Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu

16 Şubat 2006 Kanun Numarası          : 2822 Kabul Tarihi                 : 5/5/1983 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih: 7/5/1983 Sayı: 18040 Yayımlandığı Düstur    : Tertip: 5  Cilt: 22  Sayfa: 334  BİRİNCİ KISIM Toplu İş Sözleşmesi BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler Amaç:  Madde 1 – Bu Kanunun amacı, işçilerin ve işverenlerin karşılıklı olarak ekonomik ve  sosyal  durumlarını  ve çalışma şartlarını […]

16 Şubat 2006

Kanun Numarası          : 2822

Kabul Tarihi                 : 5/5/1983

Yayımlandığı R.Gazete : Tarih: 7/5/1983 Sayı: 18040

Yayımlandığı Düstur    : Tertip: 5  Cilt: 22  Sayfa: 334 

BİRİNCİ KISIM

Toplu İş Sözleşmesi

BİRİNCİ BÖLÜM

Genel Hükümler

Amaç: 

Madde 1 – Bu Kanunun amacı, işçilerin ve işverenlerin karşılıklı olarak ekonomik ve  sosyal  durumlarını  ve çalışma şartlarını düzenlemek üzere, toplu iş sözleşmesi  yapmalarının,  uyuşmazlıkları  barışçı  yollarla çözümlemelerinin ve grev ve lokavtın esaslarını ve usullerini tespit etmektir.

Toplu iş sözleşmesinin tanımı ve muhtevası:

Madde 2 – Toplu iş sözleşmesi, hizmet akdinin yapılması, muhtevası ve sona ermesi  ile  ilgili hususları düzenlemek üzere işçi sendikası ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren arasında yapılan sözleşmedir. 

Toplu iş sözleşmeleri, tarafların karşılıklı hak ve borçlarını, sözleşmenin uygulanmasını  ve  denetimini,  uyuşmazlıkların çözümü için başvurulacak yolları düzenleyen hükümleri de ihtiva edebilir.

Toplu iş sözleşmesinin kapsamı ve düzeyi: 

Madde 3 – Bir toplu iş sözleşmesi aynı işkolunda bir veya birden çok işyerini kapsayabilir. 

(Değişik:  3/6/1986  –  3299/1 md.) Bir gerçek ve tüzelkişiye veya bir kamu kurum  ve  kuruluşuna ait aynı işkolunda birden çok işyerine sahip bir işletmede ancak  bir toplu iş sözleşmesi yapılabilir. Bu Kanun anlamında bu sözleşmeye işletme  toplu iş sözleşmesi denir. Ancak, kamu kurum ve kuruluşlarına ait müessese ve  işyerleri  ayrı  tüzelkişiliğe sahip olsalar dahi, bu kurum ve kuruluşlar için tek bir işletme toplu iş sözleşmesi yapılır. 

İşletme toplu iş sözleşmesi yapılacak işyerlerinin aranılan niteliğe sahip olup  olmadıkları hakkında çıkan uyuşmazlıklar işletme merkezinin bulunduğu yerdeki  iş davalarına bakmakla görevli mahkemede onbeş gün içinde karara bağlanır. Kararın temyizi halinde Yargıtayca onbeş gün içinde kesin karar verilir.

Bir işyerinde aynı dönem için birden fazla toplu iş sözleşmesi yapılamaz ve uygulanamaz.  

Şekli:

Madde 4 – Toplu iş sözleşmesi yazılı olarak yapılmadıkça geçerli değildir.

Toplu iş sözleşmesine konulamayacak hükümler: 

Madde 5  – Toplu iş sözleşmelerine, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne,  millî egemenliğe, Cumhuriyete, millî güvenliğe, kamu düzenine, genel asayişe,  genel  ahlâka ve genel sağlığa aykırı hükümler ile kanunlarda suç sayılan  fiilleri  teşvik, tahrik ve himaye eden veya kanun veya tüzüklerin emredici hükümlerine aykırı hükümler konulamaz.

Toplu iş sözleşmesinin hükmü: 

Madde 6 – Toplu iş sözleşmesinde aksi belirtilmedikçe hizmet akitleri toplu iş sözleşmesine  aykırı  olamaz. Hizmet akitlerinin toplu iş sözleşmesine aykırı hükümlerinin  yerini  toplu iş sözleşmesindeki hükümler alır. Hizmet akdinde düzenlenmeyen hususlarda toplu iş sözleşmesindeki hükümler uygulanır.

Toplu iş sözleşmesinde hizmet akitlerine aykırı hükümlerin bulunması halinde hizmet akdinin işçi lehindeki hükümleri geçerlidir.

Her  ne sebeple olursa olsun sona eren toplu iş sözleşmesinin hizmet akdine ilişkin  hükümleri yenisi yürürlüğe girinceye kadar hizmet akdi hükmü olarak devam eder. 

Toplu iş sözleşmelerinin süresi ve bitimi:

Madde 7 – Toplu iş sözleşmeleri, bir yıldan az ve üç yıldan uzun süreli olamaz. Toplu  iş sözleşmesinin süresi, sözleşmenin imzalanmasından sonra taraflarca uzatılamaz, kısaltılamaz ve sözleşme süresinden önce sona erdirilemez.

Faaliyetleri bir yıldan az süren işlerde uygulanmak üzere, toplu iş sözleşmelerinin  süresi  bir  yıldan az olabilir. Şu kadar ki işin bitmemesi halinde bu sözleşmeler bir yılın sonuna kadar uygulanır. 

Toplu  iş sözleşmesi süresinin bitmesinden önceki yüzyirmi gün içinde, yeni sözleşme  için yetki işlemlerine başlanabilir. Ancak, yapılacak toplu iş sözleşmesi, önceki sözleşme sona ermedikçe yürürlüğe giremez.

Tarafların durumunda değişiklik:  

Madde 8 – Toplu iş sözleşmesine taraf olan sendikanın feshi veya infisahı yahut  faaliyetten men edilmiş olması veyahut yetkiyi kaybetmiş olması veya toplu iş sözleşmesinin  uygulandığı  işyerlerinde işverenin değişmesi toplu iş sözleşmesini sona erdirmez. 

Taraf sendika üyeliğinden ayrılma, çıkarılma veya üye olmamanın sonuçları:

Madde 9 – Toplu iş sözleşmesinden taraf işçi sendikasının üyeleri yararlanırlar.

Toplu iş sözleşmesinin imzalanması tarihinde taraf sendikaya üye olanlar yürürlük  tarihinden, imza tarihinden sonra üye olanlar ise üyeliklerinin taraf işçi sendikasınca işverene bildirildiği tarihten itibaren yararlanırlar.  

Toplu iş sözleşmesinin imzası sırasında taraf işçi sendikasına üye bulunmayanlar, sonradan  işyerine girip de üye olmayanlar veya imza tarihinde taraf işçi sendikasına  üye bulunup da ayrılanlar veya çıkarılanların toplu iş sözleşmesin-den  yararlanabilmeleri, toplu iş sözleşmesinin tarafı işçi sendikasına dayanışma aidatı  ödemelerine  bağlıdır.  Bu hususta işçi sendikasının muvafakatı aranmaz. Dayanışma  aidatı  ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden yararlanma talep tarihinden geçerlidir.  

Dayanışma aidatı miktarı, üyelik aidatının üçte ikisidir. 

Faaliyeti durdurulmuş sendikalara dayanışma aidatı ödenmez.

İşverenin toplu iş sözleşmesiyle bağlılığı:

 

Madde 10 – Toplu iş sözleşmesine taraf olan işveren sendikasının toplu görüşmeye  çağrı  tarihinde  üyesi  bulunan işverenin o sendika ile ilgisinin daha sonra  herhangi  bir suretle kesilmesi halinde dahi, söz konusu işveren, o çağrı ile bağlı kalır.  

Sözleşmenin imzalanması tarihinde taraf işveren sendikasının üyesi olan işverenin  o  sendika  ile ilgisinin daha sonra herhangi bir suretle kesilmesi halinde dahi, söz konusu işveren o sözleşme ile bağlı kalır.

Teşmil:

Madde 11 – Bir toplu iş sözleşmesi, üyelerinin sayısı bağlı olduğu iş kolunda çalışan  işçilerin  en  az  yüzde  onunu temsil eden işçi sendikalarından en çok üyeye  sahip  olan  sendikanın  yapmış olduğu bir toplu iş sözleşmesini Bakanlar Kurulu,  o işkolunda işçi veya işveren sendikaları veya ilgili işverenlerden birinin  veya  Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının  talebi üzerine, Yüksek Hakem Kurulunun görüşünü aldıktan  sonra  tamamen veya kısmen veya zorunlu değişiklikleri yaparak o işkolunun  toplu  iş sözleşmesi bulunmayan diğer işyerlerine veya bir kısmına teşmil edebilir. Teşmil kararnamesinde kararın gerekçesi açıklanır.  

Yüksek Hakem Kurulu istişarî mütalâasını en çok otuz gün içinde verir.

Teşmil edilen toplu iş sözleşmesinin sona ermesi ile teşmil kararı da ortadan kalkmış olur. 

Bakanlar  Kurulu, teşmil kararnamesini gerekli gördüğü zaman gerekçesini de açıklayarak yürürlükten kaldırabilir. 

Toplu  iş  sözleşmesinin, tarafların hak ve borçlarını düzenleyen hükümleri ile özel hakeme başvurma hakkındaki hükümleri teşmil edilemez.

(Ek:  27/5/1988 – 3451/1. md.) Yetki için başvurulduktan sonra yetki sorunu çözülünceye  kadar veya bu belgeyi aldıktan sonra yetki devam ettiği sürece yetki kapsamına giren işyerleri için teşmil kararı alınamaz. 

İKİNCİ BÖLÜM

Toplu İş Sözleşmesinin Yapılması

Yetki:

Madde 12 – Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde onunun (tarım  ve  ormancılık, avcılık ve balıkçılık işkolu hariç) üyesi bulunduğu işçi sendikası, toplu  iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyeri veya işyerlerinin her birinde  çalışan  işçilerin  yarıdan fazlasının kendi üyesi bulunması halinde bu işyeri veya  işyerleri için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir. İşletme sözleşmeleri için  işyerleri bir bütün olarak nazara alınır ve yarıdan fazla çoğunluk buna göre hesaplanır.  

