AKP iktidarının THY işverenine armağan olarak sunduğu havacılıkta grev yasağı, dün mecliste yasalaşan Sendikalar ve Toplu İş İlişkileri Yasa’sı ile ortadan kalktı. Grev yasağı kalktı ancak grev yasağına karşı çıktığı için işten atılan 305 işçinin geri alınması için mücadele devam ediyor.
29 Mayıs günü grev yasağı AKP’li Milletvekili Metin Külünk tarafından önerilen yasa ile meclisten geçmiş, bunun üzerine grev hakkına sahip çıkmak isteyen işçiler bir günlük direniş ile grev yasağının geri çekilmesini talep etmişti. Direnişe katılan işçilerden 305’i THY yönetimi tarafından işten çıkartılmış, 143 gündür Atatürk Havalimanı Dış Hatlar önünde direniş devam ediyordu.
Grev yasağının kaldırılmasının ardından direnişin ilk gününde alana sevinç gözyaşları, türküler, halaylar, kazanmanın sevinci hakimdi. Hedeflerinin grev yasağının kaldırılması ve işe geri dönüşlerinin sağlanması olduğunu belirten işçiler, ‘birinci hedefimizi kazandık, sıra ikincisinde, işe geri dönüşte. Yani kavga bitmedi, daha yeni başlıyor’ dedi.
İşçiler grev yasağının kaldırılmasını bugün pasta keserek kutladı.
Emek.org.tr’ye açıklama yapan Atilay Ayçin’in konuşması:
‘Biz bunu 143 gün önce söylemiştik’
Atilay Ayçin, Emek.org.tr’ye yaptığı açıklamada ‘143 gündür burada sürdürülen bir mücadele var. Biz 143 gün önce de kamuoyuna ve basına yapmış olduğumuz açıklamalarda bu yapılanın yasa dışı olduğunu, bunun hiçbir hukuki zemininin olmadığını, ulusal ve uluslararası hiçbir ölçeğe uygun olmadığını söylemiştik. Ve hükümete en kısa zamanda bu yanlıştan geri dönme çağrısında bulunmuştuk. Ancak hükümet ısrarla bunun torba yasa içerisinde biçimlendirerek meclisten geçirdi ve Cumhurbaşkanı onayından geçirerek uygulamaya koydular.’ dedi.
‘Sendikanın iradesi dışında bir toplu iş sözleşmesi’
Sendikanın iradesi dışında bir toplu iş sözleşmesinin yüksek hakem kurulu tarafından sonuçlandırıldığından ve grev hakkının kendilerine iade edilmesinin Hava-İş sendikasının elini güçlendirdiğinden bahseden Ayçin ‘Ve bu dönem her iki şirkette THY A.O ve THY TEKNİK A.Ş’de yapmış olduğumuz toplu sözleşmelerde yüksek hakem kurulunda sonuçlandırıldı. Yani sendikanın iradesi dışında bağıtlanan iki şirket sözleşmesi var. Bu nedenle bizim bugüne kadar söylemiş olduğumuz, haklı olduğumuz ve doğru zeminde olduğumuz yasanın yeni şekliyle kanıtlanmıştır. Çünkü biz hükümete daha önceden yaptığımız çağrıda bunun dünyada eşi ve benzerinin olmadığını da söylemiştik. Ama hükümet siyasi bir hırsla ve öfkeyle yandaş yapamadığı sendikamızı bu şekilde cezalandırmaya çalıştı. Ancak hükümetin beş ay sonra bunu tekrar bir başka yasayla düzelterek hakkımızı bize iade etmesi elimizi güçlendirmiş durumdadır.’ dedi.
‘Hükümet kendi yanlışını beş ay sonra kendi tesciliyle onaylamıştır’
AKP iktidarının kendi hatasını beş ay sonra tescillediğini ve AKP iktidarının kendisine yandaş yapamadığı Hava-İş sendikasını ‘grev yasağıyla’ cezalandırmaya çalıştığından bahseden Ayçin: ‘Hükümetin böylece kendi yaptığı yanlışın kendisinin tesciliyle onaylaması anlamına gelir. O nedenle bunun birinci ayağı grev hakkının iade edilmesiydi bu mücadelenin, ikinci ayağı hükümetin yanlışından dolayı mağdur edilen insanların işe iadesidir. Zaten yasa yoluyla hükümetin yeni bir düzenleme yaparak grev hakkımızı iade etmesi evet ben bir hata bir yanlış yaptım beş ay önce ve 5 ay sonra düzelttim anlamına geliyorsa, bu hata yapılmasaydı insanlara sokağa çıkmayacaklardı, işlerinden olmayacaklardı. Kaldı ki demokratik ülkelerde sokağa çıkmanın sonucu işten atılmak değildir. Ama bizim gibi demokrasilerin siyasi iktidarların anlayışına göre biçimlendiği ülkelerde maalesef iktidarlar kendilerine uygun olmayan davranışları bu şekliyle cezalandırıyorlar. Türkiye’de bunlardan birtanesi. Ve bizde de öyle oldu.’ dedi.
