Esad ve IŞİD karşı karşıya geldiğinde, Batı ve müttefikleri Suriye hükümetini zayıflatma çabalarına devam edip etmeyeceklerine karar vermek zorunda kalacak.
Dünyanın ilgisi Gazze’ye yoğunlaşmışken, sözde İslam Devleti Irak’ta ele geçirdiği tank ve ağır silahlarla Suriye’nin içine doğru ilerliyor.
Dünyanın ilgisi İsrail’in Gazze bombardımanına odaklanmışken, son birkaç gündür IŞİD militanları Suriye’nin doğu bölgesinin çoğu alanını ele geçirdi. Irak’ta ele geçirdiği tank ve ağır silahları kullanan IŞİD, petrol yönünden zengin Deyrizor şehrinin neredeyse tamamını ele geçirdi ve şimdi Suriye Kürtleri’nin direnişini kırmaya çalışıyor.
10 Haziran’da Musul’un işgali edilmesinden sonra, diğer isyancı gruplar kaçtığı ya da IŞİD lideri Ebubekir Bağdadi tarafından ilan edilen “İslam Devleti”ne biat ettiği için IŞİD, Beşar Esad muhalifi diğer gruplara üstün durumda. Pazartesi günü (14 Temmuz), cihatçılar Fırat Nehri kıyısındaki Deyrizor şehrinde gerçekleşen isyanı bastırarak şehre kendi siyah bayraklarını çekti, sonra da daha önce şehrin kontrolünü elinde bulunduran El Kaide’nin Suriye kolu Nusra Cephesi’nin komutanını infaz etti.
Geçen ay Irak’ta elde ettikleri zaferlerinden sonra, son günlerde IŞİD’in Suriye’de ilerleyişi tüm bölgedeki güç dengelerini değiştiriyor. Suriye hükümetiyle ya da IŞİD’le anlaşmaya varamayan silahlı muhalif güçler yok edilmeye çalışılıyor, bu durum da ABD, Britanya, Suudi Arabistan ve Türkiye’nin Esad ve IŞİD karşıtı olan grupları destekleme politikalarını boşa çıkarıyor.
Çoğu kuzey Suriye’nin başka bölgelerinden gelen mültecilerinden oluşan 500 bin Kürdün toplandığı, Suriye Kürtlerinin yaşadığı Kobane olarak da bilinen Ayn El Arap’ı IŞİD ele geçirmeye çalışıyor. Kobane’de siyasi eylemci olan İdris Naasan, Independent’la yaptığı telefon görüşmesinde “IŞİD son 13 gündür 5 bin militanıyla, Irak’ta ele geçirdiği tanklar, füzeler ve Amerikan Humvee’lerini kullanarak bize saldırıyor. Çatışmalar çok ağır, kaybettiğimiz üç köyü geri almaya çalışıyoruz” dedi.
Naasan, Kobane bölgesinin normal nüfusunun 200 bin olduğunu fakat bu sayının sınır bölgesinden ve Halep’ten gelenlerle birlikte oldukça arttığını söyledi. IŞİD tarafından rehin tutulan, aralarında yaşları 13 ile 14 arasında değişen 133 çocuğun da bulunduğu 400 Kürde ne olacağı özellikle endişe konusu. Naasan’ın söylediğine göre rehineler ile IŞİD mensubu tutsakların takas edilmesi için yapılan görüşmeler IŞİD’in daha çok rehine istemesi yüzünden başarısızlığa uğradı.
UNICEF Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölge müdürü Maria Calivis, ay başında yaptığı bir açıklamada kaçmayı başaran dört çocuk dışındaki bütün çocukların hala rehin tutulduğunu söyledi. Calivis, “Çocukların Halep’te lise final sınavına girdikten sonra Ayn El Arap’taki (Kobane) evlerine dönerken kaçırılmasının üzerinden bir aydan fazla süre geçti’’dedi.
Çocuklarla ilgili bir görgü tanığı ifadesi yok fakat Kuds ül-Arabi gazetesi IŞİD’in rehin tuttuğu çocuklara işkence yapmış olabileceğini söylüyor. Gazete ayrıca, çocukların iki okulda tutulduğunu ve etrafta yaşayan ailelerin işkence yapılan çocukların bağırış ve ağlama seslerinden uyuyamadıklarını söylediğini belirtiyor. Aileler okullardan birinden üç el ateş edildiği duyduklarını ve çocukların ölmüş olabileceğinden korktuklarını söyledi.