Bir işveren sendikası, üyesi işverenlere ait işyerleri, sendika üyesi olmayan bir işveren  ise  kendi  işyeri veya işyerleri için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.

 (Değişik: 3/6/1986  – 3299/2 md.) Bir işkolunda çalışan işçilerin yüzde onunun  tespitinde  Çalışma  ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca her yıl Ocak ve Temmuz aylarında  yayımlanacak istatistikler esas alınır. Bu istatistiklerde belirtilecek  işkolundaki bütün işçi sayısı ile bu işkolundaki sendikalara mensup üye sayısı  toplu  sözleşme ve diğer işlemler için istatistik yayımlanıncaya kadar geçerlidir.  Yetki  belgesi almak üzere müracaat eden veya yetki belgesi alan işçi sendikasının yetkisini daha sonra yayımlanacak istatistikler etkilemez.

 (Değişik:  3/6/1986  – 3299/2 md.) Yayımından itibaren 15 gün içinde itiraz edilmeyen  istatistikler kesinleşir. Ancak, istatistiğin gerçeğe uymadığı gerekçesiyle  bu süre içinde Ankara İş Mahkemesine başvurulabilir. Mahkeme bu itirazı 15 gün  içinde  sonuçlandırır.  Mahkemece verilen karar ilgililerce veya Çalışma ve Sosyal  Güvenlik  Bakanlığınca temyiz edilebilir. Yargıtayca bu temyiz talebi 15 gün içinde kesin karara bağlanır.

Yetki tespiti için işçi sendikasının başvurusu:

Madde 13 – (Değişik birinci fıkra: 27/5/1988 – 3451/2. md.) Bir toplu iş sözleşmesi  yapmak isteyen işçi sendikası, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yazıyla  başvurarak kurulu bulunduğu işkolunda üye sayısı itibariyle yüzde on (tarım  ve  ormancılık, avcılık ve balıkçılık işkolu hariç) oranını sağladığının belirlenmesini  ve sözleşmenin kapsamına girecek işyeri veya işyerlerinde başvuru tarihinde  çalışan  işçiler  ile  üyelerinin  sayısının tespitini ister. İşçi sendikası  kendisinde

bulunan üyelik fişlerini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yetki için başvurduğu tarihten itibaren üç işgünü içinde işverene vermek zorundadır.

 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, kayıtlarına göre sendikanın çoğunluğu haiz olması halinde,  toplu iş sözleşmesi yapma başvurusunu işyerindeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikalarıyla taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene başvurunun alındığı tarihten itibaren altı işgünü içinde başvuru tarihindeki kayıtlara göre bildirir. Çoğunluğu haiz olmadığının tespiti  halinde bu bilgiler sadece başvuran sendikaya aynı süre içinde bildirilir.

İşveren sendikasının veya işverenin başvurusu:

Madde 14  –  Bir toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yazıyla başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini ister.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı; tespit edilen yetkili işçi sendikasının isim ve adresini, işkolundaki ve o işyerindeki işçi sayısı ile, bu sendikanın işkolunda ve o işyerindeki üye sayısını, işkolunda kurulu işçi sendikalarına ve talepte bulunan işveren sendikasına veya sendika üyesi olmayan ilgili işverene başvurunun alındığı tarihten itibaren altı işgünü içinde bildirir. Yetkili sendika bulunmaması halinde durum altı işgünü içinde sadece başvuruda bulunan işveren sendikasına veya sendika üyesi olmayan işverene bildirilir.

İşçilerin ve sendika üyelerinin tespit edilmesinde 12 ve 13 üncü maddede öngörülen esaslar uygulanır.

Yetki itirazı:

Madde 15 – (Değişik birinci fıkra: 27/5/1988 – 3451/3. md.) Kendilerine 13 ve 14  üncü  maddeler uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları  veya  sendika  üyesi  olmayan işveren, taraflardan birinin veya her ikisinin gerekli yetkiyi haiz olmadıkları  veya  kendisinin çoğunluğu bulunduğu yolundaki itirazını sebeplerini de göstererek  yazının  kendilerine  tebliğ tarihinden itibaren altı iş günü içinde işyerinin  bağlı  olduğu bölge müdürlüğünün bulunduğu yerdeki iş davalarına bakmakla  görevli  mahkemeye  yapabilir. Toplu iş sözleşmesi birden fazla bölge müdürlüğünün yetki alanına giren işyerlerini kapsadığı hallerde itiraz Ankara’daki iş  mahkemesine yapılır. İşletme toplu iş sözleşmesi için itiraz, işletme merkezinin  bulunduğu yerdeki  iş mahkemesine yapılır. İtiraz dilekçesi Çalışma ve Sosyal  Güvenlik Bakanlığına veya ilgili Bölge Müdürlüğüne kayıt ettirildikten  sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde onunu temsil edemeyen sendika yetki itirazında bulunamaz. 

İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata iddiasıyla süreye ilişkin itirazları  mahkeme altı işgünü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar.  Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme duruşma yaparak karar verir. Duruşma  sonunda verilecek  karar temyiz edildiği takdirde Yargıtayca on beş gün içinde kesin karara bağlanır. 

Mahkemeye itirazın yapılması, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur. 

Yetki belgesi:

Madde 16 – Tespit yazısına bu Kanunda öngörülen süre içinde itiraz edilmemişse  sürenin  bitişini takibeden altı işgünü içinde veya yapılan itiraz reddedilmişse  mahkeme kararının tebliğ edildiği tarihten itibaren altı işgünü içinde ilgili sendikaya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca bir yetki belgesi verilir.  

(Değişik:  3/6/1986 – 3299/4 md.) Yetki belgesi alınmadan yapılan bir toplu iş sözleşmesinde taraflardan birinin veya ikisinin yetkili olmadığı ve bu sebeple  sözleşmenin hükümsüzlüğü, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca durumun tespitinden itibaren 45 gün içinde ilgililerce veya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca dava yolu ile ileri sürülebilir. 

Hükümsüzlük konusundaki dava, işyerinin bağlı olduğu bölge çalışma müdürlüğünün bulunduğu mahaldeki iş davalarına bakmakla görevli mahkemede açılır. Toplu iş sözleşmesi  birden  fazla  Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bölge müdürlüğünün yetki alanına giren işyerlerini kapsıyor ise davanın Ankara iş mahkemesinde açılması gerekir.

Bu davada hakim, talep üzerine, gerekli görürse toplu iş sözleşmesinin uygulanmasını dava sonuna kadar durdurabilir. 

Toplu görüşmeye çağrı:

Madde 17 – Tespit yazısını alan işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan  işveren veya yetki belgesini alan işçi sendikası, tespit yazısını veya yetki belgesini  aldığı tarihten itibaren onbeş gün içinde karşı tarafı toplu görüşmeye çağırır. Çağrı tarihi derhal görevli makama bildirilir.

Bu süre içinde çağrı yapılmazsa, yetki belgesinin hükmü kalmaz.

(Değişik: 3/6/1986 – 3299/5 md.) Toplu görüşme çağrısına, çağrıyı yapan taraf  toplu  görüşmede  ileri  süreceği  tekliflerin bütününü eklemek zorundadır. Ancak,  tarafların toplu görüşme gereği ileri sürecekleri tekliflerde değişiklik yapma hakları saklıdır.

Görevli makam:

Madde 18  –  Bu Kanun bakımından görevli makam, işyeri toplu iş sözleşmesi için  işyerinin bağlı olduğu, işletme toplu iş sözleşmesi için işletme merkezinin bulunduğu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bölge müdürlüğü, birden fazla bölge müdürlüğünün yetki  alanına  giren işyerlerini kapsayacak toplu iş sözleşmesi için ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığıdır. 

Toplu görüşmenin başlaması:

Madde 19 – Çağrının karşı tarafa tebliği tarihinden itibaren altı işgünü içinde  taraflar toplu görüşmenin yer, gün ve saatini aralarında anlaşarak tespit ederler ve bunu görevli makama yazı ile bildirirler.  

Toplantı yer, gün ve saati bakımından taraflar arasında bir anlaşmaya varılamazsa,  taraflardan birinin üç işgünü içinde başvurması üzerine görevli makamca toplantı  yeri, günü ve saati başvurma tarihinden başlayarak altı işgünü içinde tespit edilir ve taraflara bildirilir. 

Çağrı tarihinden itibaren otuz gün içinde yukarıdaki fıkralar uyarınca toplu görüşmeye çağrıyı yapan taraf gelmez ve toplu görüşmeye başlanmazsa çağrıyı yapan tarafın yetkisi düşer.  

Toplu iş sözleşmesinin imzalanması ve tevdi edilmesi: 

Madde 20 – Toplu görüşmenin sonunda bir anlaşmaya varılırsa, beş nüsha olarak  düzenlenecek olan toplu iş sözleşmesi taraf temsilcilerince imzalanır. Sözleşmenin  birer nüshasını taraflar alırlar. Üç nüsha da, toplu görüşme için çağrıyı  yapmış  olan  tarafça  görevli makama imza gününden başlayarak altı iş günü içinde tevdi edilir.  

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı  bölge müdürlükleri kendilerine tevdi edilen toplu iş sözleşmelerinin  iki  nüshasını  Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına gönderirler. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da toplu iş sözleşmelerinin birer nüshasını Devlet İstatistik Enstitüsüne gönderir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM  

Uyuşmazlık ve Arabuluculuk

Uyuşmazlığın tespiti: 

Madde 21 – (Değişik birinci fıkra: 3/6/1986 – 3299/6 md.) Toplu görüşme için tespit  edilen yer, gün ve saatte taraflardan biri toplantıya gelmezse veya toplantıya  geldiği  halde  görüşmeye başlamazsa ya da toplu görüşmeye başlandıktan sonra  taraflardan biri toplantıya devam etmezse, toplantıya gelen taraf, durumu görevli makama altı iş günü içerisinde yazı ile bildirir. 