‘Sıra 305 işçinin işe iade edilmesinde’
Birinci hedef grev yasağının kaldırılmasının gerçekleştiği ve şimdi sıra ikinci hedefte yani THY A.O ve TEKNİK A.Ş’ den atılan işçilerin işe geri iadesinin olduğunu belirten Ayçin: ‘İnsanlar en temel hakları elinden alınırken vermiş oldukları demokratik bir tepki nedeniyle işlerini kaybettiler. Şimdi hükümet eğer yaptığı bir yasal düzenlemeyle hata yaptığını kabul ediyor ve bunu beş ay sonra telafi ediyorsa, o zaman bu hatanın sonucunda sokağa çıkıp tepki veren, işini kaybeden mağdur insanların da mağduriyetini giderip haklarını teslim etmek durumundadır.. Yani bu mücadelenin önündeki iki hedeften biri grev yasağının iadesiydi, ikincisi ise arkadaşlarımızın işe iade edilmesiydi. Şimdi birinci etabı tamamlanmış durumdadır. İkinci etabı işten atılan arkadaşlarımızın işlerine geri dönmesidir. İşlerine geri dönene kadar buradaki mücadelemiz sürecektir.’ dedi.
‘Sendikalar ve Toplu İş İlişkileri Yasası bizi sevindirmiş değildir’
Mevcut yasayı değerlendiren Ayçin düşüncelerini şu cümlelerle ifade etti: ‘Yasaya bir bütün olarak baktığımızda bu yasanın bütünü itibariyle işçilere, işçilerin bağlı bulunduğu sendikalara yeni yasa yeni haklar getirmedi. Yeni yasa, yeni yasaklar getirdi. Oysaki Türkiye’de çalışma yaşamının önündeki en temel sorun mevcut yasada bulunan yasakların ortadan kaldırılmasıydı. Sendikal örgütlenmenin önündeki yasakların kaldırılması, barajların kaldırılması, noter zorunluluğunun kaldırılması, iş yeri ve iş kolu barajlarının kaldırılması grev yasaklarının kaldırılmasıdır.
Şimdi bütün bunlar olduğu gibi duruyor, bütün bunların yanı sıra ayrıca yeni yasaklar geliyor. Örneğin 30’un altında işçi çalıştıran iş yerlerinde işten atılanların sendikal tazminat davası açamayacağı gibi, sendika kurma şartları arasında o iş kolunda çalışma mecburiyetinin olmayacak olması gibi. Yani gerçekten tarifi zor bir takım yasaklar ve engeller geliyor.
Yine toplu sözleşme süreciyle ilgili devletin sendikalar üzerindeki hegemonyası sürüyor. Yine grev yasakları var, yine grev ertelemeleri var. Yani bu yasaya bir bütün olarak baktığımızda işçi sınıfı ve sendikaları adına sevindirici bir şeyler olduğunu söyleyecek durumda değiliz.
Mevcut yasaklar sürerken yeni yasaklarla sendikaların hareket alanı daha daraltılmıştır, sendikalar daha işlevsiz hale getirilmiştir. O nedenle gerçekten bir bütün olarak baktığımızda bu yasayı onaylamak ve tasvip etmek söz konusu değil. Sadece iş kolumuz açısından grev yasağımızın iade edilmesi yarı bir sevindirici gelişmedir. Ama buda Türkiye işçi sınıfının tümünü kucaklayan bir yasa olmadığı için diğer yasakları ortadan kaldıran bir sonuç getirmediği için bizi çok fazla sevindirmiş olduğunu söylememiz mümkün değil.
‘Fiili Mücadeleyi Sürdüreceğiz’
Bundan sonraki süreçte biz hem mevcut yasaya karşı olan tepkimizi hem buradaki işten atılan arkadaşlarımızın işe iade edilmesini sağlayıncaya kadar fiili mücadelemizi sürdüreceğiz.’
Emek.org.tr
