2 Temmuz 1993 Sivas Katliamı: “Yakılan bedenler faşizme ve gericiliğe meydan okuyor”

Bugün 2 Temmuz 2014, katliamın üzerinden 21 yıl geçti. Yüreği ve bilinci aydınlaşanlar bugün içlerinde bir sızı hissederken, katılaşarak köhneleşenler ise kanlı zalimler gibi 33 aydının ölümsüzlüğü üzerinden kahroluyor. Yine halk sokaklara çıkarak 33 aydını unutturmuyor. Unutmayacağız, unutturmayacağız… Faşizm, tarihin her döneminde devrimcilere, sosyalistlere, demokratlara ve toplumun en ileri unsurlarına vahşice saldırdı, katletti. Onların düzeni değiştirme […]

Bugün 2 Temmuz 2014, katliamın üzerinden 21 yıl geçti. Yüreği ve bilinci aydınlaşanlar bugün içlerinde bir sızı hissederken, katılaşarak köhneleşenler ise kanlı zalimler gibi 33 aydının ölümsüzlüğü üzerinden kahroluyor. Yine halk sokaklara çıkarak 33 aydını unutturmuyor. Unutmayacağız, unutturmayacağız…

Faşizm, tarihin her döneminde devrimcilere, sosyalistlere, demokratlara ve toplumun en ileri unsurlarına vahşice saldırdı, katletti. Onların düzeni değiştirme ve halk kitlelerine asıl hedefin ne olduğunu göstermesinden korktu.

Bu yüzden de 33 aydını katletti. Bu katliamları örgütlerken de kimi zaman dinsel-mezhepsel unsurları, kimi zaman ulus özelliklerini kullandı.

Madımak Katliamı, bu katliamlar zincirinin en önemlilerinden biriydi. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği tarafından organize edilen Pir Sultan Abdal şenlikleri sırasında, gerici-faşistlerce Madımak Oteli yakılarak 33 aydın göz göre göre öldürüldü.

Dönemin hükümeti DYP ve SHP, 33 aydının vahşice katledilmesine göz yumdu.
Pir Sultan Abdal Kültür şenlikleri kapsamında aralarında yazarlar, şairler ve sanatçıların bulunduğu çok sayıda insan Sivas’a geldi. Sabah saatlerinde Buruciye Medresesi’nde yazar ve şairlerin imza ve söyleşi programının ardından Aziz Nesin’e provokatörce “Bin yıl önce inmiş kitabın nesine inanayım” sözü sorulmuş, Nesin ise buna tepki göstererek alanı terk etmişti. Aziz Nesin’in konuştuğu sırada dışarıda “Müslüman Kamuoyuna Duyurulur” yazılı bildiriler dağıtılıyordu.

İlginçtir, Sivas Emniyet Müdürlüğü yıllar sonra bu bildiriden haberi olmadıklarını belirtiyordu.

Günlerden Cuma olması nedeniyle katliamın örgütlendiği en önemli yer camilerdi. Şenliklerde davulların ezan sesini bastırmak için çalındığı söyleniyordu. Katliam adım adım örgütleniyordu. Camiden çıkanlar sloganlar eşliğinde yürüyorlardı. Polis küçük bir barikat kurmuş, gerici-faşistlere hiçbir şekilde müdahale etmemişti.

Bu sırada Kültür Merkezi içerisinde Arif Sağ konseri vardı. Gerici faşistlerin saldırılarına demokratlar kendi yöntemleriyle yanıt vermişti. Katliamın an ve an örgütlendiği bu anlardan belliydi, mutlaka bir ölümün yaşanması gerekiyordu.

Binlerce gerici-faşist hızla Kültür Merkezi’nde toplanarak Hükümet Konağı’na doğru yürüyüşe geçti. Yolda vahşice sloganlar atıyorlardı. Bir süre Hükümet Konağı’nı taşlayan gerici-faşistler ardından Ozanlar Anıtı’nı taşlamaya başladı. Bu sırada Sivas Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu, olaylar üzerine Sivas Valisi’yle görüşmeye gitti. Görüşme sonrasında gerici-faşistlerin taşladığı Ozanlar Anıtı ortadan kaldırıldı. Polis ise yetersiz kaldığını belirterek askerden yardım istiyor fakat yeterli asker gönderilmiyordu.

Grup bir süre dağıldıktan sonra yeniden hızla toparlanarak Madımak Oteli’ne yöneldi. Dağılan gruba yolda çağrı yapanlara müdahale edilmedi, kim oldukları ise hiç belirlenmedi. Bu kadar olayın olmasına rağmen Madımak Oteli’ne sadece 500 polis gönderilmişti. Otele giden bütün sokaklar açık ve denetimden uzaktı. Saldırgan gerici kitle giderek hızla büyüyordu. Üzerinden saatler geçmesine rağmen asker ancak yeni geliyordu.

Olayların büyümesine müdahale etmeyen asker, bir süre sonra geri çekiliyordu. Bölgeye sevk edilen ikinci ve daha kalabalık olan askeri birlik, Madımak Oteli yerine Hükümet Meydanı, Ordu Evi ve kuyumcuları korumak üzere konuşlandı. Bölgeye sevk edilen askerlere ‘bu emri kim verdi’ sorusu ise asla yanıtlanmadı. Emri veren komutanın ismi açıklanmadı. Yargılamayı yapan mahkemeyle bile paylaşılmadı. Kalabalığın arasına bir askeri birlik giriş yaptı. Fakat bir albay araçtan inip göstericilerle konuşup araca geri bindi. Bunun arkasından birlik geri çekildi. Göstericilerle konuşan albayın ismi açıklanmadı. Genelkurmay Başkanlığı kendi içinde yaptığı soruşturma neticesinde, ihmal olmadığı kanaatine vardı. Genelkurmay nasıl bir soruşturma neticesinde böyle bir kanaate vardığını açıklamadı.

Önce otomobiller ateşe verildi, ardından otel…

Bina yangınla iyice kavrulurken Aziz Nesin ve yanındakiler, otelin üst katlarına sığınmayı başardı. Otele yanaşan bir itfaiye aracı Nesin’i sığındığı odadan kurtardı. Fakat daha sonra Nesin itfaiye merdivenlerinden inerken Refah Partisi üyesi tarafından merdivenden aşağı çekildi ve o zaman 78 yaşında olan şair başını yere çarparak yaralandı.
Aradan geçen saatlerin ardından…

madimak-dosya-katledilenler

Vahşice öldürüldü…

Her yerin alev alev yandığı, ısındığı bir yerde o ateş kadar soğukkanlıydı aydınlar… Çatıda ve yüksek merdivenlerde oturuyorlardı. Kimisi eline sopasını almış, derin derin sigarasını içiyordu…

Son geceyi yaşadıklarını biliyorlar mıydı?

Evet biliyorlardı.

Çünkü halkın aydınları olmayı baştan seçmişlerdi.

Emek.org.tr

Dönemin yetkilileri

Katliamın sorumlularından olan dönemin yetkilileri yargı önüne hiç çıkarılmadı. İşte o yetkililer şunlar:

madimak-dosya-yetkililerBazı sorular

Katliamın ardından belki yüzlerce soru sorulabilir. Bunlardan işte 9’u

madimak-dosya-sorularEmek.org.tr
Gökay Coşkun

 

İlgini çekebilecek diğer içerikler