Kobane’de saldırı altında olan Kürt yerleşim bölgesi, büyük kısmı ülkenin kuzey ve kuzeydoğusunda yaşayan, Suriyenin 2,5 milyonluk güçlü Kürt azınlığına ev sahipliği yapan birkaç bölgeden biri. Kobane’nin kaderi Kürtler için, özellikle sınırın öbür tarafındaki Türkiye Kürtleri için milli bir mesele haline geldi. “Halk savunma birlikleri”nin bölgenin korunması için mücadelenin büyük kısmını üstlenen Kürdistan Demokratik Birlik Partisi (PYD) yaptığı bir açıklamada “bütün Kürtler Kobane’ye gidip direnişe katılmalıdır’’ dedi. İdris Naasan, Türk hükümetini “IŞİD’e lojistik ve istihbarat desteği” vermekle suçluyor. Türkiye’nin geçmişte IŞİD ve Nusra Cephesi’ne yardım ettiğini kabul etseler de diğer Kürt kaynakları bu iddianın bugün için mümkün olmadığını söylüyor.
IŞİD’in Suriye’de saldırdırğı yerlerden biri de daha önce Nusra Cephesi ve Ahrar üş-Şam örgütlerini yenilgiye uğrattığı Deyrizor. Bu örgütler IŞİD’in silah ve insan sayısı olarak kendilerinden üstün olduğunu söylüyor. IŞİD’in Suriye’de 10 bin militanı olduğu tahmin ediliyor. Kuzeydoğu Suriye’deki petrol kuyularını ele geçiren ve bankaları yağmalayan IŞİD ekonomik açıdan güçlü ve moralleri oldukça yüksek. IŞİD Deyrizor ve Rakka şehirlerinde güçlü olan kabilelerin desteğini sağlamakta başarılı oldu. Örgüt, aldığı destek karşılığında bu kabilelere karaborsada satılabilen petrol veriyor.
IŞİD bu yılın başından beri Suriye’nin cihatçı olan ya da olmayan bütün silahlı muhaliflerine karşı savaştığı bir “iç savaş içinde iç savaş”a girişti.Bu çatışmalarda 7 bine yakın savaşçı yaşamını yitirmiş olabilir. Askeri açıdan her zaman iyi yönetilen IŞİD bu yılın başlarında İdlip, Halep ve kuzey Halep vilayetinden geri çekildi. Diğer isyancı gruplar tarafından hatalı bir biçimde güçsüzlük belirtisi olarak yorumlanan bu geri çekilme, aslında güçlerini bir arada toplama açısından zekice yapılmış taktiksel bir manevraydı.
Yeni Irak zaferinden sonra IŞİD güçlü bir karşı saldırıya geçiyor. Deyrizor’u ele geçiren örgüt, doğu Halep vilayetindeki El Bab’da bulunan üssünden Halep kentine yeniden girmeye çalışabilir. Bu arada, Halep’teki hükümet güçleri isyancıların direnişini kırmaya yönelik hamleler yapıyor ve yakında isyancıların elinde bulunan bölgeleri izole edebilir. Böyle bir durumda Suriye ordusu ve IŞİD iç savaşta kalan en önemli oyuncular olarak karşı karşıya gelebilir.
Suriye muhalefeti daima IŞİD ve Suriye hükümet güçlerinin fiili bir ateşkes içinde olduğunu ve ikisinin gizli bağlantıları olduğunu ima etti.
Bu iddialar aslında daha çok, Washington, Londra ve Paris tarafından gına getirircesine tekrarlanan propagandif bir söylemdi.Fakat IŞİD’in geçen yaz Halep’in kuzeyindeki Minnigh hava üssünün ele geçirilmesine yardım etmesinden beri daha çok diğer isyancı gruplarla çatıştığı doğru.
Suriye Devlet Başkanı Esad ve IŞİD lideri Ebubekir Bağdadi karşı karşıya geldiğinde, Batı ve müttefikleri Suriye hükümetini zayıflatma çabalarına devam edip etmeyeceklerine karar vermek zorunda kalacak.
Kaynak: Sendika.Org