Dereköylüler ekoloji dersi verdi: Kömür Ocağı Yıkım Getirir!

Kömür ocağı bölgeye yıkım getirecek. Korkuteli Dereköy yaylasında köylüler, kömür ocağının havayı, suyu, toprağı ve insan yaşamını yıkıma uğratacağı için açılmasına karşı çıkıyor.

Kömür ocağı yıkım getirecek.

Kömür ocağı için yapılan keşifte köylüler ekoloji dersi verdi.

Korkuteli Dereköy yaylasına açılmak istenen kömür ocağına karşı köylülerin mücadelesi devam ediyor. Köylüler havayı, suyu, toprağı ve insan yaşamını yıkıma uğratacağı için kömür ocağı açılmasına karşı çıkıyor. Kömür madeni açma projesi Turkuaz madencilik şirketinin…

Kömür madeni için keşife gelen heyete kömür ocağının yaratacağı doğa, tarım, hayvancılık ve köy yaşamı üzerinde yapacağı yıkımlar anlatıldı.

Dereköy yaylasına kömür madeni açılmasına karşı yaklaşık 5 yıldır mücadele veren Dereköy’de, önceki gün yeniden ilgili alanda yeniden keşif yapıldı.

Keşif öncesinde bir araya gelen vatandaşlar ve hukukçular, tarım ve hayvancılık merkezi Dereköy’de Kömür Madeni ocağı işletmesi istemediklerini dile getirdiler.

Avukat Burak Tuncal: “YENİDEN DEREKÖY KAZANACAK”

Dereköylü yurttaşların avukatlarından Burak Tuncal yaptığı açıklamada;

“Korkuteli ilçemize bağlı Dereköy yaylasında açılmak istenilen kömür ocağı için üçüncü keşif yapıldı. Daha öncesinde kazanılan dava, üst mahkemenin bilirkişi heyetinde Antalya Büyükşehir Belediye personeli olması, ABB’nin dosyada taraf rolü olmamasına rağmen bozma sebebi yapıldı. Biz inanıyoruz ki, yeniden Dereköy Kazanacak, Korkuteli Kazanacak.” Dedi.

DEREKÖY MUHTARI NEBİ BÜYÜKKELEŞ’İN AÇIKLAMASI

Dereköy Mahalle Muhtarı Nebi Büyükkeleş keşif öncesinde yetkililere yaptığı açıklamada uzun uzun bölgedeki toplumsal ve ekonomik yapıyı anlatarak kömür ocağının vereceği zararlar ve bölge için nasıl yıkıma neden olacağını anlattı.

Dereköylü yurttaşlar yıkım getirecek olan kömür ocağına karşı çıkıyor.

Muhtar Nebi Büyükkeleş şöyle konuştu:

“Sayın hakim, çok değerli bilirkişi heyetinin temsilcileri, saygıdeğer avukatlarım, mahalle muhtarlarım ve yılmadan, yorulmadan, yağmur, kar, çamur, virüs demeden çalışan vefakar, cefakar Dereköylü çiftçi kardeşlerim.

Öncelikle hepiniz Dereköy Yaylasında üçüncüsü gerçekleşen bilirkişi heyeti keşif toplantısına hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Bugün burada toplamamıza sebep olan konu Turkuaz Kömür İşletmeleri tarafından birinci sınıf tarım arazileri ve su kaynakları üzerinde açılmak istenen kömür ocağıdır.

Bizler Dereköy Mahallesi halkı olarak, gençliği şehre göç etmeyen kırsalda sürekli olarak üretim yapan geçimini tarım, hayvancılık, arıcılık gibi tarımsal faaliyetlerden sağlayan vatandaşlarız. Şu an bulunduğumuz alanda da Birinci Sınıf Sulu Mutlak Tarım Arazileri üzerinde kayısı, erik, vişne, kiraz armut, gibi meyve ağaçları bulunmakta ve üretimi yapılmakta ve yine bu alanda sebze diye tabir ettiğimiz açık bitki yetiştiriciliği yapılmaktadır. Ayrıca bu yetişen ürünlerimiz de Rusya, Ukrayna Moldova, Bulgaristan gibi ülkelere ihraç edilmekte ve ülkemize yoğun bir şekilde döviz girdisi sağlanmaktadır.

