THY grevi 2. gün notları

16.05.2013 tarihinde, THY işçileri grevde 2.gününü yaşadı. 2.günün en önemli notu şu, grevci işçilerin coşkusu ve kararlılığı yanı sıra, greve katılan işçi sayısının giderek artması ve bunların da grev alanına gelmesidir. Bu işçiler için önemli bir moral kaynağı oluşturdu.

16.05.2013 tarihinde, THY işçileri grevde 2.gününü yaşadı.

2.günün en önemli notu şu, grevci işçilerin coşkusu ve kararlılığı yanı sıra, greve katılan işçi sayısının giderek artması ve bunların da grev alanına gelmesidir. Bu işçiler için önemli bir moral kaynağı oluşturdu.

Anımsanırsa AKP hükümetinin bazı bakanları ve THY yöneticileri, ısrarla greve katılımın olmadığını, hatta bir kişinin dahi greve katılmadığını iddia edenler olmuştu. İşçiler, bu yalanları hemen her dakika alana gelen grevcilerin artan-katılımıyla çürüttü.

Açıklamalara göre yaklaşık 800 kadar işçinin bugün grev alanı olan THY genel müdürlüğü önünde sloganlar attı, halaylar çekti. Kitlesel yoğunluğun gözlemlendiği 2.günde “Hamdi baksana kaç kişiyiz saysana” sloganı gülüşmeler arasında atıldı.

THY yönetimi grevi kırabilmek ve havacılık hizmetlerini özellikle uçuş hizmetlerini gerçekleştirebilmek amacıyla diğer şirketlerden işçiler almış, emeklileri ve eğitimleri henüz devam eden veya yeni biten tecrübesiz kişileri uçuşlara çıkarmıştı. İşçiler bunlara kendi arasında “nöbetçi” diyor. “Nöbetçi grev kırıcıları” gibi…

Bu durum, tek kelimeyle uçuşu resmen tehlikeye sokmak anlamına geliyor. Denetim kurumlarının, bu konuyu ulusal ve uluslar arası düzeyde soruşturacakları söylenmektedir.

Öyle ki akşam saatlerinde grev alanında, İstanbul-Adana seferini yapan bir uçakta, kabin amiri görevlisinin olmadığı söylentileri dahi dolaşmaya başladı.

Kabin amiri olmadan uçuş olabilir miydi? Bu ancak şaşkın ve hırslı THY yönetimi altında yaşanabilirdi… Ama olayın perde arkası şöyleydi. Eğitimini bitirerek yeni kabin amiri sertifikası alan genç çalışan, “Kabin amiri maaş farkı almasın” diye bilgisayar sistemine “geç dahil” ediliyordu. Bu “sisteme geç dahil edilme” ise bir iki gün değil beş altı ay sürebiliyordu. İşte sertifikalı ama bu tecrübesiz kabin amiri sistemde gözükmeyen belgesiyle uçuşa aceleyle çıkarılıyordu. Bu uçuş güvenliği sorunu da yaratıyordu… Olayın aslı buydu. Elbette pilotunda bu konuda sorumluluğu ve hatası da vardı.

Görevini ve grevini onurlu biçimde sürdüren bir pilot buna izin verir miydi acaba? Olay böyleydi, ama bu dahi henüz doğrulanmamış bir yöndü ve kısaca uçak kabin amiri olmadan uçmuştu!

Pilotlardan söz açılmışken grevcilerin ve emek dostu kişilerin, sendikacıların öfkeyle tepki gösterdikleri bir noktayı vurgulamak gerekiyor.

Pilotlar derneği üyelerinden bir grup pilot, grevden hemen önce sendikayı ziyaret etti. Olayı duyan işçiler arasında “Pilotlar kitlesel olarak greve katılıyor” umudu ve yanılsaması da yaratan bu pilotlar; greve gidiş nedenlerinde sendikanın ve işçilerin haklı olduklarını, ancak grev eyleminin yanlış olduğunu bildirmeye gelmişler!? Arkasından bu bilgi basında işlendi ve pilotlar derneği greve katılmadıklarını açıkladı.

Sendika ve grevci işçiler, işte bu pilotlara karşı öfke dolular. Öte yandan greve katılan onurlu pilotlara da derin saygı duyuyorlar.

Emekçilerin öfkesinden korkmak gerekiyor. Saygınlık içinde bulunmalarına da hayran olmamak elde değil… Bu pilotlar grev kırıcılığı ve “işveren yalakalığı” grubuna dahil olarak, birlikte sefere çıktıkları ekibinin yüzüne nasıl bakıyor acaba? Merak edilecek ve psikolojik açıdan da incelenecek bir konu değil midir?

2.gün işçilerin morallerinin yüksek olduğu ve kısa sürede grevi ve mücadeleyi kazanacaklarına inandıkları; alandaki coşkudan, atılan sloganlara katılımlardan ve heyecanlı hareketlilikten algılanabiliyor. Elbette içlerinde kaygılı olanlarda bulunuyor. Onlar da arkadaşlarıyla tartıştıkça, sendikacılara ve hukukçularına sordukları sorulara doyurucu yanıtları aldıkça, bu kaygıları giderek azalıyor. Artan tek şey ise, AKP hükümetine ve THY yönetimine duyulan öfke oluyor.

