede mahalleliyle, köylüyle, bölgede yaşayan insanlarla dayanışma, yardımlaşma içinde olduk, dostluklar kurduk. Yaşadığımız süreçte gördük ki hepimizin ortak bir duygusunun olduğu ortaya çıktı. Hatay’ın yeniden inşası ve bunun için mücadele sürecinde bir dernek ihtiyacı ortaya çıktı ve derneğimizin kuruluş süreci de başlamış oldu.”

‘BİR YILDIR YIKILMAYAN BİNALAR, KALDIRILMAYAN MOLOZLAR VAR’

Dernek olarak sorunların tespiti ve çözümü konusunda gönüllüler gurubu olarak çalıştıklarını belirten dernek başkanı Ekrem Deveci depremin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen acil çözülmesi gereken sorunların dahi çözüm beklediğini belirtti. Başkan Deveci şu şekilde konuştu;

“Elektrik sorunu çok fazla yaşanıyor, TEDAŞ Bölge Müdürü ile görüşüyoruz. Su kesintileri oluyor ve bu konuda Büyük Şehir Belediyesine bağlı olan HATSU ile görüştük. Eğitime dair sorunlar var, İl Milli Eğitim Müdürü ile bu konuda görüşmeler yaptık. AFAD İl Müdürü ile görüşüp, çadırda kalan vatandaşlar olduğunu, konteynırlardaki sorunlardan, yıkılması gereken ve hala yıkılmayan, yıkıldığı halde molozu kaldırılmayan binaları tespit edip bildirdik. Bir yıldır yıkılmayı bekleyen binalar, alınmayan molozlar var. Bunun gibi mahallelerde yaşanan sorunları tespit edip, çözümü konusunda ilgili kurum ve sorumlularla, yetkililerle doğrudan iletişime geçtik. Bir yıldır yaptığımız çalışmalardan elimizdeki notları bir araya getirip, raporlaştırdık. Hatay’da acil olarak belirleyeceğimiz başlık yok, burada bütün sorunlar acil. Çözülmesi gereken, çözüm bekleyen sorunlar bunlar. Her birinin hayati önemi var. Elektrik başlı başına bir sorun. Barınma sorunu var, insanların yaşayabileceği bir barınma merkezinin olması çok önemli.”

Raporun tamamına şu linkten ulaşılabilir.

https://drive.google.com/file/d/1esDaOhEhxo2A4w4PnZHeT8nymwHh9QzE/view?fbclid=PAAaZr-1Jb2zPoR1lYIB4gMw3JNdcvyBaZ7Di5UeUVYOYIO2G4PnIwXaH0HHw

emek.org.tr

 

İlgini çekebilecek diğer içerikler