Toplu görüşmenin başlamasından itibaren altmış gün içinde taraflar anlaşamadıklarını bir tutanak ile tespit ederlerse veya toplu görüşmenin başlamasından itibaren altmışıncı günün sonunda anlaşmaya varamamışlarsa, taraflardan biri durumu görevli makama yazıyla bildirir.

Arabuluculuk

Madde 22 – (Değişik: 3/6/1986 – 3299/7 md.)

(Ek: 27/5/1988 – 3451/4. md.) 21 inci maddenin birinci fıkrasına göre düzenlenen  yazıyı alan makam, yazıyı düzenleyen tarafın talebini göz önüne alarak otuz veya  altmış  günün geçmesini beklemeksizin aşağıdaki hükümler uyarınca arabuluculuk işlemlerini başlatır. 

Toplu görüşmenin başladığı tarihten itibaren otuz gün geçmesine rağmen anlaşma  sağlanamamışsa, taraflardan her biri görüşmelere 59 uncu maddeye göre düzenlenen  Resmî listeden bir arabulucunun katılmasını görevli makamdan isteyebilir. Başvuruyu alan görevli makam arabulucu tayini için tarafları altı iş günü içinde toplantıya çağırır. Taraflardan biri bu toplantıya katılmazsa veya toplantıda  arabulucu tayini hususunda aralarında anlaşma sağlanamazsa, görevli makam,  Resmî listeden bir arabulucuyu taraflardan en az birinin huzurunda ad çekmek  suretiyle tespit eder. Arabulucu tayini yoluna gidilmiş ve anlaşma sağlanamamışsa, uyuşmazlığın tespiti bakımından altmış günlük sürenin geçmesi beklenilmez ve  ayrıca Resmî arabulucu tayin edilmez. Bu takdirde arabulucunun düzenleyip görevli makama tevdi edeceği tutanak, 23 üncü maddede belirtilen Resmî arabulucu tutanağı mahiyetindedir.

Birinci fıkraya göre arabulucu tayini yoluna gidilmemiş ve toplu görüşmenin başladığı  tarihten itibaren altmış gün geçmesine rağmen anlaşma sağlanamamışsa, görevli  makam  başvuru  üzerine  veya re’sen altı işgünü içinde 15 inci maddede öngörülen  mahkemeye başvurmak suretiyle Resmî listeden bir arabulucunun tayinini talep eder.

Resmî  arabulucunun görevi mahkemece kendisine yapılacak duyurudan itibaren başlar.

Arabuluculuk görevi:  

Madde 23 – 22’nci maddenin ikinci fıkrasında öngörülen arabuluculuk görevi on beş  gün  sürer. Bu süre tarafların anlaşması ile en çok altı işgünü uzatılabilir ve görevli makama bildirilir. 

Arabulucu, tarafların anlaşmaya varması için her türlü çabayı harcar ve ilgililere önerilerde bulunur.  

Arabulucu tarafların anlaşmasını sağlarsa, 20 nci madde hükümleri uygulanır. Arabuluculuk süresinin sonunda anlaşma olmamışsa, arabulucu, üç işgünü içinde uyuşmazlığı  belirleyen bir tutanak düzenler ve bu tutanağa uyuşmazlığın sona erdirilmesi  için  gerekli gördüğü tavsiyeleri de ekleyerek görevli makama tevdi eder. Görevli  makam bu tutanağı en geç altı işgünü içinde taraflara tebliğ eder.

Tutanaklar ve sicil:  

Madde 24 – Bu Kanun gereğince Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bölge müdürlüğüne gönderilen tutanak ve yazılar  alındığı  tarihten  başlayarak  üç işgünü içinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına gönderilir. Bir nüshası da dosyasında saklanır.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, toplu iş sözleşmeleri için bir sicil tutar. Toplu iş sözleşmesinin  metni üzerinde anlaşmazlık çıktığı takdirde, esas, bu sicilde saklanan  metindir. Bu sicilin nasıl tutulacağı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkartılacak bir yönetmelikte belirtilir.  

İKİNCİ KISIM

 Grev ve Lokavt

 BİRİNCİ BÖLÜM

 Tanımı ve Unsurları

 Grevin tanımı:

Madde 25 – İşçilerin, topluca çalışmamak suretiyle işyerinde faaliyeti durdurmak  veya işin niteliğine göre önemli ölçüde aksatmak amacıyla aralarında anlaşarak  veyahut  bir  kuruluşun  aynı amaçla topluca çalışmamaları için verdiği karara uyarak işi bırakmalarına grev denilir. 

Toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde işçilerin  iktisadi ve sosyal durumlarıyla çalışma şartlarını korumak veya düzeltmek amacıyla bu Kanun  hükümlerine uygun olarak yapılan greve kanunî grev denilir. Kanunî  grev  için  aranan  şartlar gerçekleşmeden yapılan greve kanun dışı grev denilir. Siyasî amaçlı grev, genel grev ve dayanışma grevi kanun dışı grevdir.  İşyeri işgali, işi yavaşlatma, verimi düşürme ve diğer direnişler hakkında kanun dışı grevin müeyyideleri uygulanır.

Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, millî egemenliğe, Cumhuriyete, millî güvenliğe aykırı amaçla grev yapılamaz. 

Lokavtın tanımı:  

Madde 26 – İşyerinde faaliyetin tamamen durmasına sebep olacak tarzda, işveren  veya işveren vekili tarafından kendi teşebbüsü ile veya bir işveren kuruluşunun  verdiği  karara  uyarak işçilerin topluca işten uzaklaştırılmasına lokavt denilir.  

Toplu  iş sözleşmesinin yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması ve işçi sendikası  tarafından  grev kararı alınması halinde bu Kanun hükümlerine uygun olarak yapılan lokavta kanunî lokavt denilir.

Kanunî lokavt için aranan şartlar gerçekleşmeden yapılan lokavta kanun dışı lokavt  denilir. Siyasî amaçlı lokavt, genel lokavt ve dayanışma lokavtı kanun dışı lokavttır.

Devletin  ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, millî egemenliğe, Cumhuriyete, millî güvenliğe aykırı amaçla lokavt yapılamaz. 

Kanunî grev ve kanunî lokavt kararı:

Madde 27 – Bir  veya birden çok işyerinde veya bir işletmede, bu yerlere ilişkin  21  inci  maddedeki  uyuşmazlığın çözülemediğini 23 üncü madde uyarınca belirten  tutanağın tebliğinden itibaren altı işgünü geçmeden grev kararı alınamaz.  

Birinci fıkrada öngörülen sürenin geçmesinden sonra kanunî grev kararı altı işgünü  içinde  uyuşmazlığın tarafı işçi sendikasınca alınabilir. Bu süre içinde grev  kararı alınmazsa veya grev yasaklarında Yüksek Hakem Kuruluna başvurulmazsa yetki belgesinin hükmü kalmaz. 

Uyuşmazlığın tarafı olan işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren,  işçi sendikasının almış olduğu grev kararının kendisine tebliğinden itibaren  altı  işgünü içinde lokavt kararı alabilir. Grev kararı uyuşmazlığın kapsamındaki  işyerlerinin  bir kısmı için alınmış olsa dahi lokavt kararı o uyuşmazlığın kapsamındaki başka işyerleri için de alınabilir.

Grev ve lokavt kararlarının tebliği:  

Madde 28 – 27 nci madde uyarınca alınan grev ve lokavt kararları, karar tarihinden  itibaren  altı  işgünü içinde karşı tarafa tebliğ edilmek üzere notere ve kararın  birer  örneği görevli makama tevdi edilir. Grev ve lokavt kararı işyerinde veya işyerlerinde kararı alan tarafça derhal ilân edilir. 

   İKİNCİ BÖLÜM

Grev ve Lokavt Yasakları ve Erteleme

 Yasağın bulunduğu işler:  

 Madde 29 – Aşağıdaki işlerde grev ve lokavt yapılamaz:

 1. Can ve mal kurtarma işlerinde, 

 2. Cenaze ve tekfin işlerinde,

 3.(Değişik: 27/5/1988 – 3451/5. md.) Su, elektrik, havagazı, termik santrallarını  besleyen linyit üretimi, tabii gaz ve petrol sondajı, üretimi, tasfiyesi, dağıtımı, üretimi nafta veya tabii gazdan başlayan petrokimya işlerinde,  

 4. Banka ve noterlik hizmetlerinde,

 5. (Değişik: 27/5/1988 – 3451/5.md.) Kamu kuruluşlarınca yürütülen itfaiye, şehir içi deniz,  kara ve demiryolu ve diğer raylı toplu yolcu ulaştırma hizmetlerinde.  

 Yasağın bulunduğu yerler: 

 Madde 30 – Aşağıdaki işyerlerinde grev ve lokavt yapılamaz:

 1- İlaç imâl eden işyerleri hariç olmak üzere, aşı ve serum imâl eden müesseselerle, hastane, klinik, sanatoryum, prevantoryum, dispanser ve eczane gibi sağlıkla ilgili işyerlerinde, 

 2. Eğitim ve öğretim kurumlarında, çocuk bakım yerlerinde ve huzurevlerinde,

 3. Mezarlıklarda, 

 4. Millî Savunma Bakanlığı ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca doğrudan işletilen işyerlerinde.

 Geçici yasaklar:  

Madde 31 – Savaş halinde, genel veya kısmî seferberlik süresince grev ve lokavt  yapılamaz.  Yangın, su baskını, toprak veya çığ kayması veya depremlerin sebebiyet  verdiği ve genel hayatı felce uğratan felaket hallerinde Bakanlar Kurulu, bu  hallerin vuku bulduğu yerlere inhisar etmek ve bu hallerin devamı süresince  yürürlükte kalmak üzere, gerekli gördüğü işyerleri veya işkollarında grev ve lokavtın  yasak  edildiğine dair karar alabilir. Yasağın kaldırılması da aynı usule tabidir.

 (İkinci fıkra mülga: 27/5/1988 – 3451/11. md.)

 Başladığı yolculuğu yurt içindeki varış mahallerinde bitirmemiş deniz, hava ve kara ulaştırma araçlarında grev ve lokavt yapılamaz.