GEÇİM KAYNAKLARIMIZDAN BİRİSİ DE ARICILIK FAALİYETLERİDİR

Hayvancılığın en önemli ana unsurlarından olan arpa, buğday, yulaf, tirtikale gibi tahıl ürünlerimiz de komple bu alanda sulu ortamda yetişmektedir. Ve yine bu alanda da yoğun bir şekilde küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yapılmaktadır. Arkamızda gördüğünüz çadırlarda da insan yaşamı mevcut ve yılın belirli aylarını bu yaylada geçirerek Türkiye de hayvancılığa büyük ölçüde katkı sağlamaktadır. Geçim kaynaklarımızdan birisi de arıcılık faaliyetleridir. Bilim adamlarının araştırmalarına göre eğer ki arıların neslinde herhangi küçük bir tükenme ve azalma söz konusu olur ise dünyanın sadece ve sadece 4 yılı kalacağını ifade eder. Çünkü arı bütün dünyada bitkilerin tozlanmasını sağlamakta ve bitkinin oluşumunu yapmaktadır.

OCAK AÇILIRSA BURASI BİR ÇÖL VE ÇORAK ARAZİ HALİNE GELECEKTİR

Zaten halihazırda arkamızda bulunan bizim halk arasında Çaldağı diye tabir ettiğimiz alanda aktif olarak bir Mermer ocağı bulunmaktadır. Zaten o Ocak açılmaya başlayınca Korkuteli Barajını besleyen su kaynaklarında azalma söz konusu oldu. Eğer olurda burada da böyle bir Ocak açılması söz konusu olursa adeta burası bir çöl ve çorak arazi haline gelecektir.

Bu arazimizde 10 Kasım 2011 tarihinde Antalya İl Özel İdaresi tarafından Devlet Eliyle Sulama yapılması ve birim alandan elde edilen ürün miktarını ve çeşidini arttırmak için 5 bin tonluk ve 3500 dönüm araziyi sulama kapasitesine sahip bir gölet yapılmıştır. Şu an bu gölet aktif olarak kullanılmakta ve ovamız komple bu gölet ile borular yardımıyla suyu hiçbir şekilde israf etmeden yer altı su taşıma sistemi ile sulanmaktadır. Aksi takdirde bu ocak açılırsa Devlet Eliyle Sulama yapılan bu sistem ne yapılacak bu borulardan sulama işlemi nasıl yürütülecektir?

BİRÇOK SU KAYNAĞIMIZ KORKUTELİ BARAJINI BESLEMEKTEDİR

Yine burada bizim Menevşelik Deresi diye tabir ettiğimiz su kaynağımız başta olmak üzere birçok su kaynağımız Korkuteli barajını beslemektedir. Dolayısıyla burada bulunan su kaynaklarını eğer bu ocak ile kurutursak, Korkuteli barajından sulama yapan 50 bin dönüm arazi de kuruyacak ve harap olmuş bir arazi haline gelecektir. Ülke ekonomisine tarımsal alanda katkı bitecektir. Burada açılması planlanan Ocak sayesinde geride kalan insan, hayvan, bitki, bahçe hepsi bu harfiyat ve iş makinelerinin tozu ile adeta kuruyacak ve mahvolacaktır. Bu açılan çukurlar ile adeta buraları küçük çaplı zehirli sular haline gelecek ve içme sularına karışacaktır. Bugün bütün dünya su kaynaklarını koruma adına elinden geleni yapıyorken şu çalıştayları ve kuraklık ile ilgili sempozyumlar düzenlerken bizler bu su kaynaklarını kurutursak burada hiçbir şekilde canlı yaşamı kalmayacak ve buradaki su kaynakları ile beslenen bütün insanlık ve bitki de ölecektir.

OKSİJENİMİZİ KAYBETMEK İSTEMİYORUZ

Bugün Avrupa Devletleri bile büyük oranda bedava ve zararsız olan güneş enerjisi ve rüzgar enerjisi sistemlerine geçmişken bizler halen doğaya, insana, hayvana zarar veren bu kömür ocağını açarsak buradaki halka ne kadar zarar vereceğiz? Bu zararın sonucunda burada yaşayan halka ne olacak? Suyu kara, oksijeni kanser, unu, ekmeği kömür meyvesi ve sebzesi de hastalık deposu olacaktır. Sözlerime son verirken de bu ocağın açılmasını hiçbir şekilde Dereköy Mahallesi halkı olarak istemiyoruz. Doğamızı, su kaynaklarımız, hayvanlarımızı, ormanlarımızı kısacası insanın yaşaması için önemli unsur olan oksijenimizi kaybetmek istemiyoruz. Gelin sebze, meyve ve tarım cenneti olan güzel mahallemizi ve ilçemizi halkımızı hep birlikte koruyalım. Şunu unutmayalım ki; İnsanoğlu doğaya karşı hiçbir zaman kazanamamıştır, doğa hep galip gelmiştir.”

(fotoğraflar ve haber kaynağı: www.korkutelimanset.com)

Emek.org.tr

İlgini çekebilecek diğer içerikler

0 yorumlar