2. günün bir diğer önemli notu dayanışma ziyareti gerçekleştirenlerdi. THY Genel Müdürlüğü önündeki grev alanına, destek ve dayanışma amacıyla sendikacılar, işçiler ve emek dostu gruplar, parti yöneticileri geldi.

Sendikal Güç Birliği Platformu üyesi sendikalardan Petrol-İş genel Başkanı ve Madenciler sendikası genel başkanının konuşmalarıyla;  işçi hakları ve demokrasi mücadelesi ötesinde, işçilerin AKP’ye ve sermayeye karşı mücadelesinin taşıdığı önemi bilince çıkarıyordu. KESK eski Başkanı Sami Evren’de dayanışma ziyareti yapanlar arasındaydı.

Özellikle polisin işçi direnişi karşısında takındığı havalimanı işgali ve baskıcı tutumunun işçileri şoke ettiği, konuşulan konulardan oldu. Kendilerine açıktan düşman muamelesi yapıldığını düşünmekte haksız da değiller hani… Sonuçta grevciler işçi sınıfından, onlar ise sermaye sınıfına bağlı hükümetin silahlı kuvveti değil miydi?

Dayanışma ve destek amacıyla gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hani derler ya ‘kısa fakat anlamlı’ bir konuşma yaptı. Grevcilerin demokrasi dersi verdiğini ve kendilerinin de bu konuyu izleyeceklerini belirtti. Ama işçiler kendi aralarında bu “izleme” sözünü ti’ye aldılar. Hatta polis işgali yaşanırken CHP nin ve Kılıçdaroğlu’nun, neden hala daha büyük ve etkili bir tepki vermediği yönünde konuşmalar oldu… İşçilerin CHP’den, daha ciddi destek ve çaba beklemeleri doğaldı.. Arkasından Milletvekili Süleyman Çelebi ve iki milletvekili daha grev alanına gelerek destek verdi.

Grev alanına dayanışma amacıyla gelen bir grup da BDSP liler oldu. Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP) temsilcisi yaptığı konuşmada grevcileri selamladı ve yanlarında olduklarını açıkladı. Anımsanırsa BDSP’liler birkaç ay önce havalimanındaki direniş yerini ziyaret ettiklerinde direnişçilerle tartışmış ve “alandan gitmeleri” istenmişti. Sendikaya ve direnişe yönelttikleri ve bizce de “haksız eleştiriler” içeren ve işçilerin tepki gösterdikleri dergi yazıları nedeniyle; olumsuz bir tartışma örneği yaşatan ve yaşayan BDSP’ lilerin, Hava-İş grevine ve THY direnişine destek ziyareti, epey aradan sonra anlamlıydı. Ekleyelim ki, eleştiri-dostluk-eleştiri ilkesinin izlenmesi, sınıf güçlerine her zaman yarar getirmiştir…

Direniş kararlılığıyla tanınan HEY TEKSTİL Direnişçisi işçiler, yine grev alanındaydı ve emek dayanışması örneği sergilemeye devam etti. Grev alanında, 305 direnişine başından beri destek veren Emek ve Özgürlük Cephesi emekçileri de ilk günkü gibi 2. Gün de yerini aldı.

Bir notu daha aktaralım. Grevin günlük işlerinin yürütülmesi ve örgütlenmesinde işçiler iş bölümü yapmış. Sendikacılar ve hukukçular, bu çalışmada özel bir işlevle mevzilenirken, işçiler bizzat grev alanının sorumluları ve yürütücüleri durumundalar. Özellikle daha tecrübeli olan 305 grubu işçileri, aktif görevlerde kendini gösteriyor. Grev alanı komitesi, nöbetlerin düzenlenmesi, kumanyaların gelmesi, alandaki düzenin sağlanması, etkinliklerin yapılması, alanın kontrol edilmesi gibi işlerde etkin oluyor. İşçiler işlerini komiteleşerek ve tartışarak gerçekleştiriyor.  Gözüken eksiklikler ve acemilikler, giderek yerini daha bilinçli ve ustalıklı tutum ve örgütlenme davranışlarına bırakacak.

Bu anlamda ki bir öğrenme olayını, yaşanan örneği aktaralım. Daha önce dış hatlar terminalinde bulunan direniş alanında işçilerin önemli kısmının, sendikalar masası polisleriyle araları çok sıkı-fıkıydı. Ancak resmi işgal yaparak bu direniş alanından kendilerini adeta “süpürerek çıkartan” aynı polislerin davranışlarını, sitemlerle “yahu o kadar birlikte olduk, sizlerle çay içtik ekmeğimizi paylaştık bize bu zulmü neden yaptınız” diyerek eleştirmeleri ve değerlendirmeleri de; işçilerin bazı konuları da hayatın pratiğinde öğrendiklerini ve daha da öğreneceklerini gösteriyor.

Son notumuz grev alanının görselliği ile ilgili olacak. 1.gün olmayan sendika bayrakları ve görsel malzemeleri; 2.gün alanı süsleyerek, olaya ayrı bir coşku ve hava kattı.

Yol kenarında trafikte seyreden araçlara, dövizlerle sempatik hareketler yaparak korna destekleri isteyen işçileri davranışları da dikkati çekti.

2.Gün, grev alanında jeneratör enerjisiyle çay üretiminin neşeli haliyle devam ettirildi. 3.gün çaylarını birlikte içmek dileği ile…

Emek.org.tr

İlgini çekebilecek diğer içerikler