Yasaklarda Yüksek Hakem Kuruluna başvurma:

Madde 32 – (Birinci fıkra mülga: 27/5/1988 – 3451/11. md.)

 Grev ve lokavtın yasak olduğu işler ile yerlerdeki uyuşmazlıklarda, taraflardan  biri  23 üncü maddede belirtilen tutanağın alınmasından veya geçici grev ve lokavt  yasağının  altı ayı doldurmasından itibaren altı işgünü içinde Yüksek Hakem Kuruluna başvurabilir.  

Grev ve lokavtın ertelenmesi: 

 Madde 33 – Karar verilmiş veya başlanmış olan kanunî bir grev veya lokavt genel sağlığı veya millî güvenliği bozucu nitelikte ise Bakanlar Kurulu bu uyuşmazlıkta  grev  ve lokavtı bir kararname ile altmış gün süre ile erteleyebilir. Erteleme süresi, kararnamenin yayımı tarihinde işlemeye başlar.  

 Bakanlar Kurulunun erteleme kararları aleyhine Danıştayda iptal davası açılabilir  ve  yürütmenin  durdurulmasına  karar verilmesi istenebilir. Olağanüstü halin  ilân edildiği  bölgelerde grev ve lokavt ertelenmesi kararlarına ilişkin davalarda yürütmenin durdurulmasına karar verilemez.  

Erteleme döneminde uyuşmazlığın çözümü:

 Madde 34 – Erteleme kararnamesinin yürürlüğe girmesi üzerine, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı bizzat  ve  Resmî arabulucu listesinden seçeceği bir arabulucu yardımı ile uyuşmazlığın çözümü için erteleme süresince her türlü gayreti gösterir.

 Erteleme süresi içinde taraflar aralarında anlaşarak uyuşmazlığı özel hakeme de intikal ettirebilirler. 

 Erteleme süresinin sona erdiği tarihte taraflar anlaşamamış veya uyuşmazlığı özel  hakeme  de  intikal ettirmemişlerse, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı uyuşmazlığın çözümü için Yüksek Hakem Kuruluna başvurur.  

 Grev oylaması:

Madde 35 Kanunî bir grevin bir işyerinde uygulanabilmesi için oylama yapılmasını,  grev  kararının  ilân edildiği tarihte o işyerinde çalışan işçilerin en az dörtte  biri,  grev kararının işyerinde ilân edilmesinden başlayarak altı işgünü  içinde  yazılı  olarak  isterse, o işyerinde grev oylaması yapılır. Grev oylaması talebi mahallin en büyük mülkî amirine yapılır.  

Grev oylaması bu konudaki talebin yapılmasından başlayarak altı işgünü içinde  ve  işyerinde,  iş saatleri dışında en büyük mülkî amirin tespit edeceği gün  ve  zamanda ve onun veya görevlendireceği memurun gözetimi altında, gizli oy açık tasnif esasına göre yapılır. 

Grev oylamasında, grev ilânının yapıldığı tarihte işyerinde çalışan işçilerin  salt  çoğunluğu grevin uygulanmamasına karar verirse o işyerinde grev uygulanamaz.  

Grev oylamasının sonucu:  

 Madde 36 – Grev oylamasının sonucu dört nüsha olarak düzenlenecek bir tutanakta  belirtilir.  Bu  tutanağın  bir nüshası işverene, bir nüshası greve karar vermiş  olan işçi sendikasına, bir nüshası Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bölge müdürlüğüne gönderilir; dördüncü nüshası da mahallin en büyük mülkî amirliğinde saklanır. 

 Oylamaya itirazlar oylama gününden başlayarak üç işgünü içinde iş davalarına bakmakla  görevli mahallî mahkemeye yapılır. İtiraz mahkemece üç işgünü içinde kesin olarak karara bağlanır.  

 Grev oylaması sonucunda işçiler grevin uygulanmamasına karar verirlerse ve uyuşmazlıkta  taraf  olan işçi sendikası, oylama sonucunun kesinleşmesinden itibaren  onbeş  gün içinde karşı tarafla anlaşmaya varamazsa veya Yüksek Hakem Kuruluna başvurmazsa, yetki belgesinin hükmü kalmaz.

 İşletme  sözleşmesi  yapılmasına  ilişkin uyuşmazlıkta grev oylaması talebi işletmenin  her bir işyerinin bulunduğu mahallin en büyük mülkî amirliğine yapılır.  Grev  oylaması isteyen işçilerin sayısının yeterli orana ulaşıp ulaşmadıklarının  tespiti ile grev oylamasının kesinleşen sonuçları işletmenin merkezinin bulunduğu  mahallin  en  büyük  mülkî  amirliğinde toplanır ve toplu sonuç orada belirlenir.

Grev ve lokavtın başlaması:

Madde 37 – Grev ve lokavt kararı, karşı tarafa tebliğinden itibaren altmış gün  içinde  ve  karşı  tarafa noter aracılığı ile altı işgünü önce bildirilecek tarihte uygulamaya konabilir. 

Karşı  tarafa  tebliğ  edilmek üzere süresi içinde notere ve görevli makama tevdi  edilmeyen grev ve lokavt kararları uygulanamaz. Bildirilen günde başlamayan  grev hakkı veya lokavt düşer. Süresi içinde grev kararı uygulamaya konulmamışsa  ve  alınmış bir lokavt kararı da yoksa veya lokavt da süresi içinde uygulanmaya konulmamışsa yetki belgesinin hükmü kalmaz.

Grev oylaması yapılan hallerde altmış günlük süre oylamanın sonucunun kesinleşmesinden itibaren işlemeye başlar.  

Grev  ve lokavtın geçici olarak yasaklandığı hallerdeki uyuşmazlıklarda yasak  sona  ererse  veya  sıkıyönetim  komutanı durdurma kararını kaldırırsa veya grev  ve  lokavtın  ertelenmesi  durumunda altmış günden önce karar kaldırılırsa veya  iptal  edilirse grev ve lokavt yapabilmek için birinci fıkradaki usule uymak gerekir.  

Grev ve lokavtın uygulanmasında işyerinden ayrılma zorunluluğu:

Madde 38 – (Değişik birinci fıkra: 27/5/1988 – 3451/6. md.) Bir işyerinde grev  veya lokavtın uygulanmaya başlaması ile birlikte işçiler işyerinden ayrılmak zorundadırlar.

Greve  katılmayan  veya katılmaktan vazgeçenlerin işyerinde çalışmaları, hiçbir şekilde  engellenemez. Greve katılan veya lokavta maruz kalan işçilerin, işyerine giriş  çıkışı  engellemeleri  veya işyeri önünde topluluk teşkil etmeleri yasaktır.  

Greve  katılmayan veya katılmaktan vazgeçen işçileri çalıştırıp çalıştırmamakta  işveren serbesttir. Grev sonunda yapılan toplu iş sözleşmesinden, 39 uncu maddeye  göre zorunlu olarak çalışanlar dışında işyerinde çalışmış olanlar aksine bir hüküm bulunmadıkça yararlanamazlar.

(Değişik: 27/5/1988 – 3451/6. md.) Çalışan işçilerin ürettiği ürünlerin satılmasına  ve işyeri için lüzumlu maddelerin, araç ve gereçlerin işyerine sokulmasına  engel  olunamaz.  Bu  işlerin  görülmesinde de 43 üncü madde hükümlerine uyulması şarttır. 

Kanunî grev ve lokavta katılamayacak işçi kadrosu:

Madde 39 – Hiçbir surette üretim veya satışa yönelik olmamak kaydı ile niteliği  bakımından  sürekli olmasında teknik zorunluluk bulunan işlerde faaliyetin  devamlılığını;  işyeri güvenliğinin, makine ve demirbaş eşyasının, gereçlerinin,  hammadde, yarı mamul ve mamul maddelerin bozulmamasını; hayvan ve bitkilerin  korunmasını sağlayacak sayıda işçi kanunî grev ve lokavt sırasında çalışmaya, işveren de bunları çalıştırmaya mecburdur.  

Grev ve lokavt dışında kalacak işçilerin yedekler dahil niteliği ve sayısı işveren  veya  işveren vekili tarafından toplu görüşmenin başlamasından itibaren altı  işgünü içinde işyerinde yazı ile ilân edilir ve bu ilanın bir örneği toplu görüşmede  taraf  olan işçi sendikasına gönderilir. Bu ilândan itibaren altı işgünü  içinde  işçi  sendikası  iş  davalarına bakmakla görevli mahallî mahkemeye itirazda  bulunmazsa  ilân hükümleri kesinleşir. İtiraz halinde mahkeme altı işgünü içinde karar verir. Bu karar kesindir.

Grev  ve  lokavta  katılamayacak işçiler her ne sebeple olursa olsun kanunî süre  içinde  tespit  edilmemiş  ise, işveren veya işçi sendikası çalışacak işçi sayısının  tespitini  süre  geçtikten sonra da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bölge müdürlüğünden talep edebilir.  Bölge müdürlüğü bu tespiti en kısa zamanda yaparak taraflara tebliğ  eder.  Gerekli hallerde bölge müdürlüğü bu tespiti resen yapabilir.  Bu  tespite  karşı taraflardan her biri iş davalarına bakmakla görevli mahalli mahkemeye itiraz edebilir.  

İşletme  sözleşmesine  ilişkin  uyuşmazlıklarda  görevli mahkeme işletmenin merkezine, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bölge müdürlüğü ise, her işyerinin bağlı bulunduğu bölgeye göre belirlenir.  

Grev ve lokavta katılmayacak işçilerin ismen belirlenmesi:

Madde 40 – Grev ve lokavtın uygulanacağı dönemde hangi işçilerin işyerinde çalışmaya  devam  edecekleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bölge müdürlüğünce grev ve lokavt kararının müdürlüğe  bildirilmesinden  itibaren üç işgünü içinde resen tespit edilerek ilgili  işverene ve işçilere yazı ile bildirilir. O işyerinde çalışan ve toplu görüşmede  taraf  olan  işçi  sendikasının ve şubesinin başkan veya yönetim kurulu üyesi bulunan işçiler bu hükme tabi tutulamazlar. 

