Ekolojistler ve yaşam savunucuları, Hakkari ve Van’da çevre sorunlarını yerinde inceliyor.
Amaçlarının coğrafyayı tanımak ve yaşanan çevre sorunlarını yerinde görmek olduğu açıklayan aktivistler önceki gün Hakkari merkezinde basın açıklaması gerçekleştirerek bölgede yaşanan doğa tahribatlarına ve yıkımlara dikkat çekti.
Türkiye’nin değişik yerlerinde çalışmalarını sürdüren yaşam savunucuları ve ekolojistler; ekolojik sorunları tespit etme amacıyla Hakkari ve Van bölgesine 6 günlük gezi düzenledi.
Çevreciler, ekolojistler, kültür sanat kurumları temsilcileri, gezinin ikinci etabında 11 ve 12 Eylül günleri Van bölgesinde olacaklar.
Van ÇEVDER Başkanı Ali Kalçık, gezi öncesi yaptığı açıklamada da bölgede yaşanan çevre ve ekolojik sorunlara dikkat çekmişti. Ali Kalçık ‘Kürt sorununa olan sessizlik, çevre orunlarında da yaşanıyor’ sözleriyle bölgede ekolojik sorunların politik bağlantısına da işaret etmiş ve şunları açıklamıştı:
“Batıda bulunan STÖ temsilcileri, yaşam savunucuları ve sosyal demokratlar Kürt sorununu görmek istememeleri, bölgede yaşanan çevre sorunları ve çevre suçlarında da kendisini gösteriyordu. Biz de bu durumu ciddi düzeyde eleştiri konusu yaptık. Her platformda bu yaklaşımı gündeme taşıdık. Yapılan eleştiriler üzerine duyarlı davranan kimi STÖ temsilcileri haklılığımızı kabul ederek bölgede yaşanan çevre sorunlarını yerinde görmek maksadıyla böylesi bir gezi düzenleme kararı aldılar.”
‘Çevre sorunları da burada farklı bir seyir izliyor’
Bölgede yaşanan çevre sorunlarının batıdakinden farklılık gösterdiğini belirten Kalçık, “Örneğin dünyanın her tarafında barajlar, sulama ve enerji üretme amaçlı yapılırken bölgede, dünyada görülmemiş, mantığa sığmayan rant amaçlı yapılıyor. Birçok yerde bölgenin ekolojik dengesini bozan güvenlik barajları yapılmaktadır. Dünyanın birçok bölgesinde rant amaçlı, imar amaçlı, maden sahası açılmak amaçlı ormanlar yakılırken, doğal nedenlerle ormanlar yanarken, bölgede güvenlik nedeniyle ormanlar yakılıyor ya da tıraşlanıyor” dedi. Tüm üretimlerin kuralsız, kaidesiz yapıldığına da dikkat çeken Kalçık, “bir örnek daha vermek gerekirse, sınırlardan çok büyük gruplar halinde göçmenler geçerken, binlerce kilometre uzunluğunda yapılan sınır duvarları rant amaçlıdır” açıklamasını yaptı.
‘Sorunları dile getirmek bile yasak’
ÇEVDER Başkanı açıklamasında “Daha da önemlisi, yukarıda sıraladığımız sorunların bazen açıklanması, gözlemlenmesi bile yasak. Yasaklar öyle bir boyuta varmış ki, binlerce kilometrelik dağlara çıkmak bile yasak. İnsanın kendi coğrafyasına, doğasına ve ovasına, taşına ve çayırlarına çıkması için izin alması veya çıkmaması gerekiyor!” diyerek sorunlara dikkat çekmişti.
Önceki gün Hakkari’de yapılan etkinlikte okunan basın açıklaması metni şöyledir:
Sevgili Dostlar, Değerli Basın Emekçileri,
Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen Doğa ve Yaşam Savunucuları olarak bizler, Hakkari ve çevresindeki ekolojik sorunların boyutlarını yerinde görmek ve incelemek için ziyaret ettiğimiz bölgenizde edindiğimiz izlenimleri sizlerle ve doğaya duyarlı herkesle paylaşmak istiyoruz.
Bildiğiniz gibi, ülkemiz özellikle son 20 yıldır her yeni gün yeni bir talan projesi ile karşı karşıya kalmakta, ülkemizin doğası, rant uğruna acımasızca talan edilmektedir. Bu talan projelerinin en büyük destekçisi ise, İnşaat enerji ve madencilik odaklı yerli ve yabancı sermayenin önünü açmak için sayısız düzenleme yapan siyasi iktidardır. Bölgenizde geçirdiğimiz ve çevreyi incelediğimiz 4 gün boyunca Saros, Kazdağları, İkizköy, İkizdere veya İliç gibi ülkemizin sayısız noktasında karşımıza çıkan rant odaklı tahribatın Hakkari’de de çok ciddi boyutta olduğunu, bölgedeki sayısız endemik bitki ve hayvan türlerinin yok olma tehlikesi altında olduğunu görmek bizler için üzücü ve endişe vericidir. Özellikle Zap suyunun madenler nedeniyle kirliliği, taş ocaklarının yarattığı toz bulutları, Hakkari’nin çok yakınındaki çöplerin kokusu ve yaydığı zehirli gazlar bizleri dehşete düşürmüştür. 4 Mevsim ekolojik temelli ÇED raporları hazırlanmadan, endemik türler hesaba katılmadan ve hatta kanun ve yönetmeliklere uyulmadan işletmelerin çalıştırıldığı görülmektedir. Yine bu dört günün bizde bıraktığı bir diğer izlenim, bu coğrafyada geçerli olan OHAL durumunun, bölgedeki tahribatın görünürlüğünü ve kamuoyunda bilinirliğini azaltmasıdır. Ülkemizin diğer bölgelerinde olmayan güvenlik barajları, güvenlik yolları ve güvenlik duvarları ise eko sıstemin işleyişine engel olmaktadır.
Doğa ve Yaşam Savunucuları olarak bizler, ülkemizin hiçbir bölgesinde böylesi bir tahribatı kabul etmeyeceğimizi ve hangi coğrafyada olursa olsun kamuoyunda farkındalık yaratmak adına inceleme ve etkinliklerimizi sürdüreceğimizi, gelecek talepler doğrultusunda bölgedeki STKlar ve yerel inisiyatifler ile her türlü örgütlü işbirliğine her zaman hazır olduğumuzu kamuoyuna saygıyla duyururuz. Ülkemizde ekolojik bölgesel farklılıkları ortadan kaldırmak adına bir ilk olan bu ziyaretin sürekli ve örgütlü bir dayanışmayı beraberinde getirmesi dileğiyle saygılar sunarız.
İMZACI KURUMLAR:
1. DOĞA İÇİN SANAT DERNEĞİ (DİSDER)
2. VAN ÇEVRE VE TARİH ESERLER KORUMA DERNEĞİ (ÇEVDER)
3. HALKEVLERİ EKOLOJİ GRUBU
4. MUNZUR ÇEVRE DERNEĞİ
5. MUĞLA ÇEVRE PLATFORMU
6. HAKKARİ CİLO DAĞCILIK VE DOĞA SPORLARI KULÜBÜ
7. KAZDAĞLARI İSTANBUL DAYANIŞMASI
8. ZİLAN EKOLOJİ PLATFORMU
9. DOĞA ANADOLU ÇEVRE PLATFORMU
10.HAKKARİ DERNEKLER FEDERASYONU
11. TÜRÇEP BATI KARADENİZ ÇEVRE PLATFORMU
12. TOPLUMSAL EKOLOJİ GRUBU
13. DOĞU BEYAZIT İNSANLARI DERNEĞİ
14. İKLİM ADALETİ KOALİSYONU
15. YEŞİL YAŞAM İNİSİYATİFİ
16. TÜRÇEP ÇEVRE PLATFORMU
emek.org.tr