İşveren  39  uncu  madde uyarınca belirlenen işlerin yerine getirilebilmesi için,  grev ve lokavta katılamayacak işçilerden herhangi bir nedenle çalışmayanların  yerine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bölge müdürlüğünün  yazılı izni ile yeni işçi alabilir.

Grev hakkının ve lokavtın teminatı:

Madde 41 – Hizmet akitlerine, grev hakkı veya lokavttan vazgeçilmesine veya bunların kısıtlanmasına dair konulacak hükümler geçersizdir. 

 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Grev ve Lokavtın Sonuçları

Kanunî grev ve lokavtın hizmet akitlerine etkisi: 

Madde 42 – Kanunî bir grev kararının alınmasına katılma, böyle bir kararın lınmasını  teşvik  etme, böyle bir greve katılma veya böyle bir greve katılmaya teşvik etme sebebiyle bir işçinin hizmet akdi feshedilemez.

 Kanunî  bir  greve  katılanlar ile 38 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca işyerinde  çalışmayı arzu edip işveren tarafından çalıştırılmayan işçilerin hizmet  akitlerinden doğan hak ve borçları, grevin sona ermesine kadar askıda kalır. Kanunî lokavta uğramış olan işçilerin hizmet akitlerinden doğan hak ve  borçları, lokavtın sona ermesine kadar askıda kalır.  

 İşveren,  grev  ve  lokavt sebebiyle akdî ilişkileri askıda kalan işçilerin grev  veya  lokavtın  başlamasından  önce  işleyen ücretlerini ve eklerini mutat ödeme  gününde  ödemek zorundadır. Ödemeyi yapacak personel de bu hususta çalışmaya  mecburdur.  Aksi  halde  40  ıncı maddenin ikinci fıkrası hükmü uygulanır. Grev  ve  lokavt  süresince  hizmet akitleri askıda kalan işçilere bu dönem için  işverence  ücret ve sosyal yardımlar ödenemez, bu süre kıdem tazminatı hesabında  dikkate alınamaz. Toplu iş sözleşmelerine veya hizmet akitlerine bunların aksine hüküm konulamaz.

 Grev  ve lokavt süresince işçiler Sosyal Sigortalar Kanununun ilgili hükümlerinden yararlanmaya devam ederler.  

İşçi alma ve başka işe girme yasağı:  

Madde 43 – (Değişik birinci fıkra: 3/6/1986 – 3299/8 md.) İşveren, kanunî bir  grevin  veya  lokavtın  süresi  içinde, 42 nci madde hükmü gereğince hizmet akitlerinden  doğan  hak ve borçları askıda kalmış olan işçilerin yerine, hiçbir surette  daimi  veya geçici olarak başka işçi alamaz veya başkalarını çalıştıramaz.  39 uncu madde uyarınca grev ve lokavta katılamayacak işçilerden, haklı sebeple  hizmet  akdi  feshedilenlerin  yerine yeni işçi alınması imkanı saklıdır. İşverenin  bu  yasağa  aykırı hareketi, grev gözcülerinin ya da taraf sendikanın yazılı başvurusu halinde ilgili bölge müdürlüğünce denetlenir.

 38  inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca greve katılmayan veya katılmaktan vazgeçen  işçileri  çalıştıran işveren, bu işçileri ancak kendi işlerinde çalıştırabilir, bunlara, greve katılan işçilerin işlerini yaptıramaz.  

 Kanunî bir grev ve lokavt dolayısıyla hizmet akdinden doğan hak ve borçları askıda  kalan işçiler, başka bir iş tutamazlar. Aksi halde, işçinin hizmet akdi, işverence  feshin  ihbarına lüzum olmaksızın ve herhangi bir tazminat ödenmeksizin feshedilebilir.

Kanunî grev ve lokavtın konut haklarına etkisi:

 Madde 44 – İşveren, kanunî bir grev veya lokavt süresince greve katılan veya lokavta  uğrayan işçilerin oturdukları ve işveren tarafından sağlanmış konutlardan  çıkmalarını  isteyemez.  Bu  yasak,  grev ve lokavtın işyerinde uygulanmaya başlamasından itibaren doksan gün devam eder. 

Bu  konutlarda  oturan işçiler, söz konusu süre içinde, konutlarıyla ilgili onarım,  su, gaz, aydınlatma ve ısıtma masrafları ile rayiç kirayı işverene ödemek zorundadırlar.

İşveren, konutların su, gaz, aydınlatma ve ısıtma hizmetlerini, kanunî grev ve lokavt  süresince  kısıntıya  uğratamaz.  Ancak bu hizmetlerin Kanunî grev ve lokavt  yüzünden  kısıntıya uğramış olanlarının devamı, işçiler tarafından istenemez.

Kanun dışı grev ve lokavtın sonuçları:

Madde 45 – Kanun dışı grev yapılması halinde, işveren, böyle bir grevin yapılması  kararına  katılan,  böyle bir grevin yapılmasını teşvik eden, böyle bir greve  katılan veya böyle bir greve katılmaya veyahut devama teşvik eden işçilerin  hizmet  akitlerini,  feshin ihbarına lüzum olmadan ve herhangi bir tazminat ödemeye mecbur bulunmaksızın feshedebilir.

Kanun dışı bir grev yapılması halinde, bu grev veya bu grevin yönetimi ve yürütümü  yüzünden işverenin uğradığı zararlar, greve karar veren işçi sendikası veya  kanun dışı grev herhangi bir işçi kuruluşunca kararlaştırılmaksızın yapılmışsa, bu greve katılan işçiler tarafından karşılanır.

Kanun dışı lokavt yapılması halinde işçiler, böyle bir lokavtı yapan işverenle olan  hizmet  akitlerini,  feshin ihbarına lüzum olmaksızın haklı sebeple feshedebilirler  ve  her türlü haklarını talep edebilirler. İşveren bu işçilerin lokavt süresine ait hizmet akdinden doğan bütün haklarını bir iş karşılığı olmaksızın ödemeye ve uğradıkları zararları tazmine mecburdur.  

Tespit davası:

Madde 46 – Karar verilen veya uygulanmakta olan bir grev ve lokavtın kanun dışı olup olmadığının tespitini,  uyuşmazlığın tarafı olanlardan her biri 15 inci maddeye  göre  yetkili iş mahkemesinden her zaman talep edebilir. Mahkeme bir ay içinde  karar  verir. Verilecek karar, tarafları ve işçi ve işveren sendikasının mensuplarını bağlar ve ceza davaları için de kesin delil teşkil eder. 

Hâkim, tespit kararının kesinleşmesine kadar, dava konusu grev veya lokavtın ihtiyatî  tedbir olarak durdurulmasına karar verebileceği gibi, konulmuş tedbiri her zaman kaldırabilir.

Grev hakkının ve lokavtın kötüye kullanılması:

Madde 47 – Grev hakkı ve lokavt iyi niyet kurallarına aykırı tarzda toplum zararına  ve  millî serveti tahrip edecek şekilde kullanılamaz. Bu kurala aykırı olarak  uygulanan grev veya lokavt, bir tarafın veya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının başvurusu üzerine 15 inci maddeye göre yetkili iş mahkemesi kararı ile durdurulur.  

Kanunî bir lokavtın işyerini temelli olarak kapalı tutmak amacıyla yapıldığı kesinleşmiş  mahkeme  kararıyla sabit olursa, mahkeme kararının lokavt yapmış işverene  veya  işveren sendikasına bildirilmesi ile birlikte lokavt durdurulur. Yetkili mahkeme 15 inci madde uyarınca belirlenir.

Bu lokavtın uygulanmış olması, işçilere 45 inci maddenin üçüncü fıkrasından yararlanma imkanı verir.  

Grev esnasında greve katılan işçilerin ve sendikanın kasıtlı veya kusurlu hareketleri  sonucu, grev  uygulanan  işyerinde  sebep oldukları maddi zarardan sendika sorumludur.

Grev gözcüleri:

Madde 48 (Değişik birinci fıkra: 27/5/1988 – 3451/7. md.) Kanunî bir grev kararına uyulmasını sağlamak için cebir ve şiddet kullanmaksızın ve tehditte bulunmaksızın kendi üyelerinin grev kararına uyup uymadıklarını denetlemek amacıyla,  işyerinde grev ilân etmiş olan işçi sendikası, işyerinin giriş ve çıkış yerlerine,  kendi üyeleri arasından en çok dörder grev gözcüsü koymaya yetkilidir. Çalışma serbestliği her halde saklıdır.

 Grev gözcüleri, işyerine giriş ve çıkışlara engel olamazlar, giren ve çıkanları kontrol amacıyla dahi durduramazlar.

 “Bu işyerinde grev vardır” ibaresinin dışında, grev yapılan işyerleri ve çevresine  afiş,  pankart  gibi ilân vasıtalarını asmak veya yazılar yazmak yasaktır.

(Değişik: 27/5/1988 – 3451/7. md.) İşyeri ve çevresinde grevciler veya grev gözcüleri için  işçiler  veya işçi sendikası tarafından kulübe, baraka ve çadır gibi  barınma vasıtaları kurulamaz. Ancak, grev gözcülerinin zorunlu ihtiyaçlarının nasıl  karşılanacağı, Çalışma  ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenir.  

Lokavt gözcüleri: 

Madde 49  –  Kanunî bir lokavt kararına uyulmasını sağlamak için cebir ve şiddet  kullanmaksızın ve tehditte bulunmaksızın kendi üyelerinin lokavt kararına uyup  uymadıklarını denetleme amacı ile lokavtı işyerinde ilân etmiş olan işveren  sendikası,  lokavtın kapsamına giren işyerlerine gözcüler göndermeye yetkilidir.  

 “Bu işyerinde lokavt vardır” ibaresinin dışında, lokavt yapılan işyerleri ve çevresine  afiş, pankart gibi ilân vasıtalarını asmak veya yazılar yazmak yasaktır.

Grev ve lokavt halinde mülkî amirin yetkileri:

Madde 50 – Grev ve lokavt halinde, mahallin en büyük mülkî amiri, grev veya lokavt uygulanan işyerlerinde gerekli emniyet, inzibat, koruma ve sağlık işlerini düzenler.  Ayrıca halkın günlük yaşamı için zarurî olan ve aksaması muhtemel hizmet ve ihtiyaçları karşılayacak tedbirleri alır.

Bu tedbirlerin niteliği, kapsamı, uygulanış tarzı bir tüzükte belirtilir. Ancak alınacak tedbirler kanunî bir grev veya lokavtın uygulanmasına engel olucu nitelikte olamaz.  

Grev ve lokavtı sona erdirme kararı:  

Madde 51 – Kanunî bir grev veya lokavtı sona erdirmek için grev ve lokavta karar  vermiş olanlar tarafından alınan kararlar en geç ertesi işgünü sonuna kadar  yazı ile karşı tarafa ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bölge müdürlüğüne bildirilir ve mahallinde çıkan  en  az  bir  gazetede, gazete yoksa mutat vasıtalarla ilân edilir. Kanunî grev ve lokavt ilânın yapılması ile sona erer.

Grevin uygulanmasına son verilmesi lokavtın, lokavtın uygulanmasına son verilmesi grevin kaldırılmasını gerektirmez.

Grevi  uygulayan işçi sendikasının herhangi bir sebeple kapatılması, feshedilmesi  veya infisah etmesi veya faaliyetinin durdurulması hallerinde grev veya lokavt  kendiliğinden  ortadan  kalkar.  Lokavtı  uygulayan işveren sendikasının herhangi  bir  sebeple kapatılması, feshedilmesi veya infisah etmesi veya faaliyetinin  durdurulması hallerinde lokavt kendiliğinden ortadan kalkar. Grevin veya lokavtın sona erdiği görevli makam tarafından ilân edilir.

 Grevi uygulayan sendikanın, bu grevin uygulandığı işyerindeki üyesi işçilerin  dörtte  üçünün sendika üyeliğinden ayrıldıklarının tespiti halinde, ilgililerden  biri grevin sona erdirilmesi için 15 inci maddeye göre yetkili mahkemeye başvurabilir.  Mahkemece belirlenecek tarihte grevin sona ereceği birinci fıkradaki usul uyarınca ilân edilir.

 ÜÇÜNCÜ KISIM

Toplu İş Uyuşmazlıklarının Barışçı Yollarla Çözümü

BİRİNCİ BÖLÜM

Yüksek Hakem Kuruluna Başvurma

Başvuru:  

Madde 52 – Grev ve lokavtın yasak olduğu işler ve yerlerdeki uyuşmazlıklarda taraflardan her biri 32 nci madde uyarınca Yüksek Hakem Kuruluna başvurabileceği  gibi grev ve lokavtın ertelendiği hallerde erteleme süresinin sonunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı da Yüksek Hakem Kuruluna başvurur. 

Yüksek Hakem Kurulunun kuruluşu:  

Madde 53  –  (Değişik birinci fıkra: 27/5/1988 – 3451/8. md.) Yüksek Hakem Kurulu, Yargıtayın iş davalarına bakan dairesi başkanının başkanlığında,  

1.Bakanlar Kurulunca, bakanlıklar bünyesi dışında, işçi veya işveren kuruluşları  ile  hiç bir şekilde bağlantısı olmayan ve siyasî parti organlarında görevli  bulunmayan,  ekonomi, işletme, sosyal politika veya iş hukuku konularında bilgi ve tecrübe sahibi olanlar arasından seçilecek bir üye,  

2. Üniversitelerin iş hukuku veya ekonomi öğretim üyeleri arasından Yükseköğretim Kurulunca seçilecek bir üye,  

3. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürü, 

4.  İşçi konfederasyonlarından, kendisine mensup işçi sayısı en yüksek olan konfederasyonca seçilecek iki üye,

5.  İşverenler adına en çok işveren mensubu olan işveren konfederasyonunca, biri kamu işverenlerinden olmak üzere seçilecek iki üyeden oluşur.

Seçimle gelen üyeler, iki yıl için seçilirler, yeniden seçilmeleri caizdir. Seçimle  gelen her bir üye için aynı şekilde ikişer yedek seçilir. Kurul Başkanlığı için birinci  ve ikinci yedekler Yargıtay Hukuk Daireleri Genel Kurulunca hukuk daireleri başkanları  arasından seçilir. Yüksek Hakem Kuruluna katılacak üyelerin seçilmesi, her seçim döneminden üç ay önce Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca ilgili makam ve kuruluşlardan istenir.

Bu maddede söz konusu seçici kurullar üye tamsayısının salt çoğunluğu ile toplanır.  Birinci toplantıda, toplantı nisabı sağlanamadığı takdirde, ikinci toplantıda  katılanlarla seçim yapılır. Seçilebilmek için hazır bulunan üyelerin salt çoğunluğunun oyu şarttır. 

Uyuşmazlığın incelenmesi: 

Madde 54 – Yüksek Hakem Kurulu başvuru dilekçesinin alındığı günden başlayarak  altı  işgünü  içinde  üyelerinin tamamının katılması ile toplanır. Ancak, başkan hariç üyelerden ikisinin katılmaması toplantıya engel olmaz. Özürlü veya izinli  olan asıl başkan veya üyenin yerini aynı gruptan yedek başkan veya yedek üyelerden biri alır.  

Yüksek Hakem Kurulu uyuşmazlığı evrak üzerinde inceler. Yeteri kadar aydınlatılmamış bulduğu yönleri ilgililerden sorarak tamamlar. Ayrıca görüşlerini öğrenmek istediği kimseleri çağırıp dinler veya bunların görüşlerini yazı ile bildirmelerini ister.  Bu kimseler hakkında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun tanıklara ve bilirkişilere ilişkin hükümleri uygulanır.

Yüksek Hakem Kurulu toplantıya katılanların çoğunluğu ile karar verir. Lehte ve aleyhte oylar eşit ise başkanın bulunduğu taraf çoğunluğu sağlar.

Yüksek Hakem Kurulunun kararının niteliği:

Madde 55  –  Yüksek Hakem Kurulu kararları kesindir ve toplu iş sözleşmesi hükmündedir.  

İşçiler ve işverenler adına katılacak üyelerde aranacak nitelikler:

Madde 56 – Yüksek Hakem Kuruluna işçi ve işverenler adına seçilecek üyelerde aranacak nitelikler şunlardır:

1. Türk vatandaşı olmak,  

2. Okur – yazar olmak,

3. Medenî  ve siyasî hakları tam olarak kullanma ehliyetinden yoksun olmamak.  

4.  Taksirli  suçlar  hariç, ağır hapis veya altı aydan fazla hapis veyahut affa  uğramış  olsalar  bile Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla zimmet, ihtilâs, irtikâp,  rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma,  dolanlı  iflas gibi yüz kızartıcı bir fiilden dolayı hapis cezasından hükümlü bulunmamak ve siyasî   partilerin organlarında görevli olmamak.

İdarî teşkilat:

Madde 57 – Yüksek Hakem Kurulunun yazışma ve uzmanlık hizmetlerini yürütmek üzere  Yüksek Hakem Kurulu Başkanlığına bağlı olarak bir genel sekreterlik kurulur. Genel sekreter başkanın teklifi üzerine genel usullere göre atanır.  

Yüksek  Hakem  Kurulunun istemi üzerine Başbakanlıkça yeteri kadar raportör ve uzman  atanır  ve ihtiyaca göre görevlendirilir. Ancak işçi veya işveren sendika  ve konfederasyonlarında çalışmakta olanlar raportör ve uzman olarak görevlendirilemezler.

İKİNCİ BÖLÜM

Özel Hakeme veya Resmî Arabulucuya Başvurma

Özel hakeme başvurma: 

Madde  58 – Taraflar anlaşarak toplu hak veya menfaat uyuşmazlıklarının her safhasında  özel  hakeme başvurabilirler. Toplu iş sözleşmesinde taraflardan birinin  başvurması  üzerine özel hakeme gidileceğine dair hükümler geçerlidir. Bu takdirde  bir  tarafın  müracaatı  üzerine  uyuşmazlık hakem tarafından çözülür. Menfaat  uyuşmazlıklarında  taraflar  özel hakeme başvurma hususunda yazılı olarak  anlaşma  yaparlarsa,  bundan  sonra arabuluculuk, grev ve lokavt, kanunî hakemlik hükümleri uygulanmaz.

Menfaat uyuşmazlıklarında özel hakeme başvurulduğu hallerde hakem kararları toplu  iş sözleşmesi hükmündedir. Hak uyuşmazlıklarında özel hakem kararları genel hükümlere tabidir.

Uyuşmazlığın her safhasında taraflar aralarında anlaşarak özel hakem olarak Yüksek Hakem Kurulunu da seçebilirler.

Resmî arabuluculuk teşkilatı: 

Madde  59 – Çalışma ve Sosyal Güvenlik  Bakanlığına bağlı olarak kurulacak resmî arabuluculuk teşkilatı  bu  Kanunda  öngörülen  resmî arabuluculuk faaliyetinin yürütülmesini sağlayacak tedbirleri alır.

Resmî arabuluculuk teşkilatının kuruluş ve işleyişine ilişkin esaslar ile resmî  arabuluculuk yapabileceklerin listesinin düzenlenme esasları ve Resmî arabuluculara  ödenecek  ücretlerin  alt  ve  üst sınırları 65 inci maddeye göre çıkartılacak tüzükte düzenlenir.  

Resmî istediği her türlü bilgiyi gerek taraflar gerek diğer bütün ilgililer vermeye mecburdurlar. 

(Değişik: 27/5/1988-3451/9. md.) Resmî arabulucuların ücretleri bu teşkilatça  millî  bir  banka hesabında toplanan paralardan ödenir. Arabulucuyu tayin eden  mahkeme  bu  esaslar  çerçevesinde ve uyuşmazlığın kapsamını ve niteliğini dikkate alarak ücreti tespit eder.

(Değişik:  27/5/1988 – 3451/9. md.) Resmî arabulu-culuk yapılan her uyuşmazlıkta  tarafların bu hesaba yatırmaları gereken ücretlere ait esaslar ile ücretlerden  masraf olarak kesilecek miktar ve ücretlerin banka faizlerinin kullanılmasının usul ve esasları da bu tüzükte belirtilir.

Resmî arabuluculuk teşkilatı arabulma faaliyetine girişilen her uyuşmazlıkta vardığı  sonuçları en kısa zamanda uygun vasıtalarla kamuoyuna açıklayabilir. Tarafların  anlaşarak  tayin edecekleri arabulucunun ücreti kendileri tarafından serbestçe tespit edilebilir.

(Ek: 27/5/1988 – 3451/9.md.) Tarafların hesaba yatırmaları gereken ücretler için  Çalışma  ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca düzenlenen belgeler İcra ve İflas Kanununun  68 inci maddesinde sayılan belgeler hükmünde olup, bu ücretlerin takip ve tahsilinde  kamu  alacaklarının takip ve tahsiline ilişkin esaslar uygulanır.  

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Toplu Hak Uyuşmazlıkları

Yorum davası: 

Madde  60 –  Uygulanmakta olan bir toplu iş sözleşmesinin yorumundan doğan uyuşmazlıkta  sözleşmenin taraflarından her biri 15 inci maddeye göre yetkili iş mahkemesinde  yoruma  ilişkin  bir tespit davası açabilir. Mahkeme en geç iki ay içinde  kararını verir. Kararın temyiz edilmesi halinde Yargıtayın ilgili dairesi,  bozma  söz konusu  olan  hallerde işin esasına ilişkin kesin kararını iki ay içinde verir. 

Kesinleşen  yorum kararına uymayan taraf hakkında 80 inci madde hükmü uygulanır.  Kişilerin, yorum kararına uyulmamasından doğan tazminat hakları saklıdır.

Eda davası:

Madde  61 – Toplu iş sözleşmesine dayanan eda davalarında ifaya mahkûm  edilen  taraf, temerrüt tarihinden itibaren, bankalarca uygulanan en yüksek işletme kredisi faizi üzerinden temerrüt faizi ödemeye de mahkûm  edilir.  

Aynî  taahhüdünü  yerine  getirmeyen veya eksik yerine getiren taraf derhal ifaya mahkûm  edilir. Tarafların tazminat hakları saklıdır.

DÖRDÜNCÜ KISIM

Çeşitli Hükümler

İşverenler:

Madde  62 – Aylık ve ücretleri kanunla belirtilmiş olsa bile, işveren veya işveren  vekili durumunda bulunanlar hakkında, bunlara ilişkin olarak bu Kanunda yer alan hak ve sorumluluk hükümleri uygulanır.

İşyerinde işveren vekili durumunda olan ve temsilci sıfatıyla toplu iş sözleşmesinde  veya toplu görüşmede taraf olarak hareket eden kimse, bu Kanunun uygulanması bakımından işveren sayılır. 

İşyerinde ilan:

Madde 63 – Bir toplu iş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesi hükmündeki özel hakem  veya  Yüksek Hakem Kurulu kararı ile veya toplu hak uyuşmazlıklarında verilmiş  mahkeme  veya özel hakem kararlarıyla bağlı olan işveren bunların aslını veya  veren makamca onaylanmış veya noterlikçe onanmış birer örneğini, işyerinin işçiler tarafından görülebilecek uygun yerlerine asmaya mecburdur.

Denetleme:

Madde 64 – Toplu iş sözleşmesine veya 63 üncü maddede belirtilen hakem veya mahkeme  kararlarına  uyulup uyulmadığı İş Kanunu hükümleri uyarınca denetlenir.

Hakeme ve arabulucuya başvurma tüzüğü:

Madde  65 – Yüksek Hakem Kurulunun çalışma usul ve tarzı ile çalışmasına ve hizmetlerinin  yürütülmesine  ilişkin  esaslar; Yüksek Hakem Kurulunun başkan ve üyeleri  ile  bu Kurulda görevlendirilecek uzman ve raportörlere ödenecek tazminatlar;  naip,  bilirkişi ve tanıklara verilecek ücretler ve menfaat uyuşmazlıklarında  özel  hakem incelemesinde uygulanacak usul hükümleri bir tüzükle düzenlenir.

Diğer kanunların uygulanması: 

Madde 66 – Bu Kanunda hüküm olmayan hallerde Medeni Kanun ve Borçlar Kanunu ile  hizmet akdini düzenleyen diğer kanunların bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır.  Bu  Kanunda aksi öngörülmedikçe tebligatlar Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılır.

Bu Kanunun uygulanmasından doğan bütün uyuşmazlıklar iş davalarına bakmakla görevli mahkemelerde çözümlenir.  

Ödenek:

Madde 67 – Bu Kanunun 59 ve 65 inci maddeleri gereğince yapılacak ödemeleri karşılamak üzere gerekli ödenek Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçesine konulur.  

BEŞİNCİ KISIM

Müeyyideler ve Son Hükümler

BİRİNCİ BÖLÜM

Ceza Hükümleri

Toplu iş sözleşmesine yasak hükümler konulması:

Madde  68 – 5 inci maddeye aykırı olarak toplu iş sözleşmelerine, Devletin ülkesi  ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, millî egemenliğe, Cumhuriyete, millî güvenliğe  aykırı hükümler ile kanunlarda suç sayılan fiilleri teşvik, tahrik ve himaye  eden  hükümler  koyanlar hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis cezası hükmolunur.

Resmî arabulucunun sorumluluğu:

Madde 69 – Bu Kanunun 22 nci maddesi hükümlerine göre mahkemece tayin edilmiş  bulunan  arabuluculardan,  sırf tarafları ızrar kastı ile verilen bu görevi yapmaktan  kaçınan veya 23 üncü maddede belirtilen tutanağı sırf tarafları ızrar kastı  ile  süresinde  görevli  makama  tevdi etmeyen arabulucular onbin liradan yirmi beşbin liraya kadar ağır para cezasına mahkûm edilirler. 

Resmî arabulucu olarak görevlendirilenler görevlerinin ifası sırasında veya ifasından  dolayı  işledikleri  veya kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından memur sayılırlar.

Kanun dışı grev ve lokavt:

Madde  70 – Bu Kanunda belirtilen şartlar gerçekleş-meden grev  veya  lokavt kararı  verenlerle, bunu teşvik edenler, zorlayanlar veya propagandasını yapanlar bir  aydan  üç  aya  kadar  hapis ve otuzbin liradan seksenbin liraya kadar ağır para cezasına mahkûm  edilirler.

Yukarıdaki fıkrada sözü edilen grev veya lokavt kararının uygulanması halinde;  grev veya lokavta karar verenler, böyle bir grev veya lokavta karar verilmesine  veya  uygulanmasına  veya bunlara katılmaya veya devama zorlayan veya teşvik  edenler  veya  bu  yolda propaganda yapanlar ile lokavta katılanlar veya devam  edenler  üç  aydan  altı aya kadar hapis ve ellibin liradan yüzbin liraya kadar para cezasına mahkûm  edilirler. 

Grev veya lokavt kararı alınmasında gerçekleşmeyen şartlar yalnızca süre veya tebligata ilişkin ise yukarıdaki fıkralara göre verilecek cezalar üçte birden yarıya kadar indirilir.

Bu maddede belirtilen kanun dışı greve katılanlar veya devam edenler beşbin liradan seksenbin liraya kadar ağır para cezasına mahkûm edilir.   

Uygulanan grev veya lokavtın kanuna aykırı olması:

Madde 71 –  Grev veya lokavt kararının  bu Kanun hükümlerine uygun olarak alınmasına  rağmen,  kanunda  yazılı  şart ve usuller dışında uygulanması halinde, bu kararı uygulayanlar, uygulanmasına veya devamına zorlayanlar veya teşvik edenler  veya  bu  yolda propaganda yapanlar bir aydan üç aya kadar hapis, onbin liradan otuzbin liraya kadar ağır para cezasına mahkûm  edilirler. 

35  inci madde hükümlerine göre yapılan grev oylamasında, grevin uygulanmamasına  karar verilmesine rağmen grev kararının uygulanması halinde failler hakkında  fiilin  niteliğine göre 70 inci maddenin ikinci ve dördüncü fıkraları hükümleri uygulanır.

Yasak hallerinde grev ve lokavt:  

Madde 72 – Grev veya lokavtın 29 ve 30 uncu maddelere göre sürekli olarak, 31 inci maddeye göre de geçici olarak yasaklandığı işlere veya işyerlerine ilişkin  olarak; grev veya lokavt kararı verenler, kararı kaldırmayanlar, teşvik edenler,  zorlayanlar  veya propagandasını yapanlar iki aydan altı aya kadar hapis,  ellibin  liradan  yüzbin liraya kadar ağır para cezasına mahkûm  edilirler.

Yukarıdaki  fıkrada  sözü edilen grev veya lokavt kararının uygulanması halinde;  grev  veya lokavt kararı verenler, böyle bir grev veya lokavta karar verilmesine  veya  uygulanmasına  veya  bunlara  katılmaya veya devama zorlayanlar veya  teşvik  edenler  veya  bu  yolda propaganda yapanlar ile grev veya lokavta katılanlar  veya  devam edenler dokuz aydan az olmamak üzere hapis ve yüzbin liradan ikiyüzbin liraya kadar ağır para cezasına mahkûm  edilirler. 

Bu maddede  belirtilen kanun dışı greve katılanlar veya devam edenler altı aydan az olmamak üzere hapis cezasına mahkûm  edilirler.

Siyasî amaçlı grev veya lokavt, genel grev veya lokavt, dayanışma grevi veya lokavtı ile işyeri işgali, işi yavaşlatma, verimi düşürme ve üretimi aksatacak nitelikteki her türlü direnişler hakkında da yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanır.  Ancak siyasî amaçlı grev veya lokavt, genel grev veya lokavt, dayanışma grevi  veya lokavtı  halinde  anılan  fıkralara göre tayin edilecek cezalar bir misli artırılarak hükmolunur. 

46 ncı  maddenin  ikinci  fıkrası uyarınca bir grev veya lokavtın ihtiyatî tedbir  yoluyla durdurulmasına dair mahkemece verilen karara uymayanlar hakkında da fiilin  niteliğine  göre ikinci veya üçüncü fıkralardaki cezalara hükmolunur. 

Kararlara tesir maksadıyla kanun dışı grev ve lokavt: 

Madde 73 – Yasama, yürütme ve yargı organları ile merkezî veya mahallî idarelerce bir karar alınmasını veya alınmış bir kararın değiştirilmesini veya kaldırılmasını sağlamak veya alınmış bir kararı protesto etmek amacıyla kanun dışı grev veya lokavt kararı verenler, teşvik edenler, zorlayanlar veya propagandasını  yapanlar üç aydan dokuz aya kadar hapis ve yetmişbeşbin liradan yüzellibin liraya kadar ağır para cezasına mahkûm  edilirler. 

Yukarıdaki fıkrada sözü edilen grev veya lokavt kararının uygulanması halinde;  grev veya lokavta karar verenler, grev veya lokavta karar verilmesine veya uygulanmasına veya bunlara katılmaya veya devama zorlayan veya teşvik edenler  veya  bu yolda propaganda yapanlar ile lokavta katılanlar bir yıldan az olmamak  üzere hapis ve yüzelli bin liradan üçyüzbin liraya kadar ağır para cezasına mahkûm  edilirler.

Bu maddede  belirtilen  kanun  dışı greve katılanlar altı aydan az olmamak üzere  hapis ve onbin liradan az olmamak üzere ağır para cezasına mahkûm  edilirler.  

Devletin şahsiyetine karşı grev veya lokavt:  

Madde 74 – Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, millî egemenliğe,  Cumhuriyetin niteliğine, Devletin güvenliğine aykırı amaçla grev veya lokavt  kararı  verilmesi veya uygulanması hallerinde fiilin niteliğine göre failler  hakkında  bu eylemler başka bir suç oluştursa bile ayrıca 73 üncü madde hükümleri uygulanır.

Grev veya lokavtı erteleme kararına uyulmaması:

Madde 75 – Bakanlar Kurulunun 33 üncü maddenin birinci fıkrası uyarınca aldığı  erteleme  kararından  sonra  grev  veya lokavtı kaldırma kararı almayanlar veya  grev  veya lokavta devam edenler veya katılanlar veya devama zorlayan veya teşvik  edenler  ve bu yolda propaganda yapanlar altı aydan az olmamak üzere hapis  ve  otuzbin  liradan  az olmamak üzere ağır para cezasına mahkûm  edilirler.

Grev oylamasında hile, tehdit ve cebir:

Madde 76  – Bir grev oylamasının sonucuna tesir etmek maksadıyla hile veya tehdit veya  cebir  kullananlar  üç  aydan bir yıla kadar hapis cezasına mahkûm  edilirler 

Grev veya lokavt halinde işyerinden ayrılmama, engellemede bulunma:

Madde 77 – Greve katılan veya lokavta maruz kaldıkları halde, grev veya lokavtın  uygulandığı işyerlerinden ayrılmayanlar, işyeri önünde veya ihtara rağmen işyeri  civarında  topluluk  teşkil  edenler ile işçileri bu eylemlere zorlayan, teşvik  eden  veya  bu  yolda propaganda yapanlar hakkında onbin liradan otuzbin liraya kadar ağır para cezasına hükmolunur.

Grev veya  lokavt süresince işyerinde çalışmaya mecbur olan işçilerden geçerli  bir özrü olmaksızın işyerinde çalışmayanlar üç aydan bir yıla kadar hapis ve beşbin  liradan onbeşbin liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılırlar.

Grev ve lokavt kapsamına giren işçilerin haklarına uyulmaması:

Madde 78 – Grev ve lokavtın uygulandığı işyerlerinde 39 uncu madde gereğince çalıştırmak  zorunda  olduğu işçileri çalıştırmayan işveren üç aydan bir yıla kadar  hapis  ve onbeşbin liradan az olmamak üzere ağır para cezası ile cezalandırılır.

(Değişik:  27/5/1988 – 3451/10. md.) 40 ıncı maddenin ikinci fıkrasında belirtilen  yazılı izni almadan yeni işçi alan işveren izinsiz aldığı her işçi başına  ellibin  liradan  yüzbin liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

(Değişik:  27/5/1988  –  3451/10. md.) 43 üncü madde hükmüne aykırı hareket eden  işveren  veya işvereni söz konusu hükme aykırı hareket etmeye zorlayan veya teşvik  eden  veya bu yolda propagandada bulunanlar, söz konusu hükme aykırı olarak  aldıkları  veya alınmasına sebep oldukları veya grev yapan işçilerin yerine çalıştırdıkları  her  işçi  başına yüzellibin liradan az olmamak üzere ağır para cezasına mahkûm  edilirler.

44 üncü madde hükmüne aykırı olarak işçileri konutlarından çıkaran veya bu konutların su,  gaz, aydınlatma veya ısıtma hizmetlerini kesen işveren veya işvereni  bu yolda hareket etmeye zorlayan veya teşvik eden veya bunun için propaganda  yapanlar üç aya kadar hapis ve otuzbin liradan az olmamak üzere ağır para cezası ile cezalandırılırlar. 

Kanuna aykırı şekilde grev gözcülüğü ve diğer fiiller:

Madde 79 – 48 inci maddede gösterilenden fazla sayıda veya işyerinde grevi ilân etmiş olan  işçi  sendikasının mensubu olmayan grev gözcüsü koyanlar veya aynı  şekilde fazla sayıda ve bir arada veya işyerinde grevi ilân etmiş olan işçi sendikasının  mensubu  olmaksızın  grev  gözcülüğü yapanlar iki aydan altı aya kadar, aynı maddenin ikinci fıkrasına aykırı hareket eden grev gözcüleri de dört aydan bir yıla kadar hapis cezasına mahkûm  edilirler.

Grev uygulanan işyerinde, “Bu işyerinde grev vardır” lokavt uygulanan işyerinde  de, “Bu işyerinde lokavt vardır” ibareleri dışında, sözü edilen işyerleri çevrelerinde  afiş, pankart gibi ilân araçlarını asan veya yazı yazanlarla, işyeri ve çevresinde  uygulanan  grev sebebiyle kulübe, baraka, çadır gibi barınma yerleri  yapanlar veya yaptıranlar bir aydan altı aya kadar hapis ve beşbin liradan onbeşbin liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

İlân etmeme, bilgi vermeme ve mahkeme kararına uymama:

Madde 80 – 28 inci madde ile 51 inci maddenin birinci fıkrası, 54 üncü maddenin  ikinci fıkrası,  59 uncu maddenin üçüncü fıkrası ve 63 üncü maddede sözü edilen  ilân,  bildirme ve  bilgi  verme yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere yirmibin liradan altmışbin liraya kadar ağır para cezasına hükmolunur.

Uygulanmakta olan bir toplu iş sözleşmesinin yorumu hakkında mahkemenin kesinleşen kararına uymayan taraf, ilgililerden birinin şikâyeti üzerine otuz bin liradan az olmamak üzere ağır para cezasına mahkûm edilir.

Tekerrür hali ve daha ağır cezanın uygulanması:

Madde 81 – Bu Kanunun suç saydığı eylemlerin tekerrürü halinde, Kanunda belirlenmiş cezalar üçte birden yarıya kadar artırılarak hükmedilir.

Bu Kanunda suç sayılan fiiller diğer kanunlara göre daha ağır bir cezayı gerektirdiği takdirde daha ağır ceza uygulanır.

İKİNCİ BÖLÜM

Son Hükümler

Yürürlükten kaldırılan kanunlar:  

Madde 82 – 15/7/1963 tarih ve 275 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu,  2364  sayılı Kanunun atıf yaptığı hükümleri hariç, bu Kanunun yürürlüğe girdiği  tarihte,  2364 sayılı Kanunun atıf yaptığı 275 sayılı Kanunun hükümleri ile  2364  sayılı  Süresi  Sona  Eren Toplu İş Sözleşmelerinin Sosyal Zorunluluk Hallerinde  Yeniden Yürürlüğe Konulması Hakkında Kanun ise, Türkiye Büyük Millet Meclisi göreve başladığında yürürlükten kalkar.

Ek Madde 1 – (3/6/1986 – 3299/9 md. ile gelen Ek Madde hükmü olup teselsül için numaralandırılmıştır.)

Bu Kanunda geçen Çalışma Bakanlığı ismi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı;  Bölge Çalışma Müdürlüğü de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürlüğü olarak değiştirilmiştir.

Yüksek Hakem Kurulu ve yeniden yürürlüğe konulan toplu iş sözleşmeleri:

Geçici Madde  1 – Bu Kanunla Yüksek Hakem Kuruluna verilmiş olan görevler, Türkiye Büyük Millet Meclisi göreve başlayıncaya kadar 2364 sayılı Kanuna göre kurulmuş olan Yüksek Hakem Kurulunca yerine getirilir.

Bu Kanunun yayımı tarihinden sonra 2364 sayılı Kanuna göre Yüksek Hakem Kurulunca yeniden yürürlüğe konulacak toplu iş sözleşmelerinin yürürlük süresi bir yıldan fazla olamaz.  

Bu Kanunun yayımı tarihinde 2364 sayılı Kanuna göre yürürlükte bulunan toplu iş  sözleşmeleri, sürelerinin bitimine kadar yürürlükte kalır. Şu kadar ki, Türkiye Büyük  MilletMeclisinin göreve başlamasından sonra bu Kanuna göre kurulan Yüksek  Hakem Kurulu, 2364 sayılı Kanuna göre kendisinden önce yeniden yürürlüğe konulmuş  bulunan  toplu  iş  sözleşmelerine ilişkin hususları da karara bağlar.

Yürürlük: 

Madde 83 – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. 

Yürütme:  

Madde 84 – Bu Kanunu Bakanlar Kurulu yürütür. 

——————————————————————————–

[1]   3/6/1986  tarih  ve 3229 sayılı Kanunla bu Kanuna eklenen ve teselsül sebebiyle Ek Madde 1 olarak numaralandırılan madde hükmüyle kanunda geçen “Çalışma Bakanlığı” deyimi “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı”, “Bölge Çalışma Müdürlüğü” de “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürlüğü” olarak değiştirilmiş  ve  metindeki yerlerine işlenmiştir.

 

İlgini çekebilecek diğer